Arabayı çalıştırırken göz ucuyla bana bakıyordu. "Siz Demir'le ne iş?" diye sordu imalı imalı göz kırparak. "Geçen gün gelmesem dudak dudağaydınız."

Derin bir iç çektim. "Bende bilmiyorum ne iş olduğunu," dedim dertli dertli. "Nereye sürüklenirsem oraya gidiyorum işte."

"Sen seviyor musun bizim oğlanı?" diye sordu meraklı sesiyle. Seviyordum tabi, hem de deliler gibi ama bunu ona söylemeyecektim tabii ki de.

"Bu bilgiyi neden seninle paylaşayım?" diye sordum ters ters. Aklı sıra benden laf alıp Demir'e taşıyacaktı. Vardı bunda o ispiyoncu arkadaş tipi.

Güldü. "Biz seninle arkadaş sayılırız artık. Eh o kadar badire atlattık canıım."

"Arkadaş olabiliriz elbet, ama bu senin o lafı benden alıp Demir'e söyleyeceğin gerçeğini değiştirmez."

Gülüşü yavaş yavaş solarken somurtarak bakıyordu yüzüme. "İyi da! Ne yaparsan yap! Daha da bir şey sormuyorum."

Bu hali komiğime gitmişti, gülerek önüme döndüm. Atakan da arabayı sessizce kullanmıştı yarış pistine kadar.

❥❥

Piste geldiğimizde arabadan inmiş, Atakan'ın arabayı park etmesini bekliyordum.

"Hadi ya! Ne acemi şoförmüşsün sen! Ağaç oldum burada!" diye bağırdım arabanın arka camına vurarak.

Atakan en nihayetinde arabayı park edebilmeyi başarmıştı. Kapıları kilitleyip yanıma doğru geldi. "Ne laf ediyorsun kız benim şoförlüğüme! Suç bende değil yolda! Daracık park yeri yaparlarsa olacağı bu!"

Başımı iki yana sallayarak yürümeye başladım. O da yanımdan yürüyordu. Piste girdiğimizde Demir zaten girişte duruyordu. Onu görür görmez dudaklarıma kocaman bir gülümseme yerleşirken yanına doğru ilerledim.

"Kardeşim," diye seslendi Atakan, Demir'e doğru.

Demir sesi duyar duymaz bize döndü. Üzerindeki boğazlı siyah kazağı, siyah pantolonu, siyah ayakkabıları ve deri ceketiyle nefes kesici görünüyordu.
Gözleri ilk Atakan'ı bulmuştu ardından şaşkın bakışları beni buldu. Gözlerini benden çekmeden bize doğru adımladı. "Siz beraber mi geldiniz?"

"Yolda karşılaştık." dedim sorusuna yanıt vererek.

Demir başını salladı ve cebinden çıkardığı kağıdı Atakan'a uzattı. "Bu parçayı bul, bana geç. Ben de gelirim 1, 2 saate."

Atakan, Demir'den kağıdı alıp kısa bir göz gezdirdi. Göz ucuyla baktığımda Melis'in dükkanında bulunan tonlarca yazıdan sadece bir tanesi olduğunu fark ederek göz devirdim. "Oğlum bu parça bir tek Nedim'de var, o da kapalı bugün. Nereden bulayım ben şimdi onu?"

Demir sıkıntılı bir nefes verdi. "Gökalp'e söz verdim amına koyayım! Bu parça olmadan bugünkü yarışına katılamaz, iki üç saate kadar bulmak lazım!"

Atakan'ın elindeki kağıtta iyice gezdirdim gözlerimi. Bu bir çeşit egzoz parçasıydı. Melis sağolsun, motorlardan az çok anladığım için nadir bulunan bir parça olduğunu anlamıştım. Melis'de kesin vardı bu.

Çaresizce "Ne yapacağız?" diye soran Atakan'a çevirdim başımı.

"Melis'de vardır bu parça." dedim lafa atlayarak. İkisinin de bakışları beni bulurken devam ettim. "Melis, yani arkadaşım, motor tamircisi."

UFAKLIK | Daddy Issues ✓Where stories live. Discover now