1

18 4 0
                                    

Hey, Min Yoongi basit bir yeraltı rapçisiydi, bunu hepimiz biliyoruz değil mi? Ancak bu sözde basit yeraltı rapçimizin bilmediğimiz bazı karanlık yanlarının olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz.

...

Etraf kan doldu, iğrenç mide bulandırıcı alkol ve kan kokusu ortamda yayıldı. Rahatsız olan üç-beş keriz ortamdan çoktan ayrıldı. Kafesin içindeki tanımadığım elemanla yalnız kalınca başlamak için zili bekledim.

Zil çalar çalmaz herkesin bildiği ve çok basit hamlelerden olan yumruğunu yüzüme geçirmeye çalıştı. Gülerek "Bu kadar acemi olduğunu bilmiyordum, dostum." diyip karnına dizimi geçirdim.

Öğürerek dizlerini yere ulaştırdığında kaşlarını çatarak suratıma bakmaya başladı. Ayağa kalkmak için hamle yapmasını bekledim. Şimdi saldırırsam çok kolay hamle olurdu ve bunu istemiyordum.

Bundan öncesinde sürekli içerek kafese girenleri iğrenerek izlemiştim. Mantıksızdı. Kafayı bulmuş şekilde dövüşmek saçma geldi o zamanlar. Ama aslında bakınca, çok daha zevkliydi içerek sahaya çıkmak.Kafam güzeldi ama ne yaptığımı biliyordum. Daha önceden hiç denemediğim şeyi ilk deneyimledim.

Kısa süre sonra ayağa kalkınca saldırmaya çalıştı. Baştaki bir-iki yumruğa izin verdim az da olsa ayılmak için. Yeterli olduğunu düşündüğümde hafif sıkmış olduğum yumruğumu acımadan suratına geçirdim.

Burnunu kırmış olmalıydım çünkü eli burnunda ve kan geliyordu. Umursamadım. Sırtı yerle buluşunca tek yumruğumla bu hale getirdiğim adama sırıtarak baktım ve üç saniyede duyduğum bitiş ziliyle kafesten çıktım.

"Hey, ben çok iyiyim. Hadi ama dostum, gerçekten bir kişiyle daha dövüşebilirim." diye yakardığımda kafesin girişindeki adam başını sallayarak içeri geri itti. Sonraki rakibi bekledim.

Giren iri yarı adamla başımı o tarafa çevirdim. Tamam, bir yetmişlerimde olabilirdim ama bu cidden fazla uzundu. 180? 190? Kimi kandırıyorum, en az iki metreydi bu herif.

Sertçe yutkundum. Hafif çakırkeyiftim ama hala az da olsa ayıktım. Tamam, kabul ediyorum hafif değil baya baya çakırkeyiftim. Bu adamın beni yerle bir edeceğini hesaplayamayacak kadar.

Başlamak için attığım yumruk en fazla beş santim sendelemesine yardımcı olduğu gibi yüzüme yediğim yumruk sırtımı kafes parmaklıklarıyla buluşturmuştu bile.

Parmaklarımı altıgen tellerden sertçe geçirerek kendime gelmeye çalıştım. Rakibim iyiydi. Ama istese de benden iyi olamazdı.

Üzerime doğru yürüyünce sarhoşluğumu bir kenara rafa kaldırıp tüm gücümü toplayarak çenesinin kenarına en sert yumruklarımdan birini geçirdim. Hemen ardından karnına geçirdiğim dizimle gecenin ikinci galibiyetini almıştım.

Zil çalar çalmaz tellerin dışına kendimi atarak sadece buradayken kullandığım yatak odama doğru ilerledim. "Yoongi Hyung, paran!" arkamdan seslenen Hoseok'a dönerek "Hepsi senin." diyerek geçiştirdim.

"Hyung ama 5 milyon won yatırmışlar iki düello için ben almayayı-" deyince uykusuzluktan dolayı dönen başım ve kasılmaya başlayan çene hatlarımla tekrardan sertçe "Hoseok, hepsi senin." diye tekrarladım.

"Tamam, o zaman yarısını bölüşelim." dedi ne kadar umursamadığımı bilmeden. "Hoseok, her gün millete silah çekerek parasını çalıp 'gangstayım.' diye ortada gezinen sensin. Ayrıca alacak olduğun 4 milyon çok fazla hatta hiç fazla değil muhtemelen çaylak biri bile alabilir beş altı düelloya girerek. O yüzden ne yaparsan yap umurumda değil. Odamdayım Jungkook'a söyle rahatsız etmesin beni." diyerek burada bulunduğum zaman içerisinde gerçekleştirdiğim ilk ve son en uzun cümlemi söyleyerek odama doğru yol aldım.

