"Başardın," diye fısıldadığın da yutkunarak ona baktım, iplerini çözdüğüm için Zamir bana sarıldı.

"Başardım," dedim aynı fısıltıyla.

&

Birkaç saat sonra nihayet eve gelebişmiştik, nerede olduğumuzu bilmediğimiz için uzun sürmüştü evi bulmak, ama eve gelir gelmez Zamir beş torba kan içmiş, güçlerini geri kazanmıştı. Yanıma oturdu ve kanlarını temizlediğim elime dokunarak acısını aldı, parmaksız yaşamak benim için sorun değildi ama ağrıdıkça Zamir'i bulsam iyi olurdu.

"Teşekkürler," demekle yetindim ve iznini almadan başımı bacaklarına kpyarak gözlerimi kapattım, Zamir'de saçlarımı yavaşça okşamaya başlamıştı, bu daha çok uykumu getirdi ve uykuya daldım.

5 saat sonra;

Gözlerimi açtığım da hiçte dinlenmiş gibi hissetmiyordum, hissettiğim rahatlıkla hâlâ Zamir'le aynı pozisyonda olduğumuzu rahatça anlayarak yan pozisyonumu düzelterek sırt üstü yattım ve alttan alttan Zamir'e baktım, kafasını arkaya atmış uyuyordu. Hava çoktan karardığı için kalktım ve Zamir'i dürtükledim, ilkinde tepki vermesede ikinci dürtüşümde gözlerini açtı.

"Zamir burada uyuma," uykulu gözlerle bana baktı ve kafasını salladı.

"Uyumuyorum zaten." Kaşlarımı çattım.

"Olsun burada yatma, odaya geç." Oturduğu yerden kalktı ve merdivenleri tırmandı, en üstteki merdivende durdu ve bana baktı.

"Gel," hiç itiraz etmeden koşar adım yanına gittim ve birlikte odaya girdik, ben pijamalarımı lavaboda giyip çıktım ve Zamir'in yanına yattım, uyuyamıyor olsakta onunla yatmak hoşuma gidiyordu, sabaha kadar onunla yatabilirdim. Ona alışmam yeterince kötü değilmiş gibi birde onun kokusuyla uyumaya alışmıştım...

&

Kaç saat geçmişti bilmiyordum ama hava aydınlanmaya başlamıştı bile, Zamir'le tek yaptığımız bir o tarafa bir bu tarafa dönmek ve birbirimize sarılıp gözlerimizi yummak olmuştu, en sonunda güneş ortaya çıktığın da bende yataktan kalktım, Zamir kalkmamla kaşlarını çatmıştı.

"Boş boş yatmaktan sıkıldım," diye bir açıklama yaptığımda o da yataktan kalktı ve yanıma dikildi.

"Bugün taşınıyoruz, bavulunu aldım aşağıda." İçimden İnşallah diye geçirdim ve ona bir şey söylemeden banyoya girip duş aldım, sonra da üzerimi giyindim.

Hava çok sıcak olduğu için bunları tercih etmiştim, kızıl saçlarımıda dağınık bir topuz yaparak aşağı indim, Zamir beğeni dolu gözlerle beni süzdü

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hava çok sıcak olduğu için bunları tercih etmiştim, kızıl saçlarımıda dağınık bir topuz yaparak aşağı indim, Zamir beğeni dolu gözlerle beni süzdü. Bunu saklama gereği duymuyordu.

"Bugün biraz zor geçecek,"

"Anlamadım?" Aslında ne dediğini gayet iyi anlamıştım ve bu dediği de çok hoşuma gitmişti, birlikte arabasına bindiğimizde sonunda gidebildiğimiz için içimden şükür ediyordum.

"Ne kadar yol var?" Diyerek geriye yaslandım ve bacak bacak üstüne attım, kısa olan eteğim biraz daha yukarı sıyrılmıştı ama onu düzeltmedim, Zamir'de bunu fark ederek boğazını temizledi.

