Atlas ayağa kalkıp bir şey demeden yanımızdan ayrıldı. Atlas gittiğinde Ceylin bir Devrim'e bir Derin'e bakıyordu. "Niye söylüyorsunuz?" Diye sordu. Çağrı olaya dahil olup "Zaten öğrenecekti, daha ne kadar saklamayı düşünüyorsun?" Diye sordu.

Ceylin cevap vermezken Atlas tekrardan yanımıza geldi. Demin kalktığı tekli koltuğa oturup telefonunu açtı. Yanında olduğu için telefonda nereyi tuşladığına bakıyordum. Annesini arayıp hoparlöre aldı. Annesi telefonu ilk çalışta açtı.

"Anne, Lal ne zaman gidecek?"

"Önce bir selam verseydin ya oğlum. Hiç yakışıyor mu sana bu davranışlar? Sen gitgide dayına benziyorsun bak. Hemen sonuca ulaşılmaz önce nasıl olduğunu soru-"

Atlas daha fazla dayanamayıp annesinin sözünü kesmişti. "Lal ne zaman gidiyor?" Annesi derin bir nefes alıp verdi. "Kuzenin için hiç öyle denir mi Atlas? Hem ne gitmesi? Çok ayıp." Bu sefer derin bir nefes alıp veren Atlas oldu.

"Ya sizi Lal'i yanınıza çağırırsınız ya da ben kovarım."

"Atlas neler diyorsun sen öyle? Hiç yakışıyor mu sana bu davranışlar?" Annesi Atlas'ı azarlamaya devam ederken Ceylin Atlas'ın elinden telefonu aldı. "Anne Lal benim alerjimle beni tehdit ediyor. Eve kedi, köpek getiriyor ve eve giremiyorum." Ceylin'in kurduğu cümle üzerine annesi şaşkınlıkla "Ne?" Diye sordu.

"Duydun işte anne." Dedi Ceylin. Herkes Ceylin'e bakıyordu. "Pekala, ben bi amcanız ile konuşayım." Ceylin sinirle gözlerini devirdi. "Anne Lal'i yarın burada görmek istemiyorum."

Çok uzun süremeyen bir sessizlik oluştu. "Ben şimdi amcana gidip ne diyebilirim Ceylin Allah aşkına ya? Kızımı korkutmuş mu diyeyim? Kendi abisini ciddiye almayan bir adamla ciddi şekilde nasıl konuşacağım?" Kendi abisini derken Atlas'ın babasından mı bahsediyordu?

"Peki anne, o zaman iş başa düştü." Dedi Ceylin. "Ceylin lütfen efendiliğinizi bozmayın." Dedi ve devam etti. "Atlas'a ver bi telefonu."

Ceylin telefonu Atlas'a uzattığında Atlas telefonu aldı. "Dinliyorum anne." Dedi. "Karşındaki kişiyi sevmiyor olabilirsin ama o senin karşı cinsin, terbiyeni bozma. Ceylin beni dinlemez ama sen ona göz kulak ol. Lal konusunda da ben onunla konuşacağım." Annesi o kadar sakin konuştu ki. Zamanında Atlas ve Ceylin'i yetiştirirken hangi konular üzerinde durduğu çok belliydi.

"Konuşma sen, biz hallederiz." Dedi Atlas. Annesi son defa uyarısını yaptıktan sonra vedalaştılar ve telefonu kapattılar.

"Yani ne yapacaksak biz yapacağız öyle mi?" Dedi Derin. Salonda altı kişi oturuyorduk ve hep beraber düşünmeye başladık. Ortaya atılan o kadar saçma fikirler vardı ki zeka seviyemizi bir an sorguladım. "Direkt Atlas konuşsa oldu bitti olsa, olmuyor mu bu iş?" Diye sordu Devrim. "Konuştum ama nafile. Kız şizofrene bağladı, benim dediklerime değil kendi düşündüklerine inanıyor."

Arkama yaslandım. Bu kızı tam olarak nasıl hayatımızdan çıkarabiliriz? Ona zorbalık yapmayı düşündüm bir an ama zaten kötü olan birine zorbalık yapsak, her şey düzelir mi?

"Buldum!"

Çağrı'nın umut veren sesi üzerine ona baktım. Hepimiz gözlerimizi Çağrı'ya dikmiş ve bakıyorduk. Çağrı ise "Sorsanıza oğlum neyi bulduğumu." Dediğinde gülmemek için dudaklarımı içe doğru bastırdım. "Neyi buldun?" Diye sordu Atlas. Çağrı kendinden emin bir şekilde oturuşunu düzeltti. "Yanlış hatırlamıyorsam Lal'in babasına biraz sorun vardı. Öykü'ye attığı fotoğrafı babasına gösterebiliriz."

"İyi de o fotoğraf da Lal'in yüzü belli değil ki. Hem Atlas var o fotoğrafta." Ceylin'in konuşması üzerine tekrardan düşünmeye başladım. "İyi o zaman biz de Atlas'ın olmadığı bir fotoğraf çektiririz." Derin'e baktığımda bana bakıp saçını savurdu. "O fotoğrafı nasıl çektireceğiz Derin'cim?" Diye sordum. Derin de dahil olmak üzere Atlas'a baktığında ben de Atlas'a baktım.

Konser +18Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα