8. Bölüm

119 12 6
                                    


Herkeseee iyi hafta sonları! Size güzel ve tatlı bir bölümle karşınıza gelmek istedim derdim ama diyemiyoruuuummm! Neyse sizlere iyi okumalar. Müzikle birlikte okumanızı öneriyorum. Daha çok sürükleyecektir!

Herkese iyi okumalar...





Duyduklarımla olduğum yerde kalırken artarda yutkundum. Ellerim kendiliğinden yumruk şekline gelirken derin bir nefes aldım. Arkamı dönmeden önce yüzüme sahte bir gülümseme kondurdum.

"Ne demek istiyorsun sen"

Kafasını aşağı yukarı sallayarak elini beline koydu.

"Ne demek istiyorum ben."

Kafamı sağa sola sallayarak kuruyan dudaklarımı yaladım. Karşımdaki gözler saniyelik dudaklarıma kayarken kendini toplayıp bana bir adım attı. Attığı adıma karşılık geriye bir adım atınca çarptığım kapıyla duraksadım.

"Zeynep, bak burada şuan da bu şekilde konuşulacak bir konu değil bu. Evet bir anda gidip bir anda karşına çıktım. Ve genel konuşma olaylarımıza bakarsak hiçbiri ciddi olmadı. Benden bir şeyleri saklıyorsun. Haklısın da bir şey diyemiyorum demiyorum ama ben bir şeyleri diyorsam saklama artık."

"Ben senden bir şey saklamıyorum Kerem. Kendi kendine sen konuşuyor sen kafanda yazıyorsun."

"Öyle mi?"

"Kızımız diyor ya. Ben senin gibi birinden çocuk mu yaparım."

"Çocuk mu yaparım."

"Ayy papağan gibi tekrarlıyorsun her şeyi."

"Zeynep bak ben ciddi ciddi konuşuyorum. Sen hala daha bir yerde bir şekilde dalga halindesin. Yapma bunu. İçindeki acıyı bu şekilde atmaya çalışıyorsun farkındayım ama konu Meva ve biz olunca yapma. Çünkü ben artık geriliyorum ve bana çok saçma geliyor bu durum."

Meva'nın ismini duyduğum an başımdan aşağı kaynar sular dökülürken dudaklarımı kemirmeye başladım.

"Yo bende dalga durumu yok. Ben aynı benim. Tabii aradan uzun zaman geçti beni unutmuş olman normal."

"Ben mi seni unuttum. Benim hakkımda konuşmayı kes. Hatta sen direkt olarak konuşmayı kes Zeynep. Derler ya çok boş konuşuyorsun diye gerçekten öyle çok boş konuşuyorsun."

"Şu seçtiğin kelimelere dikkat eder misin? Nasıl bir üslup tarzı bu ya.''

''Sen nasıl konuşuyorsan şuan karşımda bende öyle konuşuyorum. Ciddi bir konu var değil mi? Ciddi ol diyorum sana ama sen.''

''Seninle daha fazla konuşmak istemiyorum.''

Kafasını hızlı bir şekilde aşağı yukarı sallayarak bana dik dik bakmaya başladım. Üzerime doğru bir adım attığında kapıya kendimi iyice bütünleştirirken aramızda azalan boşluğa yutkundum.

''Şuan ne yapmaya çalıştığının farkındayım Zeynep.''

''Öyle mi ne yapmaya çalışıyormuşum.''

''Konuyu Meva'dan uzaklaştırıp başka yerlere çekmeye çalıyorsun ama bilgin olsun bu benim işime gelir.''

Bakışları değişirken bir adım daha atıp aramızdaki boşluğu kapatırken ellerini kapının yanına koydu. Bakışlarım ellerine giderken tekrardan Kerem'e çevirdiğimde gözlerini kapatmış olduğunu gördüm. Kaşlarım istemsiz çatılırken bana doğru iyice yaklaşıp derin bir nefes aldı.

Yakınlığından dolayı başımı aşağı indirirken bana iyice yaklaşıp burnunu saçlarımın arasına koydu. Elim Kerem'i ittirmek için kalkarken konuşmasıyla öylece havada kaldı.

SIĞINAKМесто, где живут истории. Откройте их для себя