"Siz midgardlılar, ne diyorsunuz?.."

"Neye ne diyoruz?" Dedim dikkat kesilerek. Kelimeyi bilmiyormuş gibi gözlerini kıstı, bir süre oylece durduk.

"Karş..narş..aşk! Evet, aşk. Midgardda senin için böyle biri var mıydı acaba Leydi Stark?" İmalı imalı sorusunun sorarken, hiçbir amacı olmamasına rağmen yüzümün kızardığını hissettim.

Evet, vardı.

"Evet." Diyerek yüzünü daha fazla görmemesi ve soru sorması için Melisa çayını şu içermiş gibi kafama diktim. Loki'nin yüzündeki gülümseme bir an tavan yaptı.

"Onu kafana dikerek kurtulamazsın küçük hanım. Anlat." Bir dedikoducu kadını andıran şekilde konuşunca elbetteki şaşırmıştım. Hafif kıkırtım bu yüzdendi. Kafamı sallayıp arkama yaslandım. Gözlerimi kitaplığa sabitlerken, anlatmaya başladım.

"Adı..Peter Parker. Sana daha önce çok şey anlattım Loki, Peter hariç. Çünkü hakkında hâlâ kendimi suçlu hissediyorum." Derin bir nefes alarak konuşmayı devam ettirdim. Pür dikkat beni dinliyordu.

"Bana kendimi burada bulmadan bir hafta öncesine kadar beni sevdiğini söyledi. O an bir saniye bile düşünmeden onu reddettim ve konuşmayı kestim." Hafifçe gülümsedim. "Onu seviyormuşum. Bunu anladığımda benim için yıllar, onun için büyük ihtimalle saniyeler geçti.

Ah, aşırı iyi hatırlıyorum. Babamla mezarlıktaki kavgamızın ardından beni takip edip yanıma gelmişti. O gün onunla beraber ilk defa ağladım. Bana ağlamayı öğretti. O bana değer veren ilk gerçek kişiydi Loki." Hafifçe gülümsedi. Daha çok üzülmemi istemezmiş gibi sandalyesini kendim doğru çekip kocaman kollarıyla beni kucakladı.

Bense buna hazır bir şekilde sessizce dökülen gözyaşlarıma engel olamadım. Ancak hemen kendimi toparlayıp geri çekildim. Gözyaşlarımı elimin tersiyle silerken gülümsemeye çalıştım.

"Ee, sende var mıydı şu Narş olduğun biri?" Dedim dalga geçercesine. Ancak hiç beklemediğim bir şekilde, birden yüzü asıldı.

"Hey, sormamam gereken bir şey mi sordum? Eğer öyleyse üzgünüm. Hadi biraz bahçede dolanıp bunları unutalım, olur mu?" Yerimden kalkmak için hemle yaptığım sırada beni geri oturttu. Merakına yenik düştüğüm için daha fazla üstelemedim.

Bu bir yılda Loki benim hakkımda birçok şey öğrenmişti, ama benim onun hakkında bilebildiğim şeylerin sayısı bir eli geçemezdi.

"Sen söyle küçük Leydi, sevgi hissedilmeden aşık olunulabilir mi?" Sorduğu soruyla kafam karışırken devam etmesini rica ettim.

"Benim hakkımda bilmediğin çok şey var. Hatta belki şu an bana güvenmemelisin bile." Dediğiyle lafını bölüp kaşlarımı çattım.

"Ben güveniyorum, kararımı soegulayacak değilsin herhalde? Ben delirmek üzereyken yanımdaydın, bundan daha ne büyük bir iyilik olabilir ki!" Dedim sevinçle. O ise gülümseyip gözünü önündeki kitaplara dikti.

Onun buraya hapsedilmesinde baş sebep olduğunu söyleyemedim.

"Ben Loki'yim. Belki kendim hakkında doğru bildiğim tek şey bu. Yüzyıllarca kendimi Odin'in çocuğunu sanarak yaşadım. Ama o ve halkına göre iğrenç bir buz devinden başka bir şey değilim."

"Kesinlikle iğrenç biri değilsin." Dedim inkar ederek. Yüzüm buruşmuş, söylenenleri yalanlamaya çalışmıştım. Bir saniye gözleri bana kitlendi.

luz de la luna || marvelWhere stories live. Discover now