4. Bölüm: "Kolye"

Start from the beginning
                                    

Sınıfta yeniden bir uğultu oluşurken Helen yan tarafında Matthew Brown'un "Peri masalı." diye mırıldandığını duydu. Aralarında üç kişi vardı ve çocuk direkt olarak profesörün yüzüne bakıyordu fakat neyse ki o gürültüde Slughorn onu duymamıştı.

"Kitabınızın on altıncı sayfasında iksirin demleme talimatları bulunmaktadır. İkişerli gruplar halinde çalışacaksınız. Ben aranızda dolaşarak takıldığınız yerlerde yardımcı olmaya çalışacağım." Slughorn öğrencileri ikişerli ikişerli eşleştirmeye başlamıştı. Gryffindor ve Slytherin'leri bir araya getiriyordu. Annabel ve Helen her zaman olduğu gibi şimdi de birliktelerdi. Helen arkadaşları ne alemde diye sınıfa bakındığında Lucas ve Austin'in eşleştiğini görünce kıkırdadı. Gözü istemsizce yan tarafındaki çocuğa kaydığında Matthew'in de Gryffindor bina başkanı Astrid'le eşleştiğini gördü.

Annabel ve Helen iksiri hazırlamak için kitabın on altıncı sayfasını açtılar. Çok fazla aşaması vardı ve sürekli karıştırıp rengini kontrol etmek gerekiyordu. Kazanın içine Wiggen ağacı kabuğu, Moly, geyikotu, yarım litre cörkpare suyu, bir adet haşlanmış adam otu ve geriye kalan diğer sekiz malzemeyi daha eklediler. Helen malzemeleri karıştırırken, Annabel karışım kırmızı rengini alıncaya kadar semender kanı ekledi. Uzunca bir süre karıştırmaya devam etmişlerdi ve iksir sürekli renk değiştirmişti. İstedikleri renge ulaşınca Annabel içine beş tane aslan balığı dikeni ekledi ve tekrar karıştırdılar. İksir mor rengini alınca Pıtıkurt sümüğü eklenmesi gerekiyordu ve bunu yapmak için iki kız da fazla titizdi. Sonunda aralarında taş kağıt makas oynayarak karar verdiler ve kaybeden Annabel oldu. Kız kazana bakmayarak sümüğü içine eklemişti ve hemen ardından koşa koşa ellerini yıkamaya gitmişti. Helen o esnada iksire bal ve dut suyu ekleyerek kaynamaya bırakmıştı.

Annabel tekrar yanına geldiğinde iki arkadaş sessizce ayakta dikilerek iksirin hazırlanmasını beklediler. Helen konuşmak için ağzını açmaya yelteniyor sonra bundan vazgeçiyordu. Annabel ise bir şeylerle oyalanıyormuş gibi gözükmek için ara ara iksiri kontrol ediyor, talimatları yeniden okuyor ve sınıftakilerin kazanlarına bakıyordu. En sonunda Helen dayanamayarak "Bu konuyu yarın konuşalım olur mu?" diye fısıldadı. Cumartesi olduğu için daha fazla boş vakitleri vardı ve uzunca konuşabilirlerdi.

Annabel "Tamam." diye mırıldandı, yüzünü ona dönmüştü ve tebessüm etmişti.

"Akşam Slug Kulübü'ne geliyor musun?" Helen konuyu değiştirmek adına sordu.

"Evet. Lucas'la birlikte geleceğim muhtemelen." Sınıftan bir patlama sesi geldiğinde herkes olduğu yerde sıçramıştı. Austin ve Lucas'ın kazanı toz parçalarına ayrılmış, içindeki bütün malzemelerde sağa sola sıçramıştı. Slughorn olaya müdahale ederken kızlar gülerek tekrar önlerine dönmüşlerdi.

Helen kendisinin Austin'le gelebileceğini söyleyecekken bundan aniden vazgeçti. "Ben Bill'le gelirim." dedi umursamaz bir ifadeyle. Bill Montague Slytherin'li altıncı sınıf bir oğlandı. Helen'la çıkara dayalı bir arkadaşlıkları vardı. İki taraftan biri ne zaman yalnız kalsa diğeriyle takılırdı.

"O çocuktan hiç hoşlanmıyorum." diye fısıldadı Annabel. Helen'in hiçbir arkadaşından hoşlanmazdı gerçi.

Konuşmaya dalmışken aradan yarım saatin geçtiğini son anda fark ettiler. Kazanı ocaktan alıp tezgaha koydular ve soğumaya bıraktılar. İksir mor rengini aldığında Profesör Slughorn'a kontrol etmesi için haber verdiler. Profesör "Mükemmel!" diye nitelendirmişti.

Dersin bitimine doğru Annabel eşyalarını hızlıca toparladı. Helen'e Quidditch seçmeleriyle ilgilenmesi gerektiğini söyleyerek sınıftan apar topar çıktı. O yanından ayrıldıktan sonra kız kazanının içini temizledi ve diğer eşyalarını da yavaş yavaş toplamaya başladı. Sırt çantasını sırtına taktı ve kazanını da alarak sınıf kapısına ilerledi. Gözünün ucuyla Matthew Brown'un da arkasından kapıya geldiğini görebiliyordu. Koridora çıkıp yürümeye devam ederken ayaklarının birbirine dolaşmaması için epey çaba sarf etti. İçinden Ortak Salon'a kadar düşmeden gidebilmeyi diliyordu. Ahmak Alexis gibi elindeki eşyaları düşürüp yerde yuvarlanamazdı, eğer böyle bir şey yaşanırsa astronomi kulesinin tepesine çıkar ve kendini aşağı atardı.

Mavros || Harry PotterWhere stories live. Discover now