4.BÖLÜM 🐰BENİM OLMALI🐰

Start from the beginning
                                    

"Benim daha bir senem var, hem 12.sınıf olup oldukça yüksek net yapan bir kız geldi bu ay. O da bizim klüpte ve aynı zamanda derste çalışabiliyor."

Dediği şey ile hızla ona dönerken irkilmiş ve elini sırtındaki çantanın koluna atıp sıkmıştı.

Bu hareketi gözümden kaçmazken yinede bunu arka plana atıp aklımdaki o soruyu sordum.

"Kapalı?"

Başını onaylarcasına sallarken bu sefer daha büyük bir heyecan ile sordum.

"Kısa?"

Yine bir onaylama.

"Beyaz tenli?"

Bu sefer alaylı bir onaylama.

"Bir dakika. Sen niye bu kadar heyecanlandın ya?"

Yutkunup boğazımı temizledim.

"Adını biliyor musun?"

"Hüzün anlamına gelen bir ismi var, bence bu ipucu sana yeter."

Diyip yanımdan öylece geçip giderken ben olduğum yerde kalakalmış isminin ne olabileceğini düşünüyordum.

Benim adım Mutlu.

Onun ise anlamı hüzüne tekabül ediyormuş.

Ne kadar zıttık böyle.

O kısa, ben uzun. O bembeyaz bense esmerdim.

Tamam çokta esmer değildim ama esmerdim işte.

Kara kaşlı, kara gözlü, kara saçlı biri esmer değil miydi? Sadece ten rengim buğdaya benziyordu o kadar.

Vay be!

Benim kızım demekki müzik ile ilgileniyormuş.

İsmimin anlamının hakkını vererek mutlulukla ile yoluma devam ederken yarın ilk işim tekrar müzik kulübüne katılmak olacaktı.

Kulüp hocası ne de olsa beni seven biriydi.

Sonunda mahalleme geldiğimde ortalıkta koşturan çocuklara katılıp, bir iki top sektirerek, dışarıda çocuklarını izleyen ablalara selam vermiş, tanıdığım abilere hal hatır sorduktan sonra en sonunda evime gelebilmiştim.

Canım evim diyerek evimi öpmediğim kalmıştı bir.

Ulan be pamuk şeker! Ne hale getirdin bizi iki günde be kızım.

Çantamı koltuğa atıp bedenimi de aynı şekilde koltuğa atarken tavanı izleyen gözlerim aslında oradaki yapıyı değilde güzel kızımı görüyordu.

Bir an önce yanımda olsun istiyordum.

Hep beyaz yüzünü incelemek...

Güzel kızım diyip kollarıma almak istiyordum.

Ancak bunun öyle kolay olmayacağını da biliyordum.

Zira o diğer kızlar gibi değildi. Hissediyordum. Bu da işimi daha da zorlaştıracak gibiydi.

Tesettürlüydü.

O kumaşı kafasına örterken öylesine örtmediğini biliyordum. Gerekliliğini bilerek yapmıştı, benimle konuşsada topuzu bile bana temas ettiğinde hızla geriye çekilmişti.

Yanında pek erkek görmemiştim. Görsemde aralarında hep belli bir mesafe oluyordu.

Yanındaki arkadaşı dışında pek kızlarla da yakın değildi sanırım.

Ahh! Benim olmalıydı. Onun olmalıydım.

Böylesine mükemmel biri karşıma çıkmışken onu kaçıramazdım.

Yoksa kafayı yerdim!

Bir an önce onunla tanışıp bir şekilde bu konuyu ona açmalıydım.

Hem sevgili olmak istemiyordum ki! Yeterki benim olduğunu bileyim yeterdi.

Hem belki lise biter bitmez evlenirdik.

Üniversite bitimini bekleyemezdim ulan!

Ona sarılmam, merak ettiğim kokusunu solumam, öpmem lazımdı.

Bu resmen bir ihtiyaç gibiydi.

Oysa daha bir hafta bile olmamıştı. Ne ara içime böyle işlemişti hüzünlü kızım.

Daha fazla öyle durup emeklerimi hiç etmemek için ayaklamış, bir şeyler atıştırıp dersin başına geçmiştim.

Maraton başlasın...



****************************

BÖLÜM SONU...

🐰🐰🐰

BİR KULAKLIK MESELESİ Where stories live. Discover now