"Orhan Bey'in Mekanı"

Zacznij od początku
                                    

" Baba şöyle ki bir anda içen kişi sayısı arttı. "

" Baba tamamen suç senin, Rana'yı bir yıl önce doğurmalıydın. "

" Ben güya kardeşinizi size emanet ettim sanıyorum, sizi ona emanet etmişim lan."

" Karşılıklı sahip çıkacağız işte baba, bir gün o bir gün biz. "

" Susun, susun eşek sıpaları. Seninle de evde görüşeceğiz Poyraz. "

" Baba... "

" Kesin! "

Mustafa Bey, polisin gösterdiği yerlere imza attı. Tam 24.000 lira ceza ödemişti. Şaka mı, değil!

" Aracı çekeceğiz. Deniz Demirtaş'ın ehliyetine iki ay, araca da dört ay el koyacağız. "

" Koy memur bey koy, yoksa bunlar uslanmayacak. "

" Baba ne diyorsun? Olmaz, asla! Arabamı vermem."

" Onu içmeden önce düşünecektin hırto!"

Günün sonunda en büyük zararı Deniz görse de yapacak bir şey yoktu. Ne de olsa kimse onlara zorla içirmemişti.

Araba çekildikten sonra herkes Mustafa Bey'in geldiği araca binerek eve geçti.

" Mustafa! Sizin haliniz ne böyle? "

" Anlatacağım Dilek, sen otur."

" Çocuklar, iyi misiniz?" Hepsi bir ağızdan 'iyiyiz anne' dese de elbet hiç gerçekçi gelmemişti Dilek'e.

Mustafa Bey bildiklerini özetle anlattı.

" Çocuklar, ya başınıza bir şey gelseydi... Niye siz yine bugünlerde başınızdan buyruk takılmaya başladınız? "

" Anne, işler planladığımız gibi gitmedi."

" Oğlum, sen daha çok küçüksün. Sen ne zaman içmeye başladın? Bak abilerine söz geçiremedim bünyeleri alıştı artık, sen neden içip kendine zarar veriyorsun? "

" Zarar vermiyorum ki. "

" Gittin geldin abilerinin aynısı oldun sende Poyraz. Sen niye içtin Yiğit? Hangi denizde gemilerin battı? "

" Ya baba... Tamam oldu işte bir kere bir daha olmaz. "

" Rana'nın başına bir şey gelseydi, açıklaması bir daha olmaz baba, olmazdı Yiğit. "

" Tamam Mustafa, uzatma. Çok şükür hiçbirine bir şey olmamış. Hadi çocuklarım gidin yatın. "

Çocuklar, teker teker odalarına dağıldıktan sonra çift yine klasikleşmiş tartışmalarına başlamıştı.

" Çok şımartıyorsun çocukları Dilek. "

" Kıyamıyorum. "

" Böyle mi adam olacak bunlar? "

" Off Mustafa, yine başlama. Neyi var benim çocuklarımın? Hepsi akıllı, maşallah."

" Senin o akıllılar bugün ehliyetsiz, kardeşini sürücü koltuğuna oturtturdu Dilek. "

" Yapmışlar bir hata işte, büyütme. "

" Yok, yok ben bunları bir babamın yanına göndereyim. Çalışsınlar eşek gibi, yorulsunlar. Kendilerine anca gelirler. "

" Olmaz Mustafa. Baban çok iş gösteriyor."

" Öğrensinler karıcım. İlerde onların da ihtiyacı olacak. "

Rana Demirtaş;

Bir cumartesi sabahı ancak bu kadar güzel olabilirdi. Güneş vardı! Her ne kadar güneşin yüzüme vurup beni rahatsız etmesiyle uyansam da böyle havalar için kurşun atar kurşun yerdim.

 | - KARIŞAN İKİ HAYAT - |  TAMAMLANDI Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz