Hala şaşkındım.

Çağan tarafından kaçırılmıştım ve burası havada olan bir uçaktı?!

Çağan:kaçırılmış gibi bir halin var mı?

Beni baştan aşağı süzdü.

Tuana:bana soru sorma sorularıma cevap ver!

Diye bağırdım.

Çağan:yanı başındayım aptal bağırmana gerek yok.

Bana ters bir bakış atmıştı.
Hala alayla konuşuyordu.

Elimle anlıma vurdum.

Çağan:tamam. Anlatacağım.

Elimi tutu elimi çekmek istedim ama bırakmadı.

Beni kendine doğru çekti.

Tuana: çağan.

Dedim tekrardan derin bir nefes ile.

Tuana:bizim burda ne işimiz var?

Diye sordum.

Sakin kalmaya çalışıyordum ama başaramıyordum.

Bunun mantıklı bir açıklaması yoktu!

Çağan:şöyle oldu.

Dedi birşeyler düşündü.

Yine yalan söyleyecekti.

Tuana:bana yalan söyleme çağan.

Bana baktı.
Ama bu normal bir bakış değildi.
Hisselerini anlayamadım,ne düşündüğünü çözemedim.

Çağan:sana yalan söylemek zorundayım.

Dedi sadece.

Tuana:neden?!

Onun sakinliği karşısında sinir krizi geçirmek üzereydim.

Çağan:sana geçmişini anlatamam,sana kendimi anlatamam. Seni sadece yalanlarımla koruyabilirim.

Ona baktım.
Ama ne öfke,neden kırgınca.

Anlamıyordum.
Kendi geçmişimi benden daha iyi hatırlıyordu.

Ama benden geçmişimi saklıyordu.

Geçmişim sır gibi saklanıyordu.
Benim geçmişimi benden gizliyorlardı.

En kötüsü onlar benim geçmişimdeydi.

Ben geçmişim gibi onları da unutmuştum.

Tuana:anlat artık bana!

Diye bağırdım ona daha fazla katlanamayarak.

Tuana:anlat bana kendini! Söyle artık bana geçmişimi!

Benim gibi oda öfkelenmeye başlıyordu bu gözlerinden de beli oluyordu.

Çağan:neyi anlatayım!

Diye bağırdı oda.

Çağan:hayatıma bir anda girip bütün hayatımı mafetiğini mi?!

Diye gürledi ayağa kalkıp.

Çağan:seninle nasıl yurt dışına kaçtığımızı mı?!

Uçakta olmamız salanmamıza neden oluyordu.

Çağan:bir gün seni bir ormada kanlar içinde bulmamı mı?!

Hala bağırıyordu.
Ve o her bağırdığında ondan daha çok uzaklaşıyordum.

Çağan:seni yılarca öldü sanıp mezarında intahar etmemi mi?!

platonik (ÇT)Where stories live. Discover now