Gri pijama takımımın üzerine siyah hırkamı giyinerek odadan çıktım. Annem ve babam hâlâ uyurken, ananem ve dedem çoktan kalkmış, işlere koyulmuşlardı.

"Günaydınlar anamın anası ve anamın babası" diyerek tüm dikkatleri üzerime çektim. Beni gören ananem, bahçe ile uğraşmayı bıraktı ve yanıma geldi.

"Oo, Kızımın kızı. Dün gece nerelerdeydin bakalım? Gözümüz yollarda kaldi vallahi"

Gözlerimi devirdim bir müddet. Hayır, meraklı ananem bu işin peşini ben anlatana kadar bırakmazdı. Sahte bir gülümseme takındım yüzüme, kuşku dolu bakışlara rağmen.

"Aa, anamın anası! Ben bugün dışarıya çıkacağım? Sen beni niye tutuyorsun!" Diyerek odaya koştum ki arkadan o keskin ses duyuldu. "Sana şu sıralar pek bir dışarıya çıkma isteği geldi ama hayırlısı"

Kardeşim camış gibi yatarken, usul usul beyaz dolaba doğru yöneldim. Rahatına düşkün bir insan olduğumdan dolayı pek elbise ve etek giyinmezdim bu nedenle dolabımda daha çok geniş ve rahat olduğunu düşündüğüm beyaz bluz ve pantolonu giyinmeye karar verdim. Üzerime de kahverengi bir yelek giyerek kombinimi tamamlamış oldum. Normalde tepeden topuz yaptığım saçlarımı açtım. Bakım yağını sürdükten sonra kendinden dalgalı oldukları için herhangi bir işlem yapmadan açık bıraktım.

Aynadaki görüntüme tebessüm ederken, telefonumun bildirim sesi çaldı. Baktığım zaman mesajın Araf tarafından gönderilmiş olduğunu anladım.

At Ağız: Seni bekliyorum köy güzeli.

O göremese bile kafamı sallayarak almam gereken eşyalarım ile birlikte odadan çıktım. Canım babacım uyanmış, köyü seyrediyordu. Bu manzaraya gülümseyerek yanağına kuvvetli bir öpücük bıraktım.

"Günaydın güzel kızım." Diyen babama karşılık olarak "Günaydın babacım" dedim. Elimdeki çantaya göz gezdiren babam; "Nereye gidiyorsun yavrum?" Diye sormayı ihmal etmemişti tabi.

Şimdi adama da denilmez ki ben at ağızlı Araf ile buluşacağım diye.

"Hiç, öyle köyü gezeceğim bir arkadaş ile babacım, çok mühim bir yere gitmiyorum yani."

Babam kafasını sallasa bile, kaybolmamdan endişelendiğini anlayabiliyordum. Sorun yok dercesine tekrardan gülümsedim ve artık evden çıkmam gerektiği aklıma gelmiş gibi ayağa kalktım hızlıca.

"Ben çıkıyorum babacım, annem ve Yasmin sorarsa onlara durumu anlatır mısın? Ayrıca beni merak etmenize gerek yok. Köyde en fazla başıma ne gelebilir ki?" Demiş ve alaylı bir şekilde gülümsemiştim. Oysa bu düşünceden sonra başıma gelmeyen kalmamıştı.

Babam da olumluca kafasını salladı ve ben evden çıktım. Araf mesajında belirttiği gibi beni bekliyordu. Onun beni görmesi için yalandan bir öksürük krizi geçirdim ve onun da gözleri bana döndü. Siyah bir badi ve siyah bir pantolon giymişti.

La, siyah yakar oğlum yaw!

"Merhaba, köy güzeli."

Ona kınarcasına baktım. "Şşt! Olmadı bu delikanlı. Nerede Allahın selamı? Haydi canım, ver Allahın selamını da günümüz hayırlı geçsin." Dediğim sırada gülümsedi ve kafasını salladı.

"Değişik olduğunu sana da söylemiştim değil mi köy güzeli? "

"Evet canım. Aynı zamanda mükemmel bir varlık olduğumdan da bahsetmiştin"

"Selamınaleyküm Köy güzeli " diyen Araf'a kahkaha attım. Ne komik söylemişti ama! Ben de "Aleykümselam Arafcım. Hadi artık Arafta kalmadan gidelim."

Köy Güzeli (Texting) Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt