Ay Gibi...

53 7 19
                                    

İkisi de yorgun bir şekilde eve gelip yataklarına uzandılar. Düşündüler birbirlerini göz kapakları yorulup kapanana kadar. Tuhaf hissetmişti her ikisi de karşılaştıklarında. Sanki hayat anlam kazanmıştı onlar için. Bu düşünce belki doğrudur belki de yanlıştır ama onlar doğru olmasından yanaydılar.

Leya kafasını sadece bu düşünceyle yorup sabaha doğru uyuya kalırken Yağız hala düşünceler içindeydi. Bir yandan hala hayatının anlamını bulduğunu düşünürken bir yandan da Leya'ya aşık olup olmadığını düşünüyordu. Haliyle bu onu çok yoruyordu.

Gözleri yavaş yavaş kapanırken Leya gözlerinin
önüne geldi ve içinde şöyle geçirdi; "Ay gibi ışıldıyordu. "Ay gibi..."

Ve ikisi de huzur içinde uyuya kaldı.
...

Sabah sabah ikisi de alarmlarına sinirlenerek
kalktılar. Kahvaltılarını edip okul yolunu tuttular. Okullarına geldiklerinde biriyle çarpıştılar.

Bir baktılar ki çarptıkları kişiler canlarından çok sevdiği kankalarıydı. "İyi misin Naz'ım?" diyerek söze girdi Leya. "İyiyim Leya'm iyiyim. Sen?" diye cevap verdi Tuana. İkiside birbirlerine yardım ederek kalkıp sınıflarına gittiler.

"Oğlum dikkat etsene lan!" diye atıldı hemen Çağan. "Lan asıl sen dikkat et! Bu kafayla daha çok çarparsın insanlara." diye cevap verdi Yağız ve devam etti. "Kimi düşünüyorsun?" "Sorma abi ya."
"Neden oğlum aşık mı oldun?" Çağan kafasıyla Yağız'ı onayladı. "Vallaha mı?" diye sordu Yağız hemen. "Evet." diyip kalktı ve sınıfa doğru yol aldı Çağan.

"Çağan insan bir yardım eder be!" diye söylenip ayağa kalktı ve Çağan'a yetişmeye çalıştı.

"Oğlum dursana!"
"Niye duruyorum abi niye?"
"Yavaş kanka ne bu sinir?"
"Başkasına aşık be kanka."
"Kim?"
"Naz.."
"Naz kim Çağan? Tuana mı?"
"Evet... Tuana kalbimin sahibi benim Naz'ım"
"Emin misin birine aşık olduğundan?"
"Eminim abi. Telefonda konuşurken duydum."
"Ne duydun ki?"
" "Aşkım" diyordu abi. "Aşkım" diyordu..."

Çağan'ın bu dediğinden sonra ikiside sessizliğe büründü. Ve sınıfa gidene kadar konuşmadılar.

"Aşık oldum kanka. Aşık!" diyordu Tuana sınıfın içinde yüksek bir sesle Leya'ya. "Kızım sen iyi misin ne bağırıyorsun?" diye susturdu onu Leya. "Bana ne kızım. TÜM DÜNYA DUYSUN TUANA NAZ TİRYAKİ AŞIK OLDU!!" diye cevap verip aşık olduğunu herkese duyurmaya çalışıyordu bağırarak Tuana.

"Kızım yeter!" diye uyardı Leya onu.
"Söyle bakayım kime aşık oldun sen?" diye devam etti Leya.
"Efe'ye.."
"Efe kim kızım? Çağan'dan mı bahsediyorsun?
"Evet. Kalbimin sahibi Efe'm artık sen değilsin!"
"Yaaa! Hele bir bak sen bir günlük Çağan geldi kaptı he kankamın kalbini. Yazıklar olsun! Ama dur sen göstereceğim ben ona benim olanı almak neymiş!"
"Ya Leya'm hayır ben seninim zaten!"
"Tabi canım tabi!"

Leya etrafındakilere karşı hep mutlu gözükürdü ama yalnız kalınca içine kapanıp kendiyle dertleşirdi. Yağız da aynı onun gibiydi. Sadece yalnız kaldığı anlarda sessizliğe bürünürdü o da. İkiside çevresine yansıtmazdı üzüntülerini, dertlerini. Hep içlerine atar, yalnız olduklarında dökerlerdi kendilerine.

O yüzden hep iki kişiliği vardı onların. Yalnız olunca doğan ve etrafta sevdikleri, arkadaşları ve insanlar varken doğan iki kişiliği vardı her ikisininde. En yakın arkadaşlarına bile anlatmamışlardır dertlerini üzmemek için.

Leya hemen sınıftan çıkıp Çağan'ı aramaya başlar. Amacı hem arkadaşlarını güldürmek hem de aralarını yapmaktı. Tuana ise ona yetişmeye çalışıyordu. Leya sonunda Çağan'ı bulunca bağırdı.

"Abi!" diye evet Leya okula yeni gelmişti ve abisi Çağan'dı. Okul onların olduğundan zorlanmamıştı. Hem abisine hemde Tuana'ya sürpriz yapmaktı amacı o yüzden abisi bilmiyordu ama Tuana bir şekilde öğrenmişti. Hep uzaktan uzağa abisini Tuana'dan dinliyordu Leya. Bunu da bir kaç ay önce Tuana fotoğrafını attığında öğrenmiş bununla birlikte de Tuana'nın abisine karşı hisleri olduğunu fark etmiş ve sevinmişti de Tuana gibi bir yengesi olacaktı sonuçta.

"Leya!" dedi şaşkınlıkla Çağan. Leya koşup uzun süredir hasret kaldığı abisine koşup sarıldı. Çağan ise şaşkınlığını üzerinden zor attıktan sonra karşılık verdi ve "Senin ne işin var burada?" diye mırıldandı hasret kaldığı kardeşinin kokusunu içine çekerken Leya cevap verdi.

"Seni özledim abiciğim.."dedi Leya hasret dolu sesiyle sonra hemen abisini itip hesap sormaya başladı.

"Sen benim olanı nasıl benden alırsın he?"
"Abicim ne diyorsun?"
"Cevap ver!"
"Abicim gerçekten anlamıyorum!"
"Sen nasıl benim olanı alırsın he? Nasıl Naz'ımın kalbinin sahibi olursun?"
"Ne?"
"Oğlum "Sen nasıl Naz'ımı kendine aşık edersin?" diyor işte anlasana!"diye atıldı Yağız
"Ne o da bana mı aşıkmış?"
"Evet abiş. Neyse konuya dönelim sen benim olanı ne diye benden alıyorsun?"
"Kızım sen ne diyorsun? Sen iyi misin?"
"Asıl sen iyi misin?"
"İyiyim."
"Sen görmeyeli iyice beyinsizleşmişsin!"
"Leya!!"
"Zaten öyleydin ama seviye atlamışsın baya!"
"LEYA!!"
"İyi be ne bağırıyorsun?"
"Bağırtma o zaman!"
"Beyinsiz! Kız karşında sen ona, o sana aşık çıkma teklifi etsene! İki saattir saattir burada olmanızı bekliyorum."
"Doğru" Tuana'ya dönüp "...Benimle çıkar mısın Naz'ım?"diye sordu Çağan.
"Sonunda!" dedi Leya.
"...EVEEET!! EVET! Seninle çıkarım Efe'm."
"Yes! Sonunda shipim oldu!"diye zıplamaya başlar Leya. Çağan hemen Tuana'yı kucağına alıp döndürür.
"Efee dur düşüceğiz."
"Bir şey olmaz Naz'ım"
"Leya sende zıplamasan mı? Düşüceksin."
"Sen.." şaşıp kalmıştı Leya tekrar karşılacaklarını düşünmüyordu oysa.
"Evet ben. Çağan'ın en yakın arkadaşıyım adım Yağız."
"Memnun oldum Yağız. Bu beyinsizde benim abim olur. Adım da-"
"Leya. Biliyorum dün söylemiştin."
"Kusura bakma. Dün aklım karışıktı biraz da."
"Yok önemli değil. Asıl sen kusura bakma kim olsa öyle yapardı. Bir anda adını sordum."
"Yok ya.. Neyse boşver. Gel beyinsiz abiciğim ile güzeller güzeli Naz'ımın yanına gidelim."
"Tamam."der gülerek Yağız.
"Neden gülüyorsun?" diye sordu Leya
"Abinin lakabı beyinsiz sanırım."gülerler.
"Yok ya. Öyle dediğime bakma çok seviyorum onu da. Bak telefonum da ne diye kayıtlı." Leya telefonunu açıp rehbere girer.
"Bak."
"Baktım. "Ela Gözlü Yakışıklım" ooo!"
"Ne "ooo!"? Oğlum sen iyi misin? Abim tabi öyle kaydedeceğim.
"Ne bileyim benim bildiklerim insanlar abisini falan "baş belası, şuursuz, beyinsiz, abi işte.." gibi kaydederler."
"Bu da benim farkım olsun o zaman."
"Ne konuşuyorsunuz siz bakayım?"
"Aynen."
"Abimi ne diye kaydettiğimi."
"Aaaa. Ne diye kaydettin?"
"Hay hay yengecim hemen söyleyeyim."
"Leyaaa!"
"Ne?"
"Bana yenge deme!"
"Neden? Aşkım mı diyim?"
"Eveet!"
"Olmaz!"
"Neden? Hep diyordun?"
"Abimin oldun artık onu abimin demesi lazım."
"Yaaa Leya!"
"Tamam aşkım."
"Hadi göster bir tanem."
"Bak." Tuana bakar.
"Ooo çok iyi. Ama benim abim olsa ben onu "Gereksiz Aile Üyesi" diye kaydederdim."
"İyiymiş ama benim ki daha güzel."
"Ne diye kayıt ettin beni?"
" "Ela Gözlü Yakışıklım" diye kaydettim."
"Ooo Leya hanım beni bu kadar sevdiğinizi bilmiyordum."
"Bunu dediğine göre sen beni sevmiyorsun!"
"O nasıl laf abicim tabi seviyorum."
"Eee beni ne diye kaydettin canım?"
" "Güzeller Güzeli Naz'ım" diye kaydettim."
"Yaa yerim seni!"
"Yağız'ı ne diye kaydettin peki?"
"Bende numarası yok ki."
"Dur veriyim."
"Tamam."
Yağız telefon numarasını verir ve Leya kaydeder.
"Ne diye kaydettin?"
" "Kıvırcığım" diye kaydettim."
"Ben beğendim kendiminkini." der Çağan.
"Bende beğendim canikom."
"Bende."

İşte böyle konuşurken zil çalar ve derslerine girerler. Çağan ve Tuana sevgili olduklarının mutluluğunu derince hissederken Leya ve Yağız ise birbirlerini tekrar görmenin sevincini ve heyecanını hissetmekte daha doğrusu yaşamaktaydı.

NEDEN BEN?Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora