T͢e͢p͢k͢i͢ 4 - İb͢l͢i͢s͢e͢ D͢ön͢üşs͢e͢k͢?

Start from the beginning
                                        

Ibuyashiki Kagaya~

Karısı ölmüştü, ve onun yerine koyabildiği tek kişi sendin

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Karısı ölmüştü, ve onun yerine koyabildiği tek kişi sendin. Muzan köşke geldi, Nezuko'nun güneşe karşı koyabildiğini öğrendiği zaman. Ibuyashiki bunu öngörmüştü zaten, bekliyordunuz. İçinizde en ufak korku yoktu, üvey çocukların için de yoktu, kendin için de. Kocanı kaybetmek istemiyordun ama, o onun için korkmanızı istemediğinden dolayı korkmamaya çalışıyordun.

"Zaten pek zamanım kalmadı. Benim ölümüm hashiraları gaza getirecek, sen, ailemizin yüz karası Muzan. Seni kesinlikle yok edeceğiz. Bu nesil seni yok e-"

Ibuyashiki lafını bitiremeden göğsünde bir acı hissettin. Muzan eliyle kalbini kavramıştı. Kanını sana aktardı.

"Seni veya o boktan hashiralarını şimdi öldüremem Ibuyashiki. Ama karın seni ve çocuklarını öldürebilir. Hashiralar da onu."

Ibuyashiki uzun zamandır ilk kez korku ve umutsuzluk hissetmişti. Muzan gitti, çocuklar odanın bir köşesine sindi. Sen ise acıyla yerde kıvranıyordun. Ibuyashiki ayağa kalkmaya çalıştı.

" (Y/N)!" kan öksürerek yere düştü. Kana karşı koymayı başardın ve ayağa kalktın. Ağzından salyalar akıyordu. Ibuyashiki acıyarak yüzüne bakmaya çalıştı. Üzerine atladın. Bileklerine tırnaklarını geçirdin.

"Çocuklar, koşun! Hashiralara haber vermeyin. Zaten çok zamanım yokt-" yüzüne gelen ıslaklık ile irkildi. Ağlıyordun.

"Ib-yus..." ismini hatırlayacak gibiydin ama hatırlayamıyordun. Tırnaklarını bileklerinden çektin ve kendi kafana geçirip yere çömeldin. Acıyla bağırıyordun. Ibuyashiki hemen kalktı. Elini omzuna koydu.

"Eğer Nezuko gibi kendine hakim olabilirsen... Hashiralar seni öldürmeyecektir." hırlayarak ona doğru döndün. "(Y/N), seni seviyorum." Duraksadın. Göz yaşları içinde ona baktın. İkiniz de birbirinize derin derin bakarken farkına varamadınız, çocuklardan biri elindeki taşla kafana doğru vurdu.

Bu seni biraz bile etkilemedi ve tırnakların ile kafasına bir hamle yaptın. Ibuyashiki elini tutmaya çalıştı ve elini parçaladın. Parçaladığın elinin üzerine doğru düştü. "(Y/N) dur!" bağırdıktan sonra kan kusmaya başladı.
Çocuklardan biri yoktu. Hashiralardan birini çağırmaya gittiğini düşündü Ibuyashiki. Az önce çocuklarını da, karısını da, kendisini de öldürmekten korkmuyordu ama şimdi, size veya çocuklarına bir şey olma ihtimali o kadar korkutuyordu ki onu.

"OYAKATA-SAMA!" Böcek Hashira'sının sesi ile irkildi Ibuyashiki.

"Shinobu d-" Yine kan öksürdü. Bir köşede sinmiş, kendine gelmeye çalışan sana doğru bir hamle yaptı ve zehirini anında enjekte etti Shinobu. İlk başta bir şey hissetmedin,hatta güzeldi. Bağırışlar, acın, kafa karışıklığın, her şey gitmişti ve Ibuyashiki'nin etrafı kelebeklerle kaplı, gözyaşları içinde sana bakıyordu. O kadar mükemmel gözüküyordu ki. Ona doğru bir adım attın.
"Ibuyas... hiki. Sen.. Seni.. seni sevi-" elin boğazına gitti. Kelebekler yok oldu, görüşün bulanıklaştı. Acıyla yere düştün. Ibuyashiki yanında geldi. Parçalanmış ellerine rağmen elini eline aldı. Gözyaşları damladı yüzüne. Yavaş yavaş küllere dönüşürken baktın ona. Onu neden sevdiğini bilmiyordun ama. Bakışları sıcacıktı. Son gördüğün şey hastalıkla kaplı olmasına rağmen çok nazik bir yüzdü.

Kanao Tsuyuri~

Ne yapacağını bilmeden korkuyla bakıyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ne yapacağını bilmeden korkuyla bakıyordu. Bu durumda yazı tura da atamazdı ki! "O-ona elini bile sürme!" dedi Kanao bunu demeye ne kadar zor karar vermiş olsa da. Douma tatlı tatlı güldü.

"Ah merak etme canım, o erkek. Onu yemem. Muzan-sama onu iblis yapmam için gönderdi beni. Tabii seni de yemem için."

Buz kesildiniz. Kanao seni korumak için bir hamle yapacaktı ki onu kucağına alıp kaçmaya başladın.

"(Y/N) -san?? N-ne yapıyorsun?"

"O çok güçlü Kanao! Onu asla yenemeyiz. Seni korumalı-"

Göğsündeki acı ile yere yığıldınız. Kan öksürmeye başladın. Göğsüne parmaklarını sokmuştu.

"Bu Muzan-sama'nın kanı. Karşı koyabileceğin kadar enjekte ettim."

Sen kıvranırken Kanao kılıcını kavrayıp ayağa kalktı.

"Ah, üzgünüm güzelim. Ama ablaların gibi seni de yemeliyim."

Ağlamaya başladı Douma. Kanao sinir ve nefretle bakıyordu.

"Onlara acı çektirirken gerçekten çok üzüldü-"

"Üzüldün mü?" dedi bomboş bir sesle Kanao.

"Senin gibi duyguları olmayan, boşa yaşayan bir varlık mı üzüldü? Hiçbir şey hissedemiyorsun değil mi? BİR DAHA ABLALARIM HAKKINDA KONUŞMA BİLE SENİ PİSLİK!"

Sesler azalmadan önce duydukların bunlardı. Birden kendine geldin. Ve aşırı iyi hissediyordun. Her şeyi hatırlıyordun. Kafanı kaldırdın ve kaldırır kaldırmaz Douma ile burun buruna geldin. Ağzının kenarından kan akıyordu. Kanao yerde acı içinde sana bakıyordu. Douma'ya saldırmaya çalıştın ve kendini direkt Kanao'nun yanında, yerde buldun. Acıyla gülümseyerek sana baktı. "Seni seviyorum" diye fısıldadı acıyla. Bu onun son sözüydü.

ah buna gerçekten uğraştım, biliyorum bazıları özensiz ve saçma ama 😩

𝔻𝕖𝕞𝕠𝕟 𝕊𝕝𝕒𝕪𝕖𝕣 𝕋𝕖𝕡𝕜𝕚 - 𝙺𝚒𝚖𝚎𝚝𝚜𝚞 𝙽𝚘 𝚈𝚊𝚒𝚋𝚊Where stories live. Discover now