"Ulan doğru mu bunlar" diye tekrar bağırdım

"Doğru" dedi sadece

Hayal kırıklığıyla Savaş'a baktım

"Ama asıl amaç neydi biliyor musun?" diyerek yine odağı kendine çekmişti

"Çocuk yapıp çocuğu alıp seni öldürmek" dediğinde beynimden vurulmuşa döndüm

Öldürmek,öldürmek,öldürmek...

Zihnim de yankılanan tek kelime buydu

Öldürmek demişti değil mi?

Basit miydi o kadar?

Kalbimin paramparçaya dönmesini önemsemek istemedim

"Yalan desene bana hadi, yalan de" diye bağırdım Savaş'a doğru

"Her seferin de bir şey olurken bunun tek sorumlusu sen mişsin Savaş" derken sesimde ki hayal kırıklığı kendini belli ediyordu

içimde ki kini, nefreti kusmak istiyordum. Canımın acısını anlatmak istiyordum

Ama yapamıyordum, bunların yalan olmasını dilemekten başka bir şey yapamıyordum

Savaş'a vurmak istiyordum. Zaten önüne düşen başı daha da aşağıya düşsündü

Ama vuramıyordum. Sanki elim kalkmıyordu, sanki bütün enerjim gitmiş gibiydi

"ben sana ne yaptım?" diye bağırdım, cevap vermedi

"Ben sana ne yaptım da bunları hak ettim" diye tekrar bağırdım

"keşke bir şey yapsaydın da içim bu kadar acımasaydı" diye mırıldandı kısık sesle

"için acısın, hatta benimkinden daha çok acısın" diye bağırdım

"Derdin para mıydı? Söyleseydin sana verseydim sonra siktir olup gitseydin" diye yine bağırdım

"keşke.." diye mırıldandı Savaş

keşke? Devamını getirmiyordu. Gerçi getirse de ne diyebilirdi ki? Daha fazla para isteseydim mi? komik.

"keşke ne ya, keşke ne" diye yine bağırdım

"keşke ben de sana aşık olmasaydım Liva" diye mırıldandı

Alayla kahkaha attım

"Siktir lan ordan! Aşıkmış" diye başladım ama sesimin tonu normaldi

"Aşk diyo hala. Sen aşkın ne olduğunu biliyo musun ya? Aşk insana bunları yaptırmaz" diyr bağırdım bu sefer

"Bak kız doğru söylüyo" dedi Savaş'ın babası

"Sen kes sesini" diye bağırdı Savaş

"aaa şımarma Savaş" dedi alayla Savaş'ın babası

"Liva ne olur kendimi bir anlatayım,ne olur "

"anlatsan kaç yazar Savaş, ben bir daha sana güvenir miyim?"

hala anlatayım diyordu. Babamın kaç para verdiğini mi anlatacaktı? Yoksa benı nasıl kullandığını mı? daha da komik.

"lütfen dinle bir kere" dedi yüzsüzce

"siktir git Savaş" diyip gitmek için adımlamaya başladım

Ama bu hareketimi bileğime dolanan elle gerçekleştiremedim

"Savaş bırak" dedim düz bir şekilde

"Lütfen" dedi

Yalvaran bakışları her ne kadar masum gibi dursa da kolumu elinden kurtarıp hızla evden çıktım

Evden çıkarken son duyduğum ses "lütfen dinle" sesiydi...

Kapıyı arkamdan çarparak çıktığım da akmak için bekleyen göz yaşlarım gözlerimden yanaklarıma süzülmeye başladı

Sanki yolu biliyormuş gibi yukarı doğru gitmeye başladım

Zaten ev dağ başındaydı ama daha da yukarı çıkıyordum.

Ne yapıcağımı bilmiyordum ama sanki oturmak iyi gelicekmiş gibiydi

😏

Biraz yürüdükten sonra uçurum gibi bir yerin ucuna oturdum. Aşağayı görebiliyordum ve gerçekten baya yüksekti

Güzeldi ama korkutucuydu

Normal bir zaman da tercih ediceğim bir yer olmasa bile şu an bana biraz olsun iyi hissettirmişti

Dizlerimi kendime çekip kollarımı etrafına doladım kendime sarılırcasına...

Arkadan bir araç sesi gelince ayaklandım. Aklıma gelen tek bir kişi vardı, Savaş...

Arabayı dikkatlice incelesem de içerisi görülmeyecek şekilde yapılan filmli camlardan dolayı içeriyi göremiyordum

Arabanın farları gözümü acıtsa da gözümü arabadan çekmedim

Siyah bir passat tı.

Çok geçmeden araba durdu ve kapı açıldı

Arabadan inen kişi beklediğimin aksine Savaş değil babamdı.

"Ne işin var senin burda, nasıl buldun beni?" diye sordum

"bilmem belki sevgili Savaş hocan sayesindedir" dediğinde sesinden dalga geçtiği apaçık ortadaydı

"neden yaptın bunu?" diye sordum sakince

Ne sinirlenmeye ne de bağırmaya halim vardı

"üzül, üzül istedim"

Duyduğum cümleyle gözümden bir yaş aktı. Ağlamak istemiyordum, güçsüz görünmek istemiyordum

Ama olmuyordu kalbim fazlasıyla acırken güçlü görünemiyordum , yapamıyordum

"git burdan" diye bağırdım

acım dışa sinirimle yansıyordu, bu yüzden bağırıyordum

babam cevap vermeyip üzerime adımlamaya başladı

"gelme, git" derken bende geri adımlıyordum

Artık düşme noktasına geldiğimde durdum , babam da tam önüm de durdu

"üzülmüşsün" dedi düz çıkan sesiyle

"hadi ya, nasıl anladın" derken fazlasıyla alaylıydı sesim

"sana saygıyı öğretememişim" diyip sol elini omzuma koydu

"yazık" diyip beni aşağıya ittirdi...

____________________

selaaammmm
sizi biraz ters köşe yapmak istediiim

bölümü nasıl buldunuzz?
sizce devamında ne olacak?

umarım seversiniizz
iyi okumalaarr

oy vermeyi unutmayınn
kocaman öpüldünüüzzz
💕

Matematik HocamWhere stories live. Discover now