1

56 6 0
                                    

Taehyung
Hayatımın kabusu olan pazartesi sabahında sıcacık yatağımdan kalkmak için savaş veriyordum.

"taehyung siktirme bana bu yatağı! Alttarafı bir yatak ne yüceltiyorsun ama"

"Alttarafı bir yatakmı hyung? Bu ne kadar değerli bir eşya biliyormusun sen?"

Ellerini göğsünde birbirine bağlayıp imalı imalı bakışlar atarak konuştu
"Nesi değerli taehyung? Yatağını guo pei'mi tasarladı?"

Cevap vermeyip yorganımı başımın üstüne geri çektim. Daha saniye geçmeden Jin hyung tarafından yine açılmıştı.

"Kalk artık hırçın koala!"

"Offf, ya ne gerek var okula? Ben hayatımın sonuna kadar uyumak istiyorum!"

"Maalesef her istediğimiz şey gerçekleşmiyor. Şimdi şu yataktan kalk ve hazırlan!"

Jin hyung odadan çıkınca mecburen yatağımdan-benim mükkemmel ötesi aşkım biricik yatağımdan- kalktım. Dolabıma gidip okul formamı çıkarttım. Eğer birdaha giymezsem bu lanet formayı kesinlikte tutanak tutarlar. Niye zorunlu ki? Yani derslerime notlarıma ne faydası var güzel görüntümü ve rahatlığımı bozmak dışında.

Giyinip aşağıya indim. Jin hyung kahvaltıyı hazırlamıştı. Masaya ilerledim ve sandalyeyi çekip oturdum.

"Menemen! Of bayılırım"

"Ekmek kalmamış git ekmek al"

Ölüm sessizliği oluştu aniden. Ben özellikle evden bu ekmek alma işinden dolayı çıkmıştım. Ne ekmek alması? Tövbe

"Yazıklar olsun hyung! Ben sırf ekmek almamak için evi terk ettim be!"

"Hiç hayrını görmedim oğlum bari bir işe yara yedi yirmi dört yatıyorsun! Resmen hafta sonu rekor kırdın! 2 gün aralıksız uyudun."

"Hyung resmen annem gibisin! Oda hep şikayetçiydi benden. Ben sırf bu dırdırı ve azarı duymamak için ev değiştirdim, sen ev arkadaşım olarak annemin ruhu sanki içine girmiş ve kontrol almış hali gibi sen çıktın başıma"

Birsüre tartıştıktan sonra makete doğru yola çıktım. Yüzüme soğuk hava çarptığında titredim. Karların üzerinde yürürken bir beden bana çarpmasıyla yere düştüm

"Yavaş olsana götüm dondu"

"Özür dilerim çok afedersiniz"

Özür dileyen yüze baktım. Baktığım an kaldım. -10 derece havada başımdan kaynar sular almıştı sanki. Kar gibi beyaz teni, soğuktan kızarmış dudakları ve burnu, doğaya hayat veren kahverengi gözleri..

"Efendim..? İyi misiniz?"

"seni gördüm daha iyi oldum"

"Ne?"

"Ah şey ya sorun yok iyiyim gayet ben siz iyi misiniz?"

"Evet, tekrar özür dilerim acelem var gitmem gerek" diyerek yanımdan fırladı. Hayatımda gördüğüm en güzel şeydi sanki

Eve geldiğimde aldığım ekmekleri masaya koyup oturdum.

Yemekleri yemeye başladığımızda tek düşündüğüm şey o güzel çocuktu.

O beyaz teni neydi öyle? Kar gibi aynı
Peki ya dudakları? Pembenin en güzel tonunu almış

"Taehyung!"

Gelen bağırma sesi ile irkildim

"Ne bağırıyon be ne var?"

"İyi misin sen? İki saattir sesleniyorum da"

don't let me go •taegi•Onde histórias criam vida. Descubra agora