Ben bu lafın üstüne bir şey söyleyemeyince devam etti.

"Hayatımda hiç bu kadar mutlu olmamıştım. Kardeşim, yıllar sonra onun için hazırladığım odada benimle beraber. Sarılıyoruz, yatıyoruz. Gerçek mi bu Allah'ım." bir saçlarımı, bir yüzümü severken kurduğu cümleler yüzünden onunda benimde gözlerimiz dolmuştu.

Bugün hayatımın en mutlu günüydü. Nasıl beni seven bu kadar insan olabilirdi ki? Bu bana fazlaydı, çok fazla.

"Ağlama sen, gülelim neden ağlıyoruz? Değil mi?" kafamı salladığımda o da kafasını sallayıp gülümseyerek tekrardan bana sarıldı. Kafası yine omzumdaydı.

Ellerimi ani gelen cesaret ile saçlarına koyup, okşadım. Vücudu ilk kasılsa bile sonra gevşedi. İpek gibi, yumuşacık saçları vardı.

Abim omzumda mırıldanırken ben kafamı kaldırıp tavandan gökyüzüne baktım. Sabah olduğu için sadece maviydi ama geceleri eminim çok daha güzeldi.

Hem abimin verdiği sıcaklık, hem bugün tattığım huzur, ikizim, babam, onların sevgisini düşünerek dışarıyı bir müddet izledim.

En sonda yüzümde gülümseme ile abime sarılarak uykuya daldım.

~

Yüzüme gelen güneşle suratımı, sarıldığım bedene homurdanarak sıkıca gömdüm. Saçıma konan öpücükle yavaşça gözlerimi açtığımda karşımda bana gülümseyerek bakan Kenan abimi gördüm. Sabahları saçım başım dağınık uyanırdım ve şimdi de eminim kötü bir haldeydim. Kaldırdığım kafamı yüzüme çok bakmaması için göğsüne tekrar gömdüm. Bir eli kafamın altında diğeri saçlarımı seviyordu. Ona sokulmamla iki eliyle de bana sıkıca sarıldı Gülümseyip ben de kollarımı ona doladım. "Güzelliğim benim." başıma öpücük kondurup tekrar uyumaya devam ettik.

Benim güzel olduğumu düşünen birileri vardı. Bana yapılan zorbalıklardan o kadar nasibimi almıştım ki inanasım gelmiyordu. Hem sabahları yüzüm gözüm şiş olurdu, nasıl güzel olabilirdim?

Tekrar uykuya dalacağım zaman tıkır tıkır sesler gelince nefes alış veriş seslerimi yavaşlatıp dinlemeye başladım. Bizim girdiğimiz kapı açılınca konuşma sesleri geldi. "Sessiz olun lan, kız uyuyor." Kenan abimin sessiz ama sert çıkan sesiyle sesler kesildi.

Büyük ihtimalle diğer aile üyeleriydi. Kafamı kaldırıp baktığımda Kerem ve tanımadığım bir adamı gördüm. Kıvırcık, sarı saçlıydı, hiçbir aile üyesine benzemiyordu çünkü hepimiz esmerdik.

Kim olduğunu merak ettiğim için ona bakarken göz göze geldiğimizde bakışlarını kaçırıp, kafasını eğdi. Gözüme çok tatlı gelmişti, benden büyük duruyordu ama sanki çocuk gibiydi. Yanakları kızarık, parmakları ile oynuyordu.

Beni hatırlatmıştı, ben de stresli olduğum zaman parmaklarımla oynar, göz teması kurmazdım.

Ben hala ona bakmaya devam ederken Kerem, çocuğun elini tutup yatağa doğru ilerletti. "İlk benimle uyumamış olabilirsin ama bu akşam benimlesin." Kerem konuştuktan sonra yanımıza doğru ikiside uzandı.

