BÖLÜM 11

349 4 0
                                    

Dün gece aralarında geçen konuşmalardan sonra iki kadın uyumak için odalarına çekilmişti. Gökşin Zeyşan'ın uyuyamayacağını biliyor ama kendini dinlemesi için ona zaman tanıyordu. Zeyşan'ın yaşadıklarını az çok biliyordu ama olayların detayına hakim değildi. Halası olacak kadının Gökşin'in  karşına geçip "kimse keyfinden getirmedi Havîn'i o eve Zeyşan benim oğluma  çocuk verseydi gelmezdi.  Zeyşan Havîn'in sayesinde anne olabildi buna şükredeceğine bir de boşanmak istiyor sen de buna çanak mı tutuyorsun avukat" sözleri, hele Berdan denen pisliğin Zeyşan onu günlerce hastane odasında beklediğini bildiği halde gelmemesi ve buna rağmen pişkin pişkin  "ben karımı seviyorum ben onu çok seviyorum bizi ayırmaya kimsenin gücü yetmez deyip Zeyşan'ı ölümle tehdit etmesi." Bunları bilmek Zeyşan'a ne yaşadın o evde diye sormaktan alı koymuştu onu hep. Bu bildikleri bile Gökşin'i saatlerce bir banka oturup denizi seyretmesine sebep olmuştu. Bir sigara daha yaktı aslında kapalı yerlerde  sigara içmeyi pek sevmiyordu ama uzun zamandır sevmediği her şeyi teker teker yapar olmuştu. Şimdi ise ofise gelmiş Canan hanımın gelmesini bekliyordu. Karşıdan görünen kadınla birlikte ayağa kalkıp "hoş geliniz Canan hanım" deyip el sıkıştılar.

"Hoşbuldum"
" Nasılsınız Canan hanım?"
" Pek iyi olduğumu söyleyemeyeceğim maalesef Gökşin hanım. Dün Ahmet bey ile yaptığınız görüşmeden sonra şirketin avukatı beni arayıp davayı geri çekmem konusunda uyarıda bulundu"
"Uyarı mı tehdit mi Canan hanım"
" Bir daha hiç bir yerde iş bulamazmışım akıllı olmam gerekiyormuş itibarlarını zedelemek istediğim için onlar bana iftira davası açacak iken yüce gönüllü davranıp benim davayı çekmem karşılığın da dava açmayacaklarmış"
"İşte bu güzel haber Canan hanım "
Duyduğu şey ile karşısında ki kadına sorgulayıcı bakışlar attı Canan hanım.
" Ne demişler Canan hanım ateş olmayan yerden duman çıkmazmış. Doğru yolda ilerliyoruz sizden tek ricam  kararlı tavrınızı sonuna kadar sürdürüp bana güvenmeniz"
" Umarım dediğiniz gibi olur Gökşin hanım"
"Canan hanım aslında benim size sormak istediğim bir konu var"
" Tabi ki Gökşin hanım "
"Eski patronunuzun karısı tanıyor musunuz? "
Gökşin sorduğu soruya karşılık Canan Hanım bir miktar şaşırmıştı ama bunu belli etmek istemedi.
" Pek tanıdığımı söyleyemem açıkçası öyle çok gidip gelmezdi şirkete toplasanız 5 defa anca gelmiştir belki Sibel hanım. Ama Kenan beyin aksine fazlasıyla kibar bir kadın bunu söyleyebilirim"
" Kızı peki? "
" Elif hanım, o da çok gelmez aslında ama"
"Ama " diye devam etmesini bekledi Gökşin.
Tereddütle söze girdi Canan hanım "Kenan bey eşini aldatıyor yani bundan dolayıdır belki de sık gelmezdi Sibel hanım ama Mira hanım sürekli gelir giderdi. Elif hanıma gelecek olursak oda çok sık gelirdi diyemem ama gelince epey olaylı olurdu. Annem sen den boşanacak ona bir daha zarar falan vermeyeceksin diye bağırıp çağırıp giderdi. "
" Anladım Canan hanım"
" Başka bir şey yoksa müsadenizle ben gideyim artık"
"Hayır canan teşekkür ederim geldiğiniz için "
"Rica ederim "
"İyi günler" deyip Canan hanımı uğurladı.

