30.Bölüm

1.3K 86 0
                                    

İyi okumalar kelebeklerim :)

🦋

Bölüm sonunda ki notu okumayı ihmal etmeyin.

#Kısa bir bölümü kumsaldan devam.#

Beni bırakacak mı korkusu buram buram kokuyordu.Ben hep terk edilmekten korkutum.Çünkü yalnız kalmaktan nefret ederim.Halam bana hem anne hemde baba oldu. Yirmi üç yıl sonra birileri çıkıp ben senin anne ve babanım dese galiba eşek şakası falandır dersiniz. Beni yirmi üç yıldır büyüten halam ayten demirkan,anne ve babam olan kadını bırakmak yüreğim asla dayanmaz.Sesler yine vardı ama hepsi yamuk yamalak duyuyordum.Kulağıma ileşen tuğrulun sesiyle,içimdeki küçük kız halay çekmeye başladı. Ben bu adama ölürüm be! Beni bırakmaz zaten ne olursa olsun."Senin gökyüzü gözlerini o kadar özledim ki?" dediğinde kalbim öyle bir attı ki,yerinden çıkması an meselesiydi. Konuşmak,onunda o kahvelerini görmek için bütün herşey yaptım.Yanağıma düşen bir ıslıkla, donup kaldım. O...ağlıyor muydu?
Hayır dayanamam daha fazla. Gözlerimi son bir güçle açmak istediğimde ne hikmetse açıldı.Önce beyaz bir tavan ardından  gözü kıpkırmızı olan, göz altları mosmor olan,kahverengi ve sarı karışımı olan saçları dağılmış, yüzü solmuştu bir tuğrul.

Kalbim tekledi ve sesimin titrmesine izin vererek konuştum. "T-tuğrul?" dedim çatalaşmış sesimle.Sanki senelerdir konuşamıyorum ve inanılmaz susamıştım.Tuğrul ise gözü şaşkınlıktan sonuna kadar açıldı ve gözü parladı.Dudaklarına buruk bir tebessüm kondu.Ne diyeceğini bilmeden sadece ismimi söyledi. "K-kumsal?" dedi ve gerçek olup olmadığımı test etmek ister gibi elime dokundu.Bu hareketlerini saatlerce gülesim vardı ama gülemiyordum,ölecek miydim?
Öksürmeye başlayınca, "S-su..." dedim sadece,tuğrul hemen sürahiden su doldurup dudaklarımı dayadı.

Suyu kana kana içtiğimde rahatlamış hissetim.Bardağı dudaklarımdan çekip hemen sehpaya bıraktı ve bana döndü. Gözleri sevinçle parlarken onu ne kadar özlediğimi fark ettim.Yüzünün her zerresine baktım, o ise elini yanağıma atınca içim gıdıklandı.Saatlerce günlerce aylarca onu böyle izleyebilirim.
"Ne kadar özledim o gökyüzü gözlerini?" dedi titreyen sesiyle.Gözlerim ise hemen doldu.."Herşeyi duydum ama k-konuşamadım.S-sanki s-sadece...bir ses k-kaydıdı." dedim zorlanarak.

Eliyle yanağım okşadı.Şuan herşey bir mucize gibi.Gözlerine hipotez olmuş gibiydim.Elimı sımsıkı tutunca içimi yiyip kemiren o soruyu sordum.Yutkunarak konuştum.

"Gitmem mi ister miydin?" dedim titreyen sesimle,nolur yanıltma beni.

Bana uzun uzun baktı, aşık olduğum
gözlerine baktım, "Öyle bir ihtimal varsa
da,onu aklıdan çıkar hatun,çünkü izin
vermiyorum." dedi,keskin sesiyle.

