44. ÖLÜMCÜL KARAR

Start from the beginning
                                    

Melis arıyordu, açıp kulağıma götürdüm. "Efnan, neredeydin dün geceden beri?"

Utançla alnımı kaşıdım. "Demir'de kaldım."

"Anladım." Melis'in imali sesi kulaklarıma dolarken kıkırdadım. "Şey... Ben sana şeyi soracaktım,"

"Neyi, Sor?"

"Sabahtandır Atakan'ı arıyorum ama açmıyor... Acaba gördün mü? Ya da Demir'e sorsan..."

"Ne yapacaksın Atakan'ı?" 

"Hemen şey çıkarma sen de!" diye bağırdı. "Bana tuhaf bir mesaj atmış, onun hesabını soracağım."

Masaya otururken "Ne atmış?" diye sordum.

"Öyle işte saçma bir şey."

Ağzıma yeşil zeytin atarken kıkırdadım. Melis asla böyle konuşmazdı. Sanırsam o da artık Atakan'dan hoşlanmaya başlamıştı.

"Bilmiyorum," dedim dürüstçe. "Demir de sabahın köründe kalkıp gitmiş. Herhalde Atakan da onunla beraberdir."

"Gelsene bize," dedi Melis, konuyu değiştirerek. "Zaten beni Nur aradı az önce. Ağlıyordu, geliyor buraya konuşacağız."

"Ne olmuş?" diye sordum endişeyle. Nur Melis'in kardeşiydi, ayrıca benim en yakın arkadaşlarımdandı.

"Bilmiyorum," dedi Melis. "Gelir birazdan. Gelirsen öğrenirsin."

"Tamam, kapat."

Melis telefonu kapattığında, hala '🐻' olarak kayıtlı olan Demir'in numarasının üzerine tıklayıp çaldırdım birkaç kez fakat açmamıştı. İçime dolan endişeyi bastırmak istercesine telefonu kilitleyip kahvaltıya döndüm. Tam o sırada duyduğum motor sesiyle gülerken, hızlıca ayaklanıp kapıya koştum.

Fakat beni karşılayan Demir değil, birkaç motorlu adam olmuştu. Karşı evin önünde dikilip bir şeyler konuşuyorlardı ama ben kapıyı açtığım için hepsinin bakışları bana dönmüştü.

Üzerimde iç çamaşırlarım hariç yalnızca tişörtle olduğumu fark edince hızlıca kapıyı kapattım. Sonrasında küçük merceğe gözümü koyup korkuyla kapının önüne bakındım. İki adamın gülerek buraya doğru yaklaştığını fark edince hızlıca kapıyı kilitledim.

"Kimse yok mu?" diyerek arsızca zile basıyordu adam. "Küçük hanım?" Art arda yankılanan motor sesleri korkuyla gözlerimi kapatmama neden olurken ne olur ne olmaz diyerek kapının arkasına yaslandım. "Ne çabuk kaçtın ya?" diyordu adam. Gözlerimi kapatıp titrek bir nefes aldım. "Daha manzarayı tamamen görememiştik?"

"Ne oluyor lan burada!"

Bu Berk'in sesiydi.

"Çekil lan kapıdan!" Bir yumruk sesi geldi kulağıma, sonra da Berk'in acıyla inlediğini işittim.

"Orosbu çocuğu!"

Bu da Gökhan'ın sesiydi. O

Onların burada ne işleri olduğunu sorgulamadan yalnızca Allah'a şükür ediyordum. Dönüp mercekten baktığımda iki adamla kavga ettiklerini fark ettim, sonrasında bir iri yarı adam motorundan indiğinde adamların ikisi birden hızlıca kaçmıştı.

UFAKLIK | Daddy Issues ✓Where stories live. Discover now