Bu işi eşeledikçe ardından çok şey çıkacak diye geçirdi içinden masandan kalkmadan önce. Mutfağa gidip kendine bir çay aldı sonra teras tarafında ilerledi. Boş sandalyelerden birine oturmuştu ki  Arda'nın oturabilir miyim diyen sesini işitti.
" Tabi ki oturabilirsin Arda"
" Nasılsın görüşmedik bir kaç gündür"
"İyiyim  , sen nasılsın?"
" Seni görünce daha iyi oluyorum"
" Dava dosyası ne oldu?"
" Konuştuğumuz gibi yapmayı düşünüyorum anlaşma yoluna gitmek daha karlı "
"Anladım "
" aslında ben sana bir şey söylemek için gelmiştim, daha doğrusu teklifte bulunmak için "
" Dinliyorum"
"Yarın akşam birlikte yemeğe çıkalım mı ?"

Arda'nın uzun zamandır ona karşı bir şeyler hissettiğinin farkındaydı ama bilmiyormuş gibi yapmak daha kolay geliyordu ama artık Arda  görmezden gelemeyeceği kadar ona olan ilgisini belli etmeye başlamıştı bu konuyu ayak üstü konuşmak istemediği için "peki olur" dedi.
" Tamam ben seni yarın evden tam 20: 00 de alırım."
" Kendim gelebilirim Arda"
" Tamam mekanı mesaj atarım"
Son konuşmaları bunlar olmuş Gökşin masasına işlerinin başına dönmüştü.
" Özür dilerim Gökşin dün gelemedim"
" Bide bayıl istersen Rahmet." diye takılmadan duramadı Gökşin.
" Nasıl geçti dün?"
" Tehdit etti çok sevgili Kenan bey ama sen dün nerdeydin?"
"İşim vardı "
"Beni ekecek kadar o çok önemli işini merak ettim bende işte'
" Arkadaşımla buluştum"
" Sevgili mi yaptın?"
" Hayır Gökşin" diyerek gözlerini kaçırdı Rahmet .
"Gözlerde kaçırıldığına göre kesin bir şey var"
" Yaaaaa Gökşin"
" Tamam tamam utandırmıyorum kıvırcığımı"
Bu konuşmaların ardından dava dosyası hakkında konuşup nasıl bir yol izleyeceklerine karar vermişlerdi.
"Hadi çıkalım artık bu günlük bu kadar yeter"
" Yarın görüşürüz o zaman Gökşin"
" Sen buradan eve mi ?"
" Evet Gökşin eve geçeceğim babam da yok evde "
"  Nereye gitti Rasim amca?"
"Memlekete gitti bir kaç günlüğü özlemiş memleketini"
" Bize geliyorsun o zaman "
" Teşekkür ederim Gökşin ama eve gidiyim ben"
" İtiraz kabul etmiyorum Rahmet hadi"
" Peki "
Ofisten çıkıp eve geldiklerinde Zeyşan kapıda karşılayıp "hoş geldin Rahmet" dedi.
" Hoşbuldum Zeyşan abla"
" Bana hoşgeldin yok mu ?"
"Siz de hoş geldiniz Gökşin hanım "
" Zalım kadın hep unut beni zaten" diye takılmadan duramadı Gökşin.
" En sevdiğin yemeklerin yaptım desem bu zalim kadını affeder misin?"
" Kölesi bile olurum"
" Deli kız"
" Dışardan geldiniz ellerini yıkayıp doğru sofraya geliyorsunuz hadi"
Gökşin ve Rahmet'in masaya oturmasının ardından yemekleri yemeye başladılar.
" Biliyor musun Zeyşan Rahmet sevgili yapmiş"
" Ya çok sevindim senin adına Rahmet"
" Yok öyle bir şey Gökşin. Sen onun dediğine bakma Zeyşan abla yok sevgilim benim hem de o deli kızla"
" Bak yakaladım işte.  Çabuk anlatıyorsun Rahmet"
"Üniversiteden bir kız dün  cafede yarım saat oturduk sadece"
" Uğraşma çocukla Gökşin"
" Rasim amcadan sonra ilk benimle tanıştırıyorsun bu şanslı kızı yoksa hayatı zindan ederim sana"
"Yok öyle bir şey Gökşin" deyip konuyu kapatmak istedi Rahmet.
Lara fazlasıyla güzel ve bir o kadar da değişik bir kadındı. Uzun zamandır sürekli Rahmet'in karşına çıkıyordu bu duruma anlam veremeyen Rahmet ise ne olduğunu öğrenmek için görüşmüştü Lara ile ama duydukları onu fazlasıyla şaşırtmıştı. Lara Rahmet'e karşı duyguları olduğu söyleyip onu tanımak istediğini söylemişti. Şaşkınlıktan ne yapacağını şaşıran ve utanan Rahmet ise öylece kalmış daha sonra ise onu kibar bir dil ile reddetmişti.
" Sen ona bakma Rahmet hem gayet yakışıklı ve kibar birisin tabi ki sevgilim olacak. Ayrıca o kız gerçekten çok şanslı sen bir kadını incitmeden sevebilecek bir adamsın"
" Teşekkür ederim Zeyşan abla ama gerçekten sadece arkadaşım"
" Of be çok sıkıcısınız"
Yenen yemeklerin ardından Rahmet evden ayrılmış Zeyşan ve Gökşin ise ellerinde çayları ile balkonda oturmaya karar vermişlerdi.
" Yarın akşam Arda ile baş başa yemek yiyeceğiz"
Duyduğu şey ile öksürmeye başladı Zeyşan.
"Dikkat etsene Zeyşan ya" dedi telaşlı sesi ile.
" Bir anda mı söylenir bu ne biliyim ben"
" Söyledim gitti işte "
" Ama geçen gün "
" Bana karşı duyguları olduğu biliyorken bilmiyormuş gibi yapmak ona haksızlık "
Duyduğu şey ile kendini kötü hissetti Zeyşan. Kartal'dan ve onun duygularından kaçmak onun için en kolay olan şey olmuştu kaçarsam hissetmem diye düşünmüştü hep, ama Kartal'ın bakışlarından ona olan davranışlarından hep hissetmişti Zeyşan Kartal'ın ona olan hislerini.
" Doğru kararı vermişsin"
" İçten içe kendinle muhasebe yapmaktan vazgeç. Kartal'dan kaçmanı tabi ki doğru bulmuyordum hala da doğru bulmuyorum ama yine de seni anlıyorum Zeyşan. Kartal seni sana kırgın kalmayacak kadar çok seviyor. Ne zaman döner bilmiyorum ama döneceği biliyor.  Daha önce de söylediğim gibi yine söylüyorum bu defa  kaçma ondan "
" Keşke beni sevmek yerine onu mutlu edebilecek bir kadın sevseydi"
" Senin sorunu tam da bu Zeyşan bu zamana kadar seni o kadar yalnış sevmişler ki Kartal ya da ben  senden  gelecek bir mutluluk beklentisi ile sevmiyoruz ki seni Kartal seni sevdiği için zaten mutlu Zeyşan."
"Bugün mutlu peki ilerde ilerde ne olacak Gökşin."
" Biraz da bu günü şu anı düşünemez misin? "

Hiç bir şey söyleyemedi Zeyşan. Üç yıl öncesine kadar umut etmekten, yaşamaktan öyle bir vazgeçmişti ki geleceğe dair tek bir umudu ya da hayali olmamıştı. Bu üç yılda ise geçmişin den kurtulmaya, geçmişin acılarını dindirmeye çalışmıştı. Geçmişin sancıları ve geleceğin bilinmezliği içinde bugünü yaşamayı ertelemişti hep.







ZEYŞAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin