57. HER BİTİŞ BİR BİTİŞTİR

Start from the beginning
                                    

"Sakin ol Efnan!" diyen Melis kolumu tutuyordu. Yeniden haykırırken Demir de yanıma koşmuştu. İçeriye dalan hemşireler kolumu tuttuğunda kolumun yandığını hissettim. Gözlerim kapanmadan önce gördüğüm son şey Demir'in duvara yumruğunu vuruşuydu.

İllahi Bakış Açısı...

Dünya kendi ekseni etrafında dönerken Efnan'ın kalbi durmaksızın yaşadığı kabusun etrafında dönüyordu. Uyanıyordu, bağırıyordu çağırıyordu ama kendine gelemeden bayıltılıyordu. Yaşadığı o kadar ağır geliyordu ki, küçük bedeni gördüklerini kaldıramıyordu. Annesini çiçekleriyle beraber yakmışlardı, artık kimsesiz kalmıştı, onun ailem dediği tek kişi de artık yoktu. Efnan kimsesiz kaldığını hissediyordu. Çünkü Demir'in halini göremiyordu. Demir'in varlığını bu haldeyken hissedemiyordu. Sadece onun annesi değildi yanan. Demir'in Gülçin annesi de yanmıştı. Melis'in sultanı, Atakan'ın teyzesi de yanmıştı...

Oysa hepsinin annesi değil miydi Gülçin?
Demir'i oğlu olarak görmeye başlamıştı. Damadının elinden ilk pastasını yediği gün, yanacak mıydı?

Demir bunu bilemezdi. Keşke diyordu içinden. Keşke onu yalnız bırakmasaydım. Keşke evde kalsaydık, keşke onu tek kalmak yerine biriyle bıraksaydım...

Ama çok geç olduğunu biliyordu. Artık istese de istemese de bu gerçeği kabul etmesi gerekiyordu. Sevdiği kadının annesi gözlerinin önünde yanarken o hiçbir şey yapamamanın çaresizliğini taşıyordu üzerinde. Görmüştü çünkü, ev alevler içinde patlarken annesini oradan çıkarmak için çok geç olduğunu görmüştü...

"Kahretsin!" Duvara saymadığı kez yumruğunu geçirirken artık parmakları aşınmıştı. Umursamadı. Bir kez daha vurdu. "Kahretsin! Koruyamadım, kahretsin!"

"Kardeşim," Atakan gözlerini silip Demir'e yaklaştı. Onu annesinin ölümünden sonra, en son Efnan vurulduğunda böyle görmüştü. Şimdi daha da kötüydü. Demir bir uçurumun kenarında durduğunu hissediyordu. "Kendine bunu yapma." diyen Atakan omzuna dokundu. "Elimizden bir şey gelseydi elbet yapardık. Biliyorum, biliyorsun."

Demir başını iki yana salladı. "O bana güveniyordu." Gülçin, Efnan işteyken Demir'le uzun uzun konuşmuştu. Kızını üzmeyeceği konusunda pekâlâ emindi, onları koşulsuz koruyacağı konusunda da. 'sen varken bize bir şey olmaz oğlum.' deyişi Demir'in kulaklarından gitmiyordu. O vardı, ama Gülçin canlı canlı yanmıştı. "Yürüyemeyen bir kadın nasıl yanar!?" Gözleri dönmüş gibi Atakan'a baktı. "O yanmadı, yakıldı! Gülçin anneyi biri yaktı!"

"Bilmiyoruz!" Atakan yanlış bir şey yapmasından korkuyordu. "Emin olmadan hareket etme!"

Demir biliyordu. Onu kimin yaktığını adı gibi biliyordu. "Eminim!" derken son kez Efnan'a baktı. Uyurken bile gözyaşları süzülen çaresiz kadını gördüğünde tüylerinin diken diken olduğunu hissetti. İlk kez üşüyordu. Demir Atasoy üşüdüğünü hissediyordu. "Beni affet Efnan," dedi sessizce, yanına yaklaşıp elini tuttu. "Beni yaşadığın şeyler için affet." Dudaklarını usulca alnına bastırdı. "Yapacaklarım için," gözlerini sildi. "Affet."

"Demir?" dedi Melis korkuyla. "Ne yapacaksın sen?"

Demir başını kaldırmadan "Ona iyi bak," dedi. "Ona bir şey olursa hepinizi yakarım." O an ne söylediğinin farkında değildi. Melis çaresizce ona bakarken Demir, Atakan'a döndü. "Sana emanet."

UFAKLIK | Daddy Issues ✓Where stories live. Discover now