"Üç saat," dediğinde kafamı salladım ve yolu izlemeye koyuldum.

1 saat sonra;

"Zamir acıktım,"

"Zamir tuvaletim geldi,"

"Zamir ne kadar kaldı?"

Zamir bıkkın bir ifadeylr bana döndüğünde çenemi kapattım.

"Birazdan yemek için duracağız, orada tuvaletini yaparsın, ayrıca çıkalı sadece bir saat oldu Ayperi!" Suratıma doğru tısladığın da kaşlarımı çattım.

"Ne yapayım çok sıkıldım, sende mendebur surtında çok sıkıcısınız." Bana attığı kötü bakışları umursamadan tekrar yola döndüm. Dediği gibi bir restaurantın önünde durduğumuz da hemen kendimi tuvalete attım ve işimi hâllettikten sonra ellerimi güzelce yıkadım, sonrada Zamir'in karşısına oturdum.

"İkimize de Mantı söyledim," gözlerimin mutluluktan parladığına emindim, birkaç dakika içinde yemeklerimiz geldiğinde birinci tabağımı hızlıca bitirdim.

"Doymadım," dediğimde bana düz bir bakış atıp yenisini söylemişti, bilmiyordu ki ben ona inat bir sürü tabak yiyecektim, hem mantıda sınırım yoktu.

İkinci tabağımı bitirdim, "Doymadım." Zamir derin bir nefes aldı.

Bir şey söylemeden bir tabak daha söyledi, onu da bitirdim.

"Yine doymadım," gözlerini sıkıca yumdu.

"Yeter, doydun sen." Diyerek ayağa kalktığın da kaşlarımı çattım.

"Zamir doymadım diyorum, bir tabak daha mı alırsın yoksa ben kendim mi alayım?" Zamir bana ters ters baksada umursamadan daha çok yayıldım.

"Garson!" Zamir bağırışımla küfrederek beni kolumdan tuttuğu gibi kaldırdı.

"İmdat bana şiddet uy-" Zamir elini ağzıma örttüğünde çoktan herkesin dikkati bize yönelmişti, Zamir bir kez daha küfretti.

"Sabrımı sınama Ayperi!" Omuz silktim, garson yanımıza gelerek Zamir'e ters ters baktı.

"Beyefendi kızı bırakır mısınız?" Çok çıtı pıtı bir kız gibiydi ama bakışları gerçekten ürkütücüydü, Zamir kolumu daha sıkı tuttu.

"Karım o benim ve şu an inadına böyle davranıyor," diyerek beni geri döndürdü ama yine kıza dönerek, "Bana şiddet uyguluyor! Yardım edin," dedim yalandan ağlarken.

Kız hemen yanıma geldi ve Zamir'i itti, ama adam kıpırdamadı bile, bende kıza yardım ederek onu ittiğim de şaşırtıcı bir şekilde geriye sendeledi.

"Dokunma bana, zorla evlendirdiler beni bu adamla." Kız beni kolumdan çekiştirdi ve mutfağa götürdü, Zamir'de ardımızdan giridiği gibi kulağıma fısıldadı.

"Eğer biraz daha devam edersen kızı ölü bil!" Sertçe yutkundum ve ona baktım düz düz, sonra da kıza dönerek gülümsedim, kız ani duygu değişimime şaşırdı. En azından birazcık içimi dökmüştüm bu tatlı kıza.

"Tatlım ben senin telefon numaranı alabilir miyim? Bu adamla gitmem gerek yoksa kötü şeyler olacak," son kelimelerimi kulağına fısıldamıştım, kız bir kez daha Zamir'e kötü kötü baktı ve birbirimize numaralarımızı verdik. Sonra da arabaya bindik. Kız kulağıma polisi aramayı teklif etmişti ama Zamir'in sınırı olmadığını bildiğim için hayır demek zorunda kalmıştım.

18. Bölümün sonu.

Oy ve yorumları bekliyorum.

VAMPİR ÇIĞLIĞIWhere stories live. Discover now