Toprak Demişti, Dersin

Start from the beginning
                                    

Dedemin beni almaya geldiği okul çıkışlarından sonra ilk defa bu kadar heyecanlıydım. Son dersin çabucak bitmesi için saniyeleri da sayıyordum resmen. Toprakla okul çıkışı gezecektik, tozacaktık, yiyip içecektik ve hep yaptığımız şeyi, aynı konuları on bin defa konuşup 'boşver kanka zaten bizi ilgilendirmiyor' diyecektik.

Sonunda o mükemmel(!) zil sesimiz duyulmuştu.

Okul binasından dışarı çıktığım anda Toprak'ı aradım gözlerimle. Arabaların arasında sigarasını yakmış, bekliyordu. Koşarak yanına gidip, sarıldım.

" Lan kendimi çocuğunu okuldan almaya gelen babalar gibi hissettim."

" İnşallah ileride Pars yiğenimi almaya, birlikte gideceğiz okula."

" Tabii lan!"

Toprak'ın koluna girdikten sonra okul kalabalığından kurtarıp kafelerin olduğu yere doğru sürükledim.
Arkamızdan gelen adım sesleri beni saniyelik arkaya döndürmüştü.

" Noldu? " Ben, Toprak'a cevap veremeden Emrah, Toprak'ın omzuna çarpıp asla arkasına dönme gereğinde bulunmadan yanımdakilerle kafeye girmişti.

" Si- Bu Emrah değil mi? Yarrama bak sen hele. Yap, et sonra kıskan. Gel kız, biz de girelim buraya."

" Toprak, hiç bulaşmayalım." Toprak kolumdan tutup " Bizim elimiz armut mu topluyor? Biz de bulaşırız, sıkıntı yok." diyip içeri sokmuştu. Aynı ortamda bulunmamız yetmezmiş gibi tam da karşılarına oturmuştuk.

" Ne yapacağız şimdi böyle bakışacak mıyız?"

" Evet. "Toprak, arkasını dönüp üçlüye büyük ihtimalle 'ne bakıyonuz' bakışını attıktan sonra bana dönmüştü.

" Can'ı arasana. "

" Delirdin mi? Ne işi var onun burada? "

" Niye kızım? Ara. Eski yakın arkadaşımı görmek istiyorum belki. " Can burada olması gereken son kişi bile değildi.

" Asla olmaz Toprak." Her ne kadar Toprak'a kesin cevaplar versem de kararımdan döndürtmüş ve Can'ı arattırmıştı. Ne tesadüfse Can da buralara çok yakın olduğunu birazdan burada olacağını söyleyip kapatmıştı.

" Can gelince ne olacak?"

" Emrah çatır çatır çatlayacak benim salak arkadaşım." Emrah beni gerçekten sevmiyordur bile... Neden beni kıskanma gereksinimi duysun ki?

Çok uzun sürmeden Can gelmişti. Selamlaştıktan sonra oturduk. Can da yanıma geçmişti. Onun önünü Toprak kapattığı için üçlüyü görmese de bana biraz yaklaşsa çok net görebileceği bir açıdaydı. Emrah'a doğru baktığımda yüzünde hiçbir ifade yoktu.

" Ee napıyorsunuz, sen yeni mi geldin Toprak?"

" Lan bizi boşver, asıl sen söyle. Kayıplara karışan sensin. Hayırdır?" Her gün deliler gibi stalkladığımız çocuğu şimdi kayıplara karışmış gibi göstermek mi? 10/10 aktivite.

" Ortaokuldan sonra buraya taşındık. O zamandan beri buradayım."

" Suna ne yapıyor, görüşüyor musunuz? " Suna, lafı geçince ikisinin de gözleri beni bulsa da ben hiçbir tepki vermemiştim. Can çoğu şeyde aklıma geliyor olabilirdi ama o benim için sadece bir hevesti.

 | - KARIŞAN İKİ HAYAT - |  TAMAMLANDI Where stories live. Discover now