"Öyle miymiş?" Kenan abim gözlerini kısarken beni daha çok kendine çekip Kerem'e baktı. "Yok abi senin hakkın zaten, ben beklerim sırayı sıkıntı yok." sahte gülümsemesiyle konuşunca kıkırdadım.

Hepsi bir an da bana dönünce utanıp bu sefer suratımı Kerem'in omzuna gömdüm. Onlar gülerken karşımda bana bakan adını bilmediğim çocukla göz göze geldim. Hafif tebessüm ile bana bakınca ben de ona karşılık verdim.

Ama hala kim olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Benim kararsızlığımı anlamış olacak ki konuştu.

"Ben de senin abinim. Yuşa ismim."

Daha kaç tane abim çıkacaktı acaba...

"Simge ben de, memnun oldum."

Ne demem gerektiğini bilmediğim için absürt bir cevap vermiş olabilirdim. Hem o hem ben çekingen olduğumuz için garip davranıyordum.

Diğer tanıştığım abiler daha samimi yaklaştıkları için ben de mantıken sıcak davranıyordum ama bu sefer farklı gibiydi. Utangaç bir abim vardı.

"Ben de memnun oldum." diye fısıldadı. Gülümsediğinde ben de gülümsedim. Biz hala saf saf bakışırken Kerem bir anda beni kucaklayıp diğer tarafa döndürdü.

Şu an sırtım Yuşa abime doğru dönüktü, önümde ise Kenan abim ve Kerem vardı. Kerem bana dişlerini göstererek sırıtırken, Kenan abim arkamda kalan Yuşa abime tebessümle bakıyordu. Onay verirmiş gibi gözünü kapatıp açtığında bu sefer belimde kollar hissettim.

Kasılan vücudunu hissettiğimde beyaz, bebek gibi olan ellerinin üstüne ellerimi koydum, belki biraz daha rahat hissederdi. Hareketimle aldığı hızlı nefesler düzene girdiğinde gülümsedim.

Kenan abime baktığımda ikimize anlamlı gözlerle bakıyordu. Elini uzatıp Yuşa abimin saçlarını sevdikten sonra, doğrulup Kerem ile benim saçlarıma da öpücük kondurmuştu.

"Siz biraz daha uyuyun yatın isterseniz, benim birkaç işim var gelirim yanınıza."

Kafamı salladığımda derin nefes alıp verdi. Yüzüme eğildiğinde gözlerimi kapattım. İlk önce alnımdan sonra yanaklarımdan öptüğünde gözlerimi açtım. Yakınımda olduğu için yüzündeki yarası gözüme batmıştı, ayıp olur diye saniyelik süzüp çektim. İleride belki ne olduğunu kendi isteği ile anlatırdı.

"Seni seviyorum." diyip kalktığında arkasından mırıldandım. "Ben de seviyorum." beni duyup arkasını döndüğünde göz kırpıp odadan çıktı. Derin nefes alıp kafamı Kerem'e çevirdim.

Mayışmış gözleriyle bana bakarken bir yandan gülümsüyordu. Bir elimi Yuşa abimin elinin üstünden alıp kendi eline hapsetti. İlk önce öpüp sonra yanağının altına yerleştirip uyku pozisyonu aldı.

"Seni birdaha asla bırakmayacağım, ölsem bile."

Uyumadan önce son sözleriydi. Gözlerim dolduğunda derin nefes aldım. Hayatımın en mutlu günü bugündü. Beni koşulsuz, şartsız seven birilerinin olması o kadar huzur vericiydi ki anlatamam.

Yuşa abimin de uyuduğunu anlayınca yüzümde gülümseme ile tekrar uykuya daldım. Bugün çok uyumuştum ama böyle olacaksa hiç yataktan çıkmayabilirdim.

Eğer yanımda gerçekten ailem diyebileceğim insanlar varsa.

~

ne cabuk kaynastiniz sizde masallah nazar degmesin insallah

İNKİSARWhere stories live. Discover now