Belimdeki eli kalçama inerken dudaklarımız birbirinden ayrıldı. Sıcak nefesi dudaklarıma çarparken anın verdiği heyacanla birlikte ağzımdan küçük bir hıçkırık kaçmıştı. Demir alt dudağını dişleyerek başını geriye atıp gülmeye başladığında somurttum.

"Neden hala hıçkırıyorum ben ya!" Bana dönüp yanağımı sıktı. "Ya Demir ya!" Ben acıyla bağırırken, Demir sıktığı yanağımı öpmüştü.

O sırada çalan telefonumla birlikte yüzümü buruştararak geriye çekildim.

"Kim?" diye sordu Demir, hala sırıtarak bakıyordu bana.

Arayan kişinin Melis olduğunu görünce aramayı yanıtlayıp kulağıma dayadım telefonu. "Noldu Meliskuşum? Atakan bir şey mi yaptı yoksa?"

"Bu düdük bana ne yapabilir?" diye çıkıştı. Anlaşılan hala Atakan'laydı. "Demir'i de al gel, çay içelim."

"Tamam, sen Abdullah'ı gönder şimdiden, biz 15 dakikaya ordayız."

Melis, "Tamam," dediğinde telefonu kapatıp Demir'e döndüm.

Cebinden sigara paketini çıkarırken noldu dercesine göz kırptı.

"Melis," dedim, telefonu cebime koyarken. "Gelin çay içelim diyor. Atakan da oradaymış."

Sigarayı dudaklarının arasına yerleştirip başını salladı. "Şunu içeyim gideriz."

Yanına yaklaşıp kollarımı yeniden beline sardım. Çenemi göğsüne yaslayıp yüzüne bakarak ofladım. "İçme şu sigarayı." Gözlerime bakarken sigarasını içine çekip yüzüme doğru üfledi. Ben öksürerek geri çekilirken Demir sırıtıyordu. "Napıyorsun ya!" diyerek, yalandan bir sinir takıntım yüzüme.

"Basit bir istek," dediğinde kaşlarımı çattım.

"Ne isteği?"

Dudağının kenarı kıvrılırken bitmemiş sigarasını söndürüp köşede duran çöpe attı. Ardından elimi avuçlayıp cevap vermeden motora doğru yürümeye başladı.

"Sorarım sana bunu!" diye söyleniyordum arkasından fakat o cevap vermeden kaskı kafama takmıştı.

❥❥

Melis'in dükkanının önünde durduğumuzda indik motordan. Kaskı çıkarıp motora koydum ve saçlarımı bir çırpıda geriye ittim. İçeriden yabancı bir gülme sesi geliyordu.

"Müşteri var herhalde." diyerek içeriye doğru adımladım. Melis'le Atakan, bir grup gençle beraber bir şeyler konuşuyordu. Demir de peşimden gelirken içerdekilere tebessümle yaklaştım. "Melis?"

"Geldiniz mi?" diye sordu Melis, sanki geldiğimizi görmüyordu.

"Geldik," dedim dalgaya alırcasına. Melis bana sinirle bakmaya başladığında gözlerimi kaçırıp sessizce etrafı inceleyen kıza döndüm. Bu motor yarışında kaza yapan o kızdı. "Sen," dedim sorarcasına. "Geçen yarış pistinde kaza yapan kız değil misin?"

Benimle aynı boylarda, beyaz tenli, gözleri ve saçları kahverengiydi. Açıkçası bebek gibi gelmişti gözüme. "Evet," dedi maalesef der gibi. "O şanssız kişi benim."

UFAKLIK | Daddy Issues ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin