''Olmaz,'' dedim hemen pansumanını yapmaya başlarken. ''Y-yani kalamaz bu şekilde, mikrop kapmasın.''

Saat iyice ilerlerken, yolda bugün yaşadıklarımı ve anneme ne diyeceğimi düşünüyordum. Ne hesap verecektim ben şimdi? Ne desem annemi inandırabilirdim bir şey olmadığına? Of, anneme de yalan söylemekten nefret ediyordum, ama mecburdum. Ona anlatırsam kahrolurdu, biliyordum.

Ben kendi kendime konuşurken, annem ben kapıyı çalmada açtı. ''Hoş geldiniz hanım efendi,'' dedi eliyle beni içeriye buyur ederek. ''Gözümüz yollarda kaldı.''

Ellerimi önümde birleştirip, başımı yere eğerek mahsun bir şekilde içeri girdim. ''Özür dilerim anne.''

Kızgın kızgın baktı. ''Neredesin sen kızım? Öldüm meraktan. Ya böyle geç kalacağı zaman, beni bir ara en azından.'' Koltuğa, yarım yamalak bir şekilde otururken, yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim. ''Anneciğim, Gizem rahatsızlandı. Onunla ilgilendik.''

Gözlerini kısarak şüphe dolu bir ifadeyle bana baktı. ''Başka bir şey olmuş. Anlat.'' Derince yutkundum. Anlatamazdım. ''Anne hayır gerçekten onunla ilgilendik. Biliyorsun, babası işe yaramazın teki. Annesinin de haberi yok, çalışıyordu. Telaşlandırmayalım diye aramadık.''

İnanmasa da, daha fazla sorgulamadan beni odama gönderdi. Biraz daha sorgulasaydı, bütün her şey çorap söküğü gibi ortaya dökülecek ve büyük bir patlama yaşayacaktım. Kendimi o kadar çok sıktım ki, dayanamayıp odama varır varmaz ağlamaya başladım.

Bu kadarı çok fazlaydı.

Yerden destek alarak yatağıma ilerledim ve üzerimi çıkarıp, elimi yüzümü yıkadıktan sonra biraz daha toparlanmış hissediyordum. Artık uyumak için çarşafımı açtım ve tertemiz bir koku beni sardığında hemen yatağımın içine girdim.

0530***: Numaramı kaydedebilirsin artık.

Güneş Akman: Elin nasıl oldu?

Birkaç saniye sonra hemen cevap geldi. Ben mesajına tıklamadan önce numarasını kaydettim.

Bulut: İyi, beni düşünme. Uyumana bak. Ama uyumadan önce nasıl olduğunu bilmem lazım.

Güneş Akman: Daha iyiyim, teşekkür ederim.

Bir an tereddütte kalsam da yazmaya devam ettim.

Güneş Akman: Eğer olmasaydın, ne yapardım bilmiyorum. Bu iyiliğini asla unutmayacağım. İyi geceler. 🙂

Bulut: Teşekkür edilecek bir şey yapmadım. Daima yanındayım, daima. Uyu şimdi.

Yazdığı şeye, dudaklarım istemsizce kenara kıvrılırken içimin ona karşı aktığını hissettim. hayır, hayır kendimi kontrol altına almalıydım. Bu kadar kolay kapılırsam, sonum felaket olurdu. Ayrıca bu kadar emir kipi kullanmasına da sinir oluyordum.

Son mesajımı da yazdıktan sonra, telefonumu komodonin üstüne koydum ve zorlanmadan uykuya daldım.

-

ÇOCUKLUĞUM | LiseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin