Bölüm I - Beklenmedik hisler

Start from the beginning
                                    

Olan kalan son gücümle de 5. kata doğru koşarken artık nefes nefese kalmıştım. Hatta abartmıyorum bir an kalbimin bu kadar hızlı atmasından ötürü heyecandan ve yaşadığım adrenalinden dolayı tahtalı köyü boylayacağımı bile düşündüm. Dersimin olduğu odama yaklaşmama tam millimetreler kalıyordu ki bir anda oluşan bir sakarlıktan dolayı birine çok sert bir biçimde çarptım. Dünyam başımın etrafında yelkovanın saatin etrafında döndüğü gibi dönüyor sandım. Hatta çizgi filmlerde hepimizin gördüğü ve bildiğini düşündüğüm saçma yıldızlar da kafamın etrafında uçuşuyor zannettim. Çarpıştığım kişi her kimse çok kaslı biri olmalıydı veya iron man de olabilir. Hatta çarptığım kişinin tahminimce insan olması bile imkansız gibi bir şeydi. Ben bu sıra neredeyse yeri boyluyordum ki, beni belimden çevik bir hareketle sıkıca tuttu. Tam bu utanç verici haldeyken hiç çekinmeyerek gözlerimi yüzüne doğru diktim. Daha sonra gözlerinde tutuklu kaldım.

Ah Tanrım, sen insan mısın bebeğim? İron man misin yoksa? Hatta dur sen şey bile olabilirsin bak , Hollywood başrol erkek oyuncusu. Taş mısın tüfek misin be adam o nasıl bakışlar öyle? Sanırım aşık olduk ama kendine gelmen gerek aptal Göksel seni.

Bir anda sanki güzel bir uykudan aniden uyanırmışcasına irkildim ve hızlıca kendime gelmeye çalıştım. Fakat karşımdaki adam evet kadın değil adam beni pür dikkat izliyor ve belimi sımsıkı tutmayı hiç bırakmıyordu. Zannediyorum ki bırakmaya hiç niyeti yok gibiydi. Yoksa bu adam da benim gibi kendi beyinsiz iç sesiyle mi konuşuyordu? Hayır neyime bu kadar fazla takılmıştı ki anlamıyordum.

Hey hey hey orda dur bakalım önce bi sen küçük aptal! Ben beyinsiz değilim beyinsiz olan kişi sensin! Bu bir! İkincisi bence adam sana çok fena tutuldu çünkü bu kadar fazla bakışma hint dizilerinde bile yaşanmadı hatta hiçbir yerde tarihte görülmedi diyebilirim.

Sanırım iç sesim bu sefer haklıydı. İlk defa ona hak veriyordum ne kadar inanamasam da.
Harbiden de adam hala beni bırakmıyordu ve sanırım onun için zaman durmuş gibiydi. Az önce benim yaşadığım şeyi yaşıyordu da diyebiliriz kısaca. Birilerinin artık bu olaya bir el atması gerekiyordu ve zannımca o kişi bendim.

- eee, şşeeyy ben artık gidebilir miyim lütfen? 2 dakika sonra dersim başlıyor da acele etmem gerek. Hocam boş yere beni azarlasın istemem.

Adam şok olmuş bir şekilde aynı bir az önce benim irkildiğim türde irkildi ve sonunda kendine gelmiş gibi gözlerime garip bir ifadeyle bakmaya başladı. Şu saçma ve dışardan çok yanlış anlaşılan pozisyonumuza ve durumumuza bakıp daha da şaşırdı ve aniden belimdeki ellerini geri çekti. Bu ani hareketinden dolayı bir az afallamış olsam da hiçbir şey belli etmedim ve biraz gülümsemeye çalıştım.

- Çok , çok afedersiniz ben şeyy... Iıı...
Diyerek elini saçlarına götürüp mahçup bir ifadeyle karıştırmaya başladı. Burdan bakınca çok fazla komik gözüküyordu. Kahkahasını her zaman belli eden ben hem de en şiddetli şekilde , bu sefer kendimi bastırmaya ve bu adamın şu anki komik halini görmezden gelmeye çalışarak kahkahamı içime gömdüm. Yani umarım gömmüşümdür çünkü bu durum daha fazla böyle devam ederse ben her an gülebilirdim ve bunun sonucunda da her kese elaleme ikimizde rezil rüsva olurduk. Neyse ki bu seferlik kendimi tutabildim ve rezil olmadık.

- Benim de aslında bugün ilk günüm. Bu arada ben bu üniversiteye yeni atandım. Öğretmenim ve sanırım görünüşe göre benim ilk dersim sizin sınıfta olacak.

Ben şok olmuş bir yüz ifadesiyle ona donarak baka kalırken o hiç istifini bozmadan dersimizin olduğu odaya doğru ilerledi. Ben de ardından kendimi toplamaya çalıştım ve hızlıca sınıfa girip sırama sessiz olmaya çalışarak oturdum. Cidden çok rezil bi andı az önceki yaşadıklarımız. Umarım hoca bundan sonra bu olayla beni hatırlamaz diye içimden dua etmeye başladım.

ÂŞİNÂWhere stories live. Discover now