"İyi bakın, bu bir babanın oğlundan vazgeçtiğinin resmidir!"

"Malumun ilanı. Destek veren paşalar gelmek üzeredir şehzadem, onlar geldiği vakit üstünlük tekrar bize geçecek," dedi Atmaca.

Bizi destekleyen paşalar arkalarında yirmi bin kişilik orduyla geldiler. Ben, bizim tarafımıza gelmelerini beklerken onlar atlarını Selim'in ordusunun tarafına çevirdiklerinde kaşlarımı çatarak onlara doğru yürüdüm.

"Ne oluyor, ne yapıyor bunlar?" diye sordum telaşla.

"Anlamıyorum şehzadem," dedi Hüseyin Çavuş şaşkınca.

"İhanete uğradık şehzadem, belli ki Şehzade Selim için savaşacaklar," dedi Atmaca. Sinirle arkamı dönüp onun yakasına yapıştım.

"Nasıl olur Atmaca? Sana söz vermediler mi, benimle birlik olacaklardı!"

"Anlaşılan payitahttan emir almışlar, paşaların gözünü korkutmuşlar."

"Hayır olamaz, böyle bir haber çıksa da Rüstem Paşa engel olur. Önünü keserdi!" Atmaca'nın yakasını bırakıp tekrar Selim'in ordusuna döndüm.

"Şehzadem inanmak istemiyorsunuz lakin Rüstem haini ihanet etti."

Sokullu Mehmet Paşa ve Lala Mustafa Paşa'nın benimle konuşmak istediği haberini aldığımda atıma binip onlarla ortada buluştum. Atımdan inip karşılarına geçtiğimde eğilip selam verdiler. 

"Şehzade Hazretleri, Devletli Padişahımız Sultan Süleyman Han'ın fermanışerifidir-" Elindeki mektubu açacağı sırada elimi kaldırıp sözünü kestim.

"Sen söyle Sokullu, hülaseten ne diyor hünkarımız?"

"Derhal teslim olmanızı ve benimle birlikte payitahta dönmenizi emrediyorlar, itaat etmezseniz dökülecek kandan hünkarımız zinhar mesul olmayacaklardır. Birlikleriniz itaat edene kadar katlinizin caiz olduğuna dair fetva verdiler."

"Mehmet Paşa, bu meydanda kan dökülecek lakin benim değil. Şehzade Selim'in ve ona köpeklik eden hainlerin kanı. Allah'ın izniyle zafere ulaşınca sancağıma, Amasya'ya çekileceğim ve emrihak vuku buluncaya dek hünkarımıza isyan etmeyip sabırla bekleyeceğim."

Onları orada bırakarak geri dönüp askerlerimin karşısına geçtim. Atımdan inmeden karşılarında konuşmaya başladım.

"Yiğitlerim, arslanlarım düşman sayıca üstün olabilir lakin biz onları görüyoruz onlar da bizi görüyor. Şehzade Selim'in arkasında hünkarımız varsa benim de arkamda birbirinden cengaver, davama inanan askerim var. Yiğitlerim, kanımızın son damlasına kadar savaşacağız. Öleceksek haysiyetimizle, şerefimizle şehit olacağız!"

"Şehzade Ogeday çok yaşa!" diye bağırdı Atmaca kılıcını kınından çekerek.

"Şehzade Ogeday çok yaşa!" Herkes Atmaca'ya uyarak bağırmaya başladı. Ben de kılıcımı kınından çekerek Selim'in ordusuna döndüm.

"Ya Allah, ya Muhammed, ya Ali!" diye bağırarak Selim'in ordusuna doğru son sürat atımı sürdüm.

Önüme gelen bütün askerleri alt ederek Selim'in karşısına kadar geldim. Selim ile göz göze geldiğimizde korkuyla kılıcını kınından çekti. Ona doğru bir hamle yapacağım sırada onun arkasından kalbimin üzerine bir ok yememle olduğum yerde sendeledim. Selim'in oğlu Murat ile göz göze geldik.

"Al bakalım, göster bize marifetini. Heyt bre arslan parçası, bu işlere yatkınsın anlaşılan."

"Babam, Şehzade Mustafa'ya çekmişsin diyor."

Aklıma anılar gelirken Selim şaşkınca oğluna döndükten sonra tekrar bana baktı. Onun emriyle askerler üzerimize gelmeye başladı. Ben ise hala Murat'ın bana attığı oku tutuyordu. Diğer elimle üstüme gelen askerleri kılıcımla elimden geldiğince savurmaya çalışıyordum.

İktidar Oyunları | ognis.Where stories live. Discover now