Bugün düğün günüydü...
Ve ben makyajım yapılmış bir şekilde gelinliğin içinde kendime aynada bakıyordum.

Annem yanıma gelmiş bana sarılmıştı.

"Kızım çok güzel olmuşsun..." deyip ağlamaya başladı.

"Anne ağlama lütfen. Ağlamak istemiyorum... Bu makyajı bir daha yenilesinler istemiyorum..." deyip başımı öne doğru eğdim.

"Kızım baban yok ama.... Kırmızı halıda büyük babanla yürüyeceksin..." deyince yüzüne alaylı bir şekilde baktım.

"Beni istemeyen o değil miydi? Neden getirdin... Onunla yürümek istemiyorum..."

"İnan ki kızım o da pişman... Böyle olacağını bilmezdi... Seni görmek seninle konuşmak için can atıyor...bir görsen..."dedikten sonra tamam sus dermiş gibi elimi havaya kaldırdım.

Kapı çalınca kapıya doğru döndüm. "Artık çıkmanız gerekiyor..."deyince annemin yardımıyla kalkıp odadan çıktım.

Büyük babam orada öylece durmuş yüzüme ağlar gibi bakıyordu..

O halini görünce acıyıp yanına koşup sarıldım...

"Dedecimm...."diyerek fısıldadım.. annemin dediği gibi pişmansa affedebilirdim. Bu dünyada suçsuz hiçbir insan yok...

Belime sarılan kalın kollarla bana karşılık verdiğini anladım.

Dedemin koluna girip herkesin gözünün önüne kırmızı halıya çıktık...

Gelin ve damat masasının oraya doğru ilerledik...

Jungkook orada ayakta bekliyordu..

Ayağından yukarıya doğru bakmaya başladığımda nefesimi tuttum.

Çünkü çok yakışıklı olmuştu. Jungkook'u sevmeyen biri bile etkilenirdi.

Jungkook'un yanına ne zaman vardım. Ne zaman o yüzüne bakakaldım. Haberim bile yoktu..

Ayakta masalarımızın yanında durup karşımızda duran adama baktım..

İkimize gülerek bakıp cümlelerini söylemeye başladı...

"Hastalıkta ve sağlıkta....." dedikten sonra hiç bir şey duymamaya kulağım uğuldamaya başladı..

Belimde bir hareketlilik olunca kendime gelmiş karşımdaki adama baktım.

"Bay jeon ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?" demişti.

Kafamı çevirip Jungkook'a baktım.

Benim diyeceğim şeyi bekliyordu.

"E-evet" diyebilmiştim kendimi zorlayarak...

"Gelini öpebilirsin..."dedikten sonra Jungkook belimden tutup kendine çekti. Kendine çektikten sonra dudaklarını dudaklarıma bastırdı.

Yaklaşık 500 kişi olan bir düğün salonunda herkesin önünde beni öpüyordu. Herkesin izlediğini düşünerek dudağımı hareket ettirip karşılık verdim.
Daha sonra Jungkook usulca kafasını ayırıp öpüşmemizi sonlandırdı.

Elimden tutup davetlilerin yanında götürdü.

Bir kaç saatimiz böyle geçmişti. Topukluların ve gelinliğin içinde böyle ayakta durmak çok zordu.

Sonunda arabaya bindiğimizde Jungkook yanıma oturup yüzümü inceledi.

"Yoruldun mu?" dedi...

Sorusuna "sence bu bir soru mu?" diyerek karşılık verdim..

Öne doğru eğilip ayağımdaki topukluları çıkarttım.

"Ahhh... Resmen ayaklarım şişmiş..." diyerek sitem ettim.

Benim bile anlamadığım bir zamanda Jungkook yanıma yaklaşmıştı.

"Bu arada sana söylemeyi unuttum.. kuzenlerim düğün için Almanya'dan buraya geldiler... Bir kaç gün misafirimiz olacaklar ..."

Yanii dermiş gibi yüz ifademe bürünüp baktım.

"Yani yanyana yatacağız..." deyince yüzüne tiksinir gibi baktım.

"Dünden meraklı gibi görünüyorsun."

"Olur mu hiç"deyip gülümsedi.

Ellerimi omzuna koyup itikledim.

"Uzaklaş benden zaten gelinlikle beraber çok sıcak.. bir de sen dibime girmişsin" diyerek uzaklaştırdım.

Araba durunca inecektim ki Jungkook kolumdan tutup durdurdu..

"Kapını ben açıcam inme" diye uyardı. Kapıdan inişini izleyip kapıyı açmasını bekledim.

Kapı açıldıktan sonra jungkook elini yavaşça önüme uzatmıştı.

Elimi nazikçe elinin içine bırakıp çekmesini izledim.

"Ahh topuklu ayakkabıları giymeyi unuttum.." diyerek sitem ettim.

"Ayağım şişmiş demedin mi? Bir daha olmazlar onlar... Kucağıma alayım seni..."dedi yüzüme eğilerek..

"Yo-" demeden vücudum yukarı doğru havalanmıştı.

Jungkook zaten açık olan kapıdan içeriye girip merdivene yöneldi.

Merdivenleri çıkmadan önce bir ses duyuldu... Tanımadığım bir ses...

"Jungkook...."... Bu bir kadın sesiydi...

"Sevgilim!..."

Polis Mafya'm +18Where stories live. Discover now