Bölüm 1

122 7 59
                                    


Doğdum, büyüdüm 4 yaşıma geldim, hem yetim hem öksüz kaldım, bir adam geldi bana bir hayat verdi, babalık yaptı, ailem oldu. Bir aile kaybettim, bir aile kazandım. İsmim Sude kendi hikayemin bile başrolü olamayarak yazıyorum bunları. Benim bir hikayem bile olmadı diye düşünürdüm ama hikayemin olduğunu hatırlattı adamın biri.

Anıl...çocukluğum, gençliğim... ah benim güzel adamım. Benim de değilsin halbuki neyini çok sevdim ben senin bu kadar? Bana umut vermeyen bakışlarını mı yoksa asla bir yerimin olmayacağı kalbini mi? Beni hiç görmemen sorun değildi ki beni kimse görmedi zaten kırılmıyorum buna. Asıl kırıldığım sevgimi görmeyişindi o benden bile büyüktü sen nasıl bu kadar kör olabildin ki sen?

"Sude, daldın gittin yine. Kendine gel artık." Dedi Ayçin. İsviçre ҆ ye benimle birlikte gelmişti arkadaşım. Derin ve Deren ҆ den sonra tanışmıştık elbette ama çok yakın arkadaş olmuştuk. Lisede kesişmişti yollarımız okul çıkışı ben Anıl ҆ ı çantamı aldığı için kovalarken Ayçin çantamı onun elinden alıp vermişti bana o gün tanışmıştık. Sonraki yıllarda da sınıf arkadaşı olmuştuk.

"Hı? Kendimdeyim ben ya bir sorun yok." Diye karşılık verdim içini rahatlatmak için.

"İnandım ben de buna zaten."

"Of neye inanmak istersen ona inan ama ben bu saatten sonra ona inanmam baksana şuna." Deyip elimdeki telefonu uzattım ona Anıl bu sefer de başka bir kızla birlikteydi.

"Kızım sen buraya onu unutmak, onu görmemek için gelmedin mi? Hala ne diye bakıyorsun bu saçma sapan fotoğraflara. Hayatına bak artık, gençsin güzelsin karşına daha kimler kimler çıkacak ki çıkmıştı da hatırlarsan." Her fırsatta Demir ҆ i hatırlatmaktan vazgeçmeyecekti ki Demir ҆ in de kendini hatırlatmak vazgeçeceği yoktu. Onunla da lisedeyken tanışmıştık. Yakın arkadaş olmuştuk ta ki Anıl ҆ ın yanında beni sevdiğini söylediği güne kadar. O gün kavga etmişlerdi, bunu bilerek yaptığını tahmin etmiştim. O yüzden mezuniyete de gelmemişti. Anıl dengesizdi Demir ondan daha dengesizdi. İkisi de benim dengemi bozuyordu sadece.

"Ben kimseyi istemiyorum. Ben kendimi bile istemiyorum. Anla artık şunu."

"Kızım bu sevgi mahvediyor seni farkında değil misin? Günden güne eriyip gidiyorsun ben günden güne arkadaşımı kaybediyorum. Gözlerindeki ışık kayboldu, her zaman gülen arkadaşım yok oldu. Yerine bomboş bakan ruh gibi gezen bir kız geldi. Sen fark etmiyor musun bunları?"

"Fark ediyor olmam bir şeyi değiştirmiyor. Ben kendimi bildim bileli onu sevdim, onu unutmak kendimi unutmak olur. Ki benden bir eser kalmadı zaten."

"Neden söylemiyorsun o zaman? Salak gibi telefondan fotoğraflarına bakacağına ara anlat her şeyi. Bari bunu yap be kızım."

"Allah aşkına arasam ne değişecek? O zevk için birlikte olduğu kadınları bırakıp gelip benimle masum bir ilişki mi yaşayacak saçmalama istersen. Ben onunla olma ihtimalini sevmedim ki. Hem ne diyor küsler barışır, ölüler kavuşur ama bizim mesele çok başka. O beni hiçbir zaman aşk anlamında sevmedi sevmeyecek. Onun için Derin ve Deren ҆ den farkım yok. Bunu da kaybedemem."

"Oluru olmadığını düşünüyorsun biliyorum ama en azından umut bağlamazsın hadi ara onu."

"Ayçin biliyor musun? Benim içimdeki umuttan ormanlar var bunların hepsini o dikti, o suladı o büyüttü, sonra oralarda uçuşan kelebekler var. O kelebeklerin ömrü kısa da olsa hiç azalmıyorlar içimde. İçim çıkıyor, sökülüyor ama bitmiyor. Şimdi ara diyorsun ya sen onu aramak ormanı yakmak demek. " dedim ağlayarak. Yanıma gelip sarıldı, ne kadar saat ağladım bilmiyorum ama karar vermiştim artık gerekirse o ormanı yakacaktım gerekirse o ormanın içinde ben de yanacaktım ama onu orada öldürecektim.

KIRIK AYNAWo Geschichten leben. Entdecke jetzt