Changbin baldırlarına değen zincirlerle irkilmiş, penisine değen ağızla titremişti.

Chan sunmaktan çekinmediği bakışıyla penisi boydan boya yalamış ve gelgitlerine başlamıştı.

Gerçekten de Changin iki ileri geri yapan sıcak ağza dayanamış ve nişanlısının ağzına gelmişti.

Chan menilerin birazını yuttuktan sonra başını çekip Changbin'in penisini kavramıştı eliyle.

"Yüzüme boşal aşkım." demiş Changbinle ellerini kenetleyip çektirmişti penisi.

Yüzü meniyle süslenmişken dudaklarının geldiği kısmı dilini çıkararak yalamıştı.

"Daha fazlasına ihtiyacım var yüzbaşım, boşaldığınıza göre beni sertçe becerin. Sizi en derin noktamda hissetmek, ağzınıza çığlıklarını bırakmak istiyorum. Kabul ediyor musunuz?" derken önündeki kaslı baldırlara okşuyordu.

Hâla titrerken kendine gelememiş olan Changbin'in nefesleri odayı dolduruyordu. Nefesleri arasında konuştu.

"Seni sikeyim Chan." demiş ve üstünü bir çırpıda çıkarmıştı.

"Daha deminden beri neyi istiyorum acaba yüzbaşım?" derken kıkırdamıştı Chan.

Kıkırması yarım kaldı çünkü dizlerinin üstünde oturuken nişanlısı tarafından boynundaki zincilerleden tutulup çekilmişti.

Gözlerini koca koca açmış Chan, dizleri üzerinde yükselip Changbin'in bacakları arasına girmişti.

Changbin zinciri parmakları arasına dolayıp asıldı. Chan ani asılmayla dengesini şaşmış, elini Changbin'in baldırlarına atmıştı yine. Boynu zinciler yüzünden tahriş olurken Changbin'e söylendi.

"Changbin yavaş!"

Changbin dinlememiş ve tekrar zinciri çekmişti. Changbin eğilince yüzleri hizalandı. Changbin önündeki yüzün dudaklarına eğilerek konuştu.

"Sizi sikeceğim albayım." demişti dudaklara doğru fısıldayarak.

Utanmaz Chan, nişanlısının saçlarından çekip dudaklarına sert bir öpücük kondurup fısıldamaya tezat ses tonunda konuştu.

"Aynı şeyi tekrar tekrar söyleme Changbin. İcraat istiyorum. O penisin seğiren deliğimi doldurmasını istiyorum." dedi Changbin'in saçlarını okşarken.

Dudaklara yapışıp anında dilini işin içine kattı. Dilini ustaca çevirip ağızda keşfetmediği yer kalmadığına emin oluyordu.

Changbin ağzına giren dili karşılayıp emmeye başlamıştı. Chan dilini çekip alt dudağı emerken dişleri arasına aldı. Yüzünde gülümseyle dudağı çekiştirerek ayrıldı.

Sandalyenin önünde ve dizlerinin üstünde oturuyorken ağırdan kalkmıştı. Oturan nişanlısının meme ucuna arsız bakışlarıyla dokunduktan sonra çıplak olduğunu umursamadan masanın yan tarafındanki duvara ilerlemişti.

Dirseğini, göğsünü duravara yaslayıp bakışlarını Changbin'e çevirdi.

"Boşalıp kaybettiğine göre tıkaçları çıkarıp içimi doldurmalısın Changbin." demişti kalça yanaklarını açıp içini gösterirken.

Changbin yutkunup kalktı. Karşında çıplak biçimde arkasını dönmüş kaslı götü ve sırtını sergileyen adama eriyordu resmen.

"Unutmadan Changbin, çekmeceni açarsan bir şey göreceksin." dedi. Changbin geriye dönüp çekmeceyi aceleyle açtı.

Uzun kelepçe görmek umduğu son şey bile değildi. Boğazını temizlenip yutkunurken konuştu.

"Sizi savunmasız bırakmamı mı istiyorsunuz albayım? Eğer isteğiniz buysa ellerinizi kitleyeceğim." demiş ve uzunluğu almıştı. Yere attığı pantolonun kemerini çıkardı aldı artı olarak da. Kemeri gören Chan'ın gözleri şaşkınlıkla açılmıştı.

Albay, changchanWhere stories live. Discover now