İçimdeki kara bulutlar kalktı.yerine güven ve mutluluk yerleşti.Eğer tuğrul öyle diyorsa doğrudur. O güvendiğim dağım,dalım ve hayatım.
Bana hatun diyince genişçe gülümsedim.Ne kadar da özlemişim bu kelimeyi be!Yine ve yine tebessüm edince içimde güller açıldı sanki.Onun benim üzerimde nasıl bir etkisi var bir bilse?Bakışlarım dudaklarına kaydı.Dudaklarımı ıslattım.Tekrar gözüne baktığımda munzurca bana bakıyordu. Sakince yüzüne yaklaşınca etraf karardı. Görüntü bulanıklaştı ve tuğrulu çift görmeye başladım.Dengemi sağlayamadan sola savruldum ve geriye yine karanlık kaldı...

(Tuğrul'dan devam...)

Onun odasının kapısında öylece dikiliyordum.Acaba ona izin verdim diye kızar mı bana? Ya da geri gelecek mi? Kapalı kapıya öylece bakıyordum.Hafsa sultan bayılınca hizmet edenler onu odasına taşıdılar.Yavuz sultan ise Kaybetmiş gibi omuzları benim gibi çökmüştü.
Uzun bir aradan sonra kumsalın kapısı açıldı ve içeriden kan ter içinde kalmış yaşlı kadın çıktı.Soluğu yanında aldım."İyi mi?" dedim telaşla.Bana baktı ve başını salladı.Yavuz sultana baktı. "Gitti.ama çok zor oldu bu sefer,ruhu gitmemek için adetta direniyordu. Onu buraya bağlayan bir şey var.Ama yinede gönderdim,gitti emel sultan." dediğinde geriye sendelendim.Gittimişti.Gözlerim doldu ve kimseyi umursamayarak odasına girdim. Bir umutla yatağına baktım ama yatağı boştu. Boş.Koşarak yatağına gittim onu aramak bulmak için.Gitmesi imkânsızdı.Öyle bir şey imkânsız.

"Kumsal?" dedim etrafa bakarak. Koşarak balkona gittim."Kumsal!" dedim bağırarak.çıkıp efendim öküz'üm demesini bekledim."kumsal!" dedim son bir umut kırıntısıyla.Ama sessizlikti.Dizlerimin üzerine çöktüm.Mavi gökyüzüne bakıp bağırdım. Sonra sertçe mermer zemine ard ardına yumruklar attım.
Vurdum vurdum ve vurdum. Yanağımdan yıllar sonra gözyaşı aktı.Kumsal içime merhameti yerleştirdi. İçime sevgi bıraktı,sevmek nedir öğretti.Üzülmek nedir, şefkat nedir, aşk nedir öğretti. O ilk ve son aşkım.Ellerimi mermere dayadım.

Adım sesleri geldi ve tam dibimde durdu.yaşlı kadının sesini duydum.
"Bazı insanlar gelince güzel bazıları gidince. Sende gelinceye aşık oldun. Sor bir bakalım kendine neden gitmesine izin verdin? Aşık olduğun için mi gitmesine izin verirdin yoksa aşık olduğun için mi kalmasını mı?" dediğinde kaşlarım çatıldı.Elini bir omzumu koyup konuştu. "bazı imtihanlar güzeldir oğul. Bundan sonra nerden biliyorsun üzgün ve kırık günlerin seni beklediğini?" diyip yanımdan ayrıldı.

Anlamsızca yere baktım. Anlamamıştım dediğini.Ama nedense son cümlesinden sonra içime bir umut tohumu yerleşmişti.Belki bazı şeyleri değiştirebiliriz.Ama seni ne unutacağım ne de unutmaya çalışıcağım gökyüzü gözlüm. Bu kalpte sonsuza denk yaşayacaksın.Seninle ne olursa olsun tekrar kavuşucağız.

🦋🦋🦋

SON.

Not;telefondan Yazdığım için zorlanıyorum ve bölümler kısa oluyor. Hatalar da olur olmaz oluyor kusura bakmayın elimden bu kadar geliyor.

(OY VE YORUM)

OSMANLI'NIN KAYIP TACI(BİTTİ)Where stories live. Discover now