"Sarılayım Mı?"

Beginne am Anfang
                                    

Kaan'a hak vermek istemiyorum ama bizde bu sinir varken konuşmayı geçtim aynı yerde iki saniye bile duramayız.

" Of! "

Emrahla geçirdiğim beş dersi umarım anlatmama gerek yoktu. Çünkü kendisi hayatımda gördüğüm en gıcık insanlardan biriydi. Malum sıra arkadaşıyız ya hani, arada konuşmak durumunda kalıyordum ve kendisi ağzını bile açmıyordu. Şimdi elimin tam tersindeyken bir tane ağzına yapıştırsam da kalıcı olarak konuşamasa... Ah, ah hayaller.

Sonunda zil çalmıştı. Öğle arasına girmiştik. Petekle, Emrah'ın olmadığı günler birbirimize daha da yaklaşmış ve güzel bir arkadaşlığımızın olacağının kanısına varmıştım. Rabia da vardı tabii.

" Siz niye hiç konuşmuyorsunuz lan? Ayrıldınız mı yoksa?" Şeftalili meyve suyumu masanın üstüne bıraktım.

" Rabia! Ne ayrılması ne diyorsun?"

" Emrah en başından beri benim eniştem miydi yani?"

Allah'ım beni sağır et!

" Yok, enişte felan yok."

" Ne oldu ya size? Anlatsana kızım. "

Açıkçası Emrah'ın bu kadar soğuk davranacağını tahmin etmemiştim. Gerçekten alışmış mıydı acaba bana? Gitsem üzülür müydü yani...

Rabia sayesinde artık Petek de, Emrah'a enişte demeye başlamıştı. Hayır anlamıyorum, bir erkekten yakın arkadaş olamaz mı? Gerçi pek yakın da sayılmazdık.

" İnanmıyorum! Çocuğu kırk yerinden bıçaklamışsın."

" Az daha abart Rabia."

" Gitmezsin ama değil mi Rana?"

" Tepemin tasını arttırırsanız giderim."

Bu sırada Samet gelmişti yanınıza. İlk defa arkadaşları olmadan görüyordum onu. Bir şey mi olmuştu?

" Selam kızçeler! Rana, Efsun hoca seni çağırıyor. Müzik odasında. "
Ne işi vardı şimdi bu kadının benimle?

" Neden? "

" Ne bileyim ben kızım? Git kendisine sor."

" Neyse bakayım ben bi."

Kantinde ki yemek kokusundan uzaklaşıp enstürmanlarla dolu aynı zaman da huzur dolu müzik odasına girmek umarım bana iyi gelirdi.

İçeri girmiştim ama kimse yoktu. Biraz bekledim, hoca gelir diye. Ama geleceğe de benzemiyordu.

" Benim ne işim olur Efsun hocayla?"  Bu Emrah'ın sesiydi.

" Git öğren kardeşim acaba ne işi varmış seninle?"  Bu da Kaan'ın.

Artık odada sadece ben, enstrümanlar ve huzur yoktu, Emrah ve siniri de vardı.

" Rana." Gün boyu ağzını açıp tek kelime etmeyen Emrah, burada beni görmeyi hiç ama hiç beklemediği için şaşkınlıktan konuşmuştu.

Emrah girdikten sonra da müzik odasının kapısı kapanmış, bir de üstüne kitlenmişti. Tahmin edin
kim yaptı?

" Lan! Olum! Sikerim böyle işi, şakanın sırası mı? Açın şu kapıyı!"

" Önce siz şu aranızda ki meseleyi halledin."

" Buradan bir çıkayım asıl meselem siz olacaksınız lan! Açsanıza kapıyı!"

Ses gelmemişti. Samet ve Kaan kapıyı üstümüze kitleyip bizi burada yalnız başımıza bırakıp gitmişti.

 | - KARIŞAN İKİ HAYAT - |  TAMAMLANDI Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt