GEÇMİŞ BAZEN BİR YARADIR İNSANIN KALBİNDE

132 59 3
                                    


18 Mayıs 2007

O gece de diğer günlerde yaptığım gibi odama çekilmiş kitap okuyordum. Aşağıdan gelen sesler artınca daha fazla burada kalamayacağımı anlayarak odamdan çıkıp, merdivenlerin başına geldim. Buradan gördüğüm kadarıyla yengem ve abim yine hararetli bir tartışmaya tutuşmuştu. Ama bu seferki biraz farklıydı çünkü abim elinde küçük bir valiz ile evden çıkmaya çalışıyor , yengemde ona engel olmaya çalışıyordu. Abim bir anda yüksek sesle bağırarak;

Yeter ulan yeter, nedir senden çektiğim cahil kadın çekil önümden dedi.

Yengem bir yandan ağlıyor bir yandan da Ömer neden öyle diyorsun ne hata yaptım ben. Allah aşkına yapma gel oturup konuşalım çocuklarımız için diyordu.

Abim, konuşacak bir şey kalmadı, ben yarene aşık oldum o küçük beynine bunu sok dedi parmağı ile yengemin başına vururken. O kültürlü ve güzel bir kadın sen ise çirkin ve cahilsin aptal kadın anladın mı ? dedi.

Aşık mı olmuş o ne demek ki diye düşünürken.

Yengemin başı önüne düşmüştü, ellerini kıracak şekilde sıkı sıkı tutuyordu deme öyle ömerim ben senin istediğin gibi biri olmaya çalışırım, yeter ki terk etme yuvamızı dedi.

Sen kırk yıl geçse de benim istediğim gibi biri olamazsın. Dedem de biliyordu senden bir halt olmayacağını ama ne yapsın söz vermişti bir kere dedene. Ah keşke senle evlendirecekleri zaman karşı çıksaymışım onlara bu hale düşmezdim.

Yengemin ağlayışları hıçkırığa dönüşmüştü, aşağı inip ona sıkı sıkı sarılmak istedim ama cesaret edemedim. Abimin öfkesi her an bana dönebilir diye korktum. Onun hiç kimseye acıması yoktur. Önceden babam ve dedem onun bize vurmasına izin vermezdi. Ama maalesef ikisini de iki yıl önce bir kan davası yüzünden kaybettik. Meydan abime kaldığı için bu kadar rahattı.

Abim valizini alarak evden çıkıp gitti.

Kapı zangırdayarak kapanınca yengem yere yığıldı, bende bir anda yerimden sıçradım. Daha fazla burada duramayacağımı anladığım için aşağıya yengeme bakmaya indim.

Yengemin ne konuşmaya mecali ne de isteği vardı, koluna girerek odasına taşıdım. Yatağına yatırarak ayakkabılarını çıkardım. Arkamı döndüğümde biri 6 diğeri 8 yaşında olan erkek yeğenlerimi kapının önünde bizi izlerken gördüm. Onlarda korkmuştu ama babalarından dayak yememek için çıkmamışlardı odalarından. Kaç defa o çocukları aldık abimin elinden ama şükür bitmişti, Artık gelmeyecekti değil mi öyle dedi sonunda kurtulmuştuk ondan. İçimi bir huzur kaplamıştı o an. Tabi gelecekte başımıza gelecekleri hesaba katmamıştım.

Hemen yeğenlerimin elinden tutup aşağı indirdim. Mutfaktaki dolaptan, süt şişesini alarak birer bardak süt doldurdum ve onlarla birlikte içmeye başladım. Henüz yemek hazırlayamıyordum ama sorun değildi birazdan babaannem şirketten gelir ve bize yemek hazırlardı. Televizyonunda fişini takarak çizgi film izlemeye koyulduk.

Biz televizyon izlerken ne kadar zaman geçti bilmiyorum kapının zili çaldı. Gelenin babaannem olduğunu bildiğim için hemen açtım. Babaannem bana gülümsemeye çalışsa da üzgün olduğu yüzünden okunuyordu. Ne olmuştu acaba o da abimin gidişine mi üzülmüştü ama neden o gitti işte , biz dayak yemekten kurtulduk. Neden her kes buna bu kadar üzüldü, sevinmemiz gerekmez mi?

Babaannem beni kollarının altına alarak ilerletti. Yeğenlerimin oturduğu koltuğa oturduğumuzda bana ve yeğenlerime şefkatle baktı.

Bir şey söylemek için ağzını açmıştı ama sonradan vaz geçti sanırım. Koltuktan kalkıp siz burada uslu uslu oturun ben seline bakıp geliyorum dedi.

MASAL Where stories live. Discover now