"Vay gerçekten kuyrugun mu var?" Diye sordum. Küçük bir kız karşıma geçmiş bana kuyrugunu gösteriyordu. Fosfor yesili saçlari,koyu yesil gözleri ve tebeşir gibi bembeyaz bir teni vardi. Kocaman kocaman gözlerini dikmis beni izliyordu gozleriyle sanki icimi taramis gibi bir his kapladi, cok yogun bakiyordu. Etrafinda bir tur daha dönüp bana kuyrugunu gösterdi,gercekten cok güzeldi, kuyrugunun ucu kabarikti, gozleri gibi fosfor yesili bir renk saciyordu. Küçük kiz bana anlamadigim bir dilde bir seyler anlatmaya çalışıyordu sanki.
Ben anlamayinca kizdi ve hışımla uzaklaştı. Ne kadar peşinden seslensemde duymadi ve yok oldu.
Sonra hersey bulaniklasti ve kan ter icinde uyandim.
~
Uyandigimda Ay bütün ihtişamıyla penceremden iceri sızıyordu
Kalkip pencereme dogru ilerledim buyuk Çam ağacı sanki dans ediyordu
Ama bu mutluluk dansı değildi. Sonra bir hareketlilik hissettim
Ağacın altında sanki birşey kipirdiyordu. Inip bakmak istedim fakat ne yalan söyliyim korkuyordum. Evet korkuyordum. O yuzden perdenin arkasina saklanip beklemeye basladim. Neyi beklediğimi bilmiyordum belki bir evsizin cikmasini mi? Yoksa korkunc bir yaratığın ağacın arkasindan firlamasini mi?bende bilmiyordum.
Bu fikirlerin her ikisi de korkunctu. Her neyse zaten o hareketlilik bir daha kıpırdamamis sanki puf olup gitmişti." Umarim bir evsizdir " dedim kendi kendime. Her neyse zaten bir önceki günün yorgunluğu ile uykuya balıklama dalmıştım.
Sabah ilk isim kalkip aşağı indim. Annemle Iris coktan kahvaltiyi hazirlamiş beni bekliyorlardı belliki.
Masaya oturduğumda etrafa ölüm sessizliği hakimdi. Neredeyse kalkip gidecektim.
Iris elimi sıkıp beni konuşmaya tesfik etmeye çalışıyordu çünkü babamla konuşmam lazimdi
Öksürük gibi bir ses çıkardım ve babama bakarak konusmaya basladim. "Izninizle orduya katilmak istiyorum." Dedim.
Ah pekala düşündüğümden de kolay olmuştu. Madoc yani babam sanki gerçekten ciddimiyim diye bakıyordu. onun dışında sıkıntı yoktu.Annem Madocun vereceği tepkiyi bekliyordu, Iris'de nefesini tutmuş bir bana birde Madoc'a bakıp duruyordu. Ne yani sanki baba ben erkek olucağım demiştim. Altı üstü orduya katılmak istemiştim.Madoc derin bir nefes alıp "daha hazır değilsin" dedi. Pardon? "Bunun için on altı senemi verdim, beş yaşından beri bunun için uğraşıyorum. Biliyorsun sanıyordum!"Masadan kalkacaktım fakat Iris kolumu yakalamış beni masaya geri oturtuyordu. Madoc tereddütle bana bakarak"orduya katılmak için gerekli şeyleri bilmiyorsun-bekledi ve-senin gibileri almazlar.Bunu da bilmen gerekirdi" dedi sakin sakin ama ben sakin kalamıyordum ki.Madoc'a son kez bakarak masadan kalktım.
Avluya çıktığımda küçük göle doğru ilerledim.Göldeki görüntü asla sizi göstermezdi sadece görmek istediğiniz kişiyi yansıtırdı.
O an görmek istediğim sadece bir kişi vardı.Babam. Madoc değil tabiikide.Tahmin ettiğim gibi de onu gördüm. Güneş ve kehanet tanrısı Apollon. Benim gibi yarı-tanrı diyelim olan çocuklar anne ve ya babası tanrı ise onları hiç görmedikleri iddia ederlerdi fakat ben babamı hatırlıyordum işte. O sıcak gülüşü,güçlü kolları... hepsini hatırlıyordum.Her neyse göle baktığımda oradaydı işte ve bana gülümsüyordu,o iç ısıtan gülüşüyle. Sanki buradaydı gibi hissediyordum. Etrafıma bakındım ama ağaç ve çalı dışında hiç birşey yoktu. Göle tekrar baktığımda babamı göremedim. Onun dışında gölün dibinde bir ışık yükseliyordu yakından baktığımda bunun bir yay olduğunu gördüm. Hemen üstümdekileri çıkarmaya başladım. Pekala bunu biraz saçmal bulabilirsiniz ama babanız bir Tanrı olduğunda hemde yay ve ok onun sağ ve sol kolu gibiyse bence sizde suya atlardınız. Çünkü ben tam olarak öyle yaptım. Buz gibi bir suya daldım. Aşagı yukarı bir buçuk iki metre derine daldım. Yayı çıkarmak biraz zor oldu ama sonunda sudan çıktığımda elimdeydi.Daha yakından bakınca altın kabartmalarla üstüne kazılarak *ARTEMİS* kazılmıştı.Avcı tanrıçası Artemisin yayıydı bu! İçimi bir ürperti kapladı ve hemen eve doğru koşmaya başladım. Yolda da ister istemez acaba diye düşünmeyi bırakamıyordum.
Babama anlattığım şeyleri kimse duymamıştıki yayı oraya koysun ama aklımdan geçen bu değildi eğer kimse onu oraya daha önce koymadıysa o zaman bunun anlamı babamın gerçekten beni duyup yayı oraya bir şekilde yerleştirdiği anlamına mı geliyordu?
Nedense içimden bir şey babamın beni duyduğunu bağırıyordu...
İLHAM ALDIĞIM KİTAPLAR VE FİLMLER: Percy jackson,Yüzüklerin efendisi,Ever after High,Monster high...
Biraz mitoloji biraz sihir ve fantazi birleşirse ne mi olur?
İKİ DÜNYANIN SAVAŞI: Tanrılar mı Titanlar mı?
