"Haberi alır almaz yola revan olduk şehzadem, Amasya sancağına tayin edilmeniz bizi ziyadesiyle üzdü."

"Sizin gibi yiğit paşaların hürmeti ve sevgisi bir şehzadenin en büyük hazinesidir. Size her şeyi anlatacağım. Şehzade Selim ne yazık ki kardeş olduğumuzu unutup arkamdan çirkin oyunlar oynadı, Lala Mustafa ve Sokullu Mehmet Paşa denilen hainlerle birlik oldu. Canımı almaya bile teşebbüs etti."

"Tövbeler olsun."

"Allah korusun."

"Üzerine yürümediğim, bozguna uğratmadığım takdirde tekrar harekete geçecek. Bundan mütevellit onunla karşı karşıya geldiğimde yanımda olmanızı, kuvvetlerinizle gücüme güç katmanızı isterim," dedikten sonra hepsine tek tek baktım.

"Şehzade Selim, bu yüce devlete padişah olacak niteliklere zinhar haiz değildir."

"Devleti Aliyye'nin ve hanedanımızın istikbali için taşın altına elimizi sokmaktan gocunmayız şehzadem."

"Merak ettiğim bir husus var şehzadem, sizin savaşınız kime karşı? Şehzade Selim'e mi yoksa hünkarımıza mı?" diye sordu Ahmet Paşa.

"Benim derdim yalnızca Şehzade Selim'le! Paşalar, Şehzade Selim'le savaşacağım. Allah'ın izniyle de kazanacağım ve tek varis olarak emri hakkın vuku bulmasını bekleyeceğim."

"Yani şehzadem, Sultan Süleyman'ı tahttan indirmek gibi bir niyetiniz yok?" diye sordu tekrar Ahmet Paşa, kuşkuyla.

"Allah şahidim olsun ki benim canibimden hünkarımıza tek bir ok dahi atılmayacak. Veziriazam Rüstem Paşa'nın ve Vezirisani Semiz Ali Paşa'nın bana olan sadakatleri malum, sizler de onlar gibi benim yanımda olursanız hünkarımızla karşı karşıya gelmeden bu meseleyi halletmiş oluruz." Birbirlerine baktılar.

"İnşallah. Size karşı hürmetimiz, alakamız büyük şehzadem lakin müsaade ederseniz acele etmeden meseleyi kendi aramızda iştişare etmek isteriz akabinde size haber veririz," dedi Piri Paşa. Atmaca'ya bir bakış attıktan sonra ona dönüp başımı salladım.

"Müsaade sizin lakin unutmayın ki zor günümde yanımda olanlar istikbaldeki muzaffer günlerde de yanımda olacaklardır."

Üçü de bana selam verip gittiklerinde biz de Atmaca ile saraya girdik ve daireme doğru yürümeye başladık.

"Paşaları eskiden beri tanıyorsun Atmaca; benim yanımda olacak, benimle birlikte cenk edecekler mi dersin?"

"Af buyurun şehzadem lakin paşaların üçünü de hünkarımız tayin etmiştir, sadakat keşke gönülden gelse lakin öyle değil. Mühim olan sizin kudretinizdir, siz ne kadar güçlüyseniz etrafınızda o kadar sadık insan olur."

"Gücümden şüphen mi var?"

"Haşa yalnız şunu unutmamanız gerekir, bir şehzadenin gücü divandaki paşaların ve askerin desteğiyle ölçülür."

"Askerin tamamı yanımda değil lakin karşımda da olmazlar, paşalara da gelince Devleti Aliyye'nin veziriazamı ve veziri Semiz Ali Paşa bana bağlı."

"Ben onlara güvenmiyorum, ne Rüstem Paşa'ya ne de Semiz Ali Paşa'ya zerre kadar itimadım yok. Unutmayın şehzadem, onların elinde bir şehzade kanı var."

"Ya seni mahcup ederlerse, son ana kadar bana destek olurlarsa?"

"O vakit zafer sizindir."

Hüseyin Çavuş'un bize doğru geldiğini gördüğümüzde susup yanımıza gelmesini bekledik. Karşımıza geldiğinde bana selam verip konuşmaya başladı.

"Şehzadem, payitahttan gelenler var."

*

"Bu son ikaz şehzadem, hünkarımız vakit kaybetmeden Amasya'ya gitmenizi emrediyorlar. Aksi takdirde bunu isyan olarak kabul edip gerekli tedbirleri alacaklar," dedi Semiz Ali Paşa.

İktidar Oyunları | ognis.حيث تعيش القصص. اكتشف الآن