Neyse böyle kritik bir anda ah vah etmemin bir yararı yoktu. Beş duyumu da kullanarak işime odaklanmalıydım. Perdeleri sıkıca çektikten sonra gardırobumu biraz karıştırdım ve kardeşimin düğününe gidiyormuşçasına şıkır şıkır giyinip süslenerek yatağa uzandım. Bir kez daha o komik pijamalarla insanların karşısına çıkmayı düşünmüyordum. Akıllı insan dediğin aynı hataya bir defa düşerdi.

"Evet, şimdi hipnoz seansımıza geçiyoruz," diye mırıldandım çarşafın üzerinde iyice yayılmışken. Hazır mısın Çalıkuşu?

Hadi canım güzel şeyler düşün. Dingin, huzurlu ve mayıştırıcı ne kadar hatıran varsa hepsini gözünün önünde canlandır. Omzundaki tüm ağır yükleri at. Gevşe, gevşe, gevşe...

Beynime verdiğim kozmik enerjiler ve spiritüel telkinler ne yazık ki işe yaramıyordu. Normal zamanda dersin üzerine oturduğumda yarım dakikada gelen muhterem uykum şu an hiçbir şekilde yüzünü göstermiyordu. On dakikalarca yatakta dönüp durarak kendimi hayli zorladım. Neden bir şeyi çok isteyince asla ama asla elde edemezdin?

Berbat geçen rüya seansımdan beni koparan şey telefonumun cingıllı zil sesi oldu.

"Efendim Selim Bey?"

"Merhabalar Menekşe Hocam. Gününüz aydın olsun. İlçemiz pek kıymetli mevcudiyetiniz sayesinde sonbaharı adeta sonsuz bir bahar gibi yaşıyor."

"Pardon, anlayamadım?"

"Ah, nasılsınız diye sormak istemiştim. Bugün bir planınız var mı?"

Sinirle yataktan doğrulup oturur hale geçtim. Varsa var, bundan sana ne be adam!

Boğazımı rahatsızca temizlerken, "Okulla alakalı bir sorun mu vardı acaba?" dedim resmi ve mesafeli bir ses tonuyla. Umarım kuzey kutbu kıvamındaki soğukluğumu hissederdi.

"Büyük bir problem sayılmaz aslında," diye çekinerek söze başladığında eski neşesi yavaş yavaş solmuştu. Büyük bir problem var. Sesini kıstıkça kısmış adeta fısıltıya dönüştürmüştü. "Okulda tuhaf şeyler oluyor. Böyle bir şey nasıl anlatılır ki... Hayaletler... Koridorda genç bir kadının hayaleti dolaşıyor."

Başka zaman olsa adamın dediklerini kesinlikle saçma bulur, hemen kestirip atardım. Ancak içime bir kurt düşmüştü. Zira dünden beri ben de fantastik hadiseler yaşıyordum.

"Hayaleti çıplak gözle gördünüz mü peki?"

"Evet Menekşe Hocam, görmez olur muyum!"

"Uzun çiçekli bir elbise mi giymişti?"

"Aman Allah'ım! Nasıl bildiniz?"

İşte bu! Yasemin'in resminden kaçan gizemli kadını sonunda bulmuştum!

Selim Bey sessizliğim karşısında kelimeleri hızlıca ağzında yuvarlayarak sıkıcı bir açıklama yapmaya çalıştı.

"Diğer hocaları da aradım ancak öğretmenlerimizin büyük bir bölümü hafta sonu düzenlenen Karadeniz turuna katılmış. Merkezde oturan hocaların da aileleriyle başka planları varmış. Yani anlayacağınız bugün ilçede sadece siz ve ben bulunuyoruz."

Karadeniz turu mu? Kasten beni çağırmadıklarına kalıbımı basardım. Fitneli cadılar!

Otobüsün geç gelme ihtimaline karşılık yarım saat sonra orada olacağımı söyleyerek telefonu kapattım. Neyse ki Tılsımlı Bahçe'ye gideceğim diye özenle giyinmiştim. Bu tam tıkır halimle dışarı çıkmak için neredeyse hazırdım. Tabloyu büyükçe bir poşete koyup yanıma aldım. Buna ihtiyacım olabilirdi.

Asalak Bir SarmaşıkWhere stories live. Discover now