Yusuf Mirza, eline aldığı bardağı geri koydu masaya. Siyah gözlerini kapatıp açtı. Ne demişti Yâdesi? Sana kız istemeye mi gittiler?

"Siz bana sormadan nasıl gidip kız isterseniz Yâde!" diye sordu genç ağa hiddetle.

"Kanc*k karılar gibi bağırıp durma tepemde.Yaşın gelmiş otuza evlenmeyip ne yapacaksın?  Hem sen bilir misin Gülhanım'ı?" diye sordu. Genç ağa siyah gözlerini kapatıp açtı sinirle. Demek gidip istedikleri kızın isimi Gülhanım'dı...

"Kimiş bu Gülhanım? " dedi umursamazca. Hiç ilgisini çekmiyordu şahsen.

"Demirlerin kızı Gülhanım, güzelliği tüm Mardin'in dilinde. Kapısından görücüleri eksik olmuyor. O kız senin gibi deli ağaya he diyor da. Sen kendini bir şey sanıp evlenmem mi diyorsun?" Yâdesinin sona doğru sinirlenen sesiyle yutkundu Yusuf Mirza. Demek istedikleri kız Cengiz Ağa'nın bacısıydı. İsimini birkaç kez duymuştu çarşıda gezerken Gülhanım'ın. Ama hiç merak etmemişti.Şimdi Yâdesinin ağzından duymak meraklandırmıştı. Çünkü Yâdesi herkesi kolay kolay övmezdi.

"Adamlarla iş yapıyoruz Yâde. Gidip kızlarını bana sormadan istemek nedir?" dedi sinirle. Şimdi kahvaltı masasından kalkıp Cengiz Ağa'nın yanına gidecekti! Nasıl bakacaktı yüzüne? Hayır birde bu iş olmasa ki büyük ihtimalle olmayacaktı o zaman ne olacaktı? Aralarındaki bağa zarar vereceklerdi.

"Adamlarla iş yapman kötü olmuş. Senin nasıl bir deli olduğunu gözleri ile görmüşlerdir. Vermezler o kızı sana Yusuf  Ağa." Acıyarak baktı Zelal Kadın torununa. Yine evde kalmıştı bu huysuz torunu iyi mi?

Yusuf Mirza içinden sabır çekerek kalktı kahvaltı masasından. Sanki kızı almak için ölüyordu. Vermezlerse vermesinlerdi!  Biraz daha burada kalırsa Yâdesi ile birbirlerine gireceklerdi. Ve Yâdesinin kalbini çok kötü kıracaktı. O yüzden en iyisi gitmekti.

.....

Ezma Hanımlar gittikten sonra kalbindeki heyecanla odasına çekilmişti Gülhanım. İlk defa gelen görücüye olumlu anlamda cevap vermişti. Payedâr aşireti kadınlara çok değer verir ve sayarlardı. Hele birde namı tüm Mardin'de yayılan ağa ile evlenmek onun için gurur olurdu. Peki ya ağabeyleri ne derdi bu işe? Yusuf Mirza ile bir şirkete ortaklardı. O yüzden isimini hem Ağabeylerinden hemde ağa babasından hep duymuştu. Yusuf ağa hakkında hep övgü dolu sözler duymuştu. Lakin bir türlü yüzünü görmemişti. Anası sağolsundu hiçbir yere tek başına gitmesine izin vermezdi. Derken kapısı çaldı. Kendine has ince sesiyle konuştu.

"Gel." Kapı açıldı ve içeri yengesi girdi. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Gelip bacaklarını bağdaş kurup yatağa oturdu...

"Yarın on ikide çay bahçesine gidecekmişiz. Yusuf ağa ile buluşmaya." demesiyle Gülhanım nefesini tuttu. Nasıl olacaktı şimdi? Tamam gidecekti ama adama ne diyecekti? Soru sorması lazımdı. Ne soracaktı? Elinin ayağının titrediğini hissetti. Gülhanım hiç görmediği bir adam karşısına çıkacaktı. Bu heyecan normal miydi?

"Yenge nasıl olacak? Ya beni beğenmezse, ya beni çirkin bulursa?" diye peş peşe soruları sordu Gülhanım.Yataktan kalktı ve odanın içinde deli danalar gibi dolaşmaya başladı. Ve asıl en önemlisi, yarın buluşmaya giderken ne giyecekti? Yasemin Hanım, görümcesinin bu heyecanlı hallerini görünce ayağa kalktı. Gidip kınalı ellerini tutttu Gülhanım'ın. Aynı şeyleri beş sene evvel kendisinde yaşamıştı, o yüzden onu çok iyi anlıyordu.

PAYEDÂR(TÖRE) /TAMAMLANDI\Where stories live. Discover now