Alkol alarak ringe çıkmamın sebebi sevgilim, pardon eski sevgilim, Min Ji'ydi. Hatırlayınca güldüm. Kaltak karıyı cidden sevmiyordum. Sadece söyledikleri ağırıma gidip kendime yediremedim.

"Babasız köpek, sikinin boyu avucum kadardır baksan, git kendine başka köpek bul kendine ben senin o aptal sosyal medyada fotoğraf paylaşmama takıntını daha fazla çekemem. Sanki çok mükemmel bir yüzün var da elalemden saklıyorsun."

Teknik olarak hiçbir kadına vurmadım. Sarhoş ya da ayık, ilişki sırasında ya da değil, kavga ederken ya da mutluyken değil vurmayı, elimi bile kaldırmadım. Çünkü hayatıma tek gecelik ilişkilerim dışında kadın almam ve onunla o kadar samimi olmam. Bu Min Ji sürtüğünü de salak Jungkook yüzünden bulmuştum, yani o bulmuştu.

"Her gece farklı kadınla yatmak yerine bir kadın bul her gece onu becer." dediğinde reddederek salak olduğunu savunmuştum ancak iki gün sonra karşıma çıkardığı bu kızla ciddi olduğunu anlamıştım.

Üç aydır beraberdik ve bir kere bile ilişkiye girmemiştik. Jungkook'u kırmamak için bir şey söylememiştim bu konu hakkında ama yine her gece farklı kadın altımdaydı. Hadi ama, bu aldatmak sayılmaz, sadece cinsel ihtiyaçlarımı karşılamam gerekiyordu.

Ve Min Ji nasıl oldu bilmiyorum ama bunu bir şekilde öğrenerek o saçma sözleri söyledi. Onun için hoşlantıdan fazlası olmadığımı biliyordum ama az da olsa kırmıştı.

Bu yüzden içerek acımı bastırmaya çalıştım ama beynim beni yine o demir tellerle çevrili kafese yönlendirdi.

Ait olduğum yere.

...

"Hyung ne demek aldatmak sayılmaz ne demek aldatmak sayılmaz ya? Sen iyi misin, hasta mısın, bir şeyin mi var? Ya ne demek bir kadınlayken her gece farklı kadını inletiyor olmak ne demek her gün farklı kadını düzüyor olmak ne demek hyung ne demek açıkla bunu bana!"

Kahvaltıdan beri tepemde horoz misali öten Jungkook'a göz devirerek "Cinsel tatminiyetim onu da seni de ilgilendirmez. Eğer cidden istemiyor olsaydı benimle sikişirdi." dedim.

"Ulan hödük, kız sana demiş hazır değilim erken şu anda diye, ne demek sikişirdi istemiyor olsaydı ne demek ya?" dediğinde sıkılmaya başlamıştım.

"Şşşt küçük adam, yeter bu kadar. Sabahtan beri gelmiş avukatı gibi onu savunuyorsun. Tamam dinledik de sabrım bu kadar yeterli. Bu kartın Min Ji limiti doldu, NeverMind'ı bitirmeye gidiyorum." deyip müzik yaptığım ve şarkı sözü yazdığım odama ilerledim.

Yolun ortasında aklıma bir şey gelmişçesine durup arkamı dönerek işaret parmağımı ona salladım. "Sakın bir daha bu mekan sınırları içerisinde Min Ji ve kadın dersen ebenin amını tersten yalatırım, adam ol."

Suratını buruşturarak "Ya hyung, ben daha küçüğüm yalama işleri için. Hem tanrı aşkına, benim ebem erkek!" diye ağlarcasına konuştuğunda hayal kırıklığına uğramıs gibi ellerimi yanımda serbest bırakarak durdum.

"Sen 24 yaşındasın Jungkook...Ve gaysin, ebenin sikini de tersten yalayabilirsin aşkım." deyip göz kırparak bir şey söylemesine izin vermeden odama ilerledim.

Beş saniye sonunda yükselen "Min Ji, Yoongi hyung senden özür diliyor tekrar buluşma ayarlamak istiyor, ve evet bana aşkım dedi biraz kız ona." bağırma sesiyle gözlerimi ani bir hızla büyüterek içeri doğru koştum.

"Lan Jungkook şimdi siktim belanı!"

...

-Sumatra

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 12, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

fight clubHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin