Bu sefer tutamadım kendimi. Onun gözü önünde gözlerim doldu. Acıyla, beklentiyle baktı yeşil harelerime. Hakkımı helal etmemi bekliyordu.

Tamam, büyük bir hata yapmıştı, onu asla affetmeyecektim ama hakkımı helal etmeyeceğim kadar uzun boylu değildi.

"En ufak bir hakkım varsa helal olsun Özgür."

Gülümsedi. En azından hakkımı helal ettiğim için mutlu olmuştu.

Sırf hakkımı helal ettiğim için mutlu olacak duruma gelmişti, gelmiştik.

"Seni seviyorum," dedi. Gözümdeki yaş yanağımı ıslattı. İlk defa seni seviyorum demişti bana. Daha önce dolaylı yoldan da söylemişti ama ilk defa direkt olarak seni seviyorum demişti.

"Ben de seni seviyorum," dedim titreyen sesimle. Yanıma geldi, sarıldı bana. Saçlarıma öpücük kondurdu, kokladı saçlarımı. Kollarımı beline sarıp sarmamak arasında kaldım ama sarmadım. Sadece o sarıldı bana.

Birkaç saniye sonra geri çekildi. Elini uzatıp ıslanmış yanağımı sildi ve "Gitmem gerekiyor artık." dedi.

"Allah'a emanet olun" diye fısıldadım burnumu çekip.

"Sen de," dedi sadece. Uzanıp dudağıma ufak bir öpücük kondurdu ve geri çekildi. Bir şey diyemedim. Görevden dönse de dönmese de bu beni son öpüşüydü çünkü.

O uyurken çıkartıp yatağa koyduğum ince hırkasını ve yatağın yanındaki ayakkabısını alıp ikisini de giydi.

"Camdan inemezsin çok yüksek'" dedim. Bir yol bulmak için etrafına bakındı birkaç saniye. Ardından bana döndü.

"Ne yapacağız?"

"Ben salona geçip Hande ve Ayberk'i oyalarım, sen o ara hızlıca çık kapıdan. Çok sessiz ol ama, Hande görürse parçalar seni." dedim.

Kafasını salladı. Hande'den beklerim der gibi. Hande koynunda ağladığım o günden sonra Özgür'e kinlenmişti. 'Gördüğüm yerde parçalayacağım' deyip duruyordu. Yapardı da, onda o potansiyel vardı.

Şifonyerin üstündeki telefonumu aldıp cebime koydum. Dolu olan gözlerimi de elimle dilip odadan çıktım. Beklediğim gibi ikisi de salondaydı. Saate baktığımda 7 olduğunu gördüm. Sanırım ikisi de erken kalkmaya alışık oldukları için bu saate kalkmışlardı.

"Günaydın," dedim. Hande bana bakmadan aynı şekilde karşılık verdi.

Salonun kapısını kapattım ve koltuğa oturdum. Ayberk camın önünde telefonla konuşuyordu. Hande ise televizyon izliyordu. Birkaç saniye sonra kulağıma bir kapı sesi geldi. Hande'ye bakıp duymadığına emin olduktan sonra elimi başıma atıp ovdum.

Birkaç gündür fazlasıyla başım ağrıyordu. İlaçlar da artık etki etmiyordu. Doktora gitme zamanım gelmişti.

Elimde başımı ovarken telefonumdan bildirim sesi geldi. Cebimdeki telefonumu çıkarttım ve gelen mesaja baktım.

Özgür: Benim hakkım da sana helal Beyza.

Burnumu çektim. Eğer geri dönerse hiçbir şey yapmayacak, ama en çok sevinecek kişi bendim.

beyz_akkya:

beyz_akkya:

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

8.465 beğeni
beyz_akkya: Benden onda da var
dedi, yarasını sevdim.

H: Yaramızı unutturur
I: Yarayı kapatan aşk yaradan da derin :)

hande.akss: Güzel kızım benim
beyz_akkya: Yerim you
hande.akss: Yiyebilirsin 😋

ayberkk_ölmz: Beyza altına bir şey giyseydin bari
beyz_akkya: Ay sana ne be haspam
ayberkk_ölmz: Anandır haspam
nerimanakkaya: Ayberk oğlum senin ağzın iyice bozulmuş hiç yakıştıramadım
ayberkk_ölmz: Özür dilerim Neriman sultan ama kızın hak ediyor
beyz_akkya: Kess

O: Kaliteli dinleyici

P: Kalben bir markadır.
Ü: Katılıyorum

Öyle kısa, geçiş bölümü gibi bir şeydi.

Bir sonraki bölüm büyük ihtimalle Özgür'ün ağzından olacak haberiniz olsun.

İnstagram: hasan.bunlar.ciddimi
Tiktok: bcywattpad

Komutan | Texting Where stories live. Discover now