7🔥

21.9K 1.8K 1K
                                    

Bölüm Şarkısı : Suzanna/ Geçen Yıl

🔥

Ben ağlaya ağlaya yazıyorum
Sen için yana yana oku
Bu derde düştüğümden beri
Hiç gülmedi yüzüm
Seni sevdiğimden beri
Düz gitmiyor yolum
Beni bitirdiğin yerden yazıyorum
Sevgilim, bu sana son mektubum.

🔥

Keyifli okumalar!

"Karnında benim bebeğimi taşıyorsan eğer Sevda, eğer o çocuk bana aitse değil Kara bütün dünya çıksın karşıma! Seni kimse alamaz o saatten sonra benden. Eğer o bebek, benim değilse de Sevda, sevdiğin adamla yüzleşmek için hazırlan derim çünkü onun defterinde ihanetin affının olduğunu sanmıyorum." Bana doğru bir adım attığında yükselen ses tonuyla birlikte her şeyi hiçe sayacağını gördüm gözlerinde. Belki kendini de yakacaktı ama küle dönene kadar hepimiz durmayacaktı.

Kapı açıldığında korktuğum başıma geldi, bir çift öfkeli bal rengi gözle karşı karşıya kaldım.

Attığım adımla bastığım zemin bir değildi sanki. Onun gözleri cehennem çukuruydu ve ben bir adım daha atsam o cehenneme kendimi bırakacak gibiydim. Nefes nefese kalmışken bütün dünyayı tek nefeste koşmuş sonrasında alamadığım tüm nefesleri tüketircesine içime çekiyor gibiydim. Şu an yer yarılsa dibine girsem üstüme toprak atsalar itiraz etmezdim. Tek bir damla dahi akmazdı gözümden aldığım her nefesi vermeye razıydım şimdiden.

Eli kapı kolumda öylece duruyorken gözleri bir fırtınanın eşiğinde gözlerime kilitlenmişti. Ne duydu, ne kadarını duydu bilmiyorum ama elbet öğrenecekti. Bu durumu ne kadar geciktirmek, hatta görmezden gelmek istesem de ondan bunu ömrümün sonuna kadar saklayamazdım.

Kapıdan elini çekip içeriye girdiğinde sertçe çarpan kapıyla yerimden sıçradım. İki adım atıp karşımda durduğunda ellerim değil artık bütün bedenim titriyordu. Ne yapacaktım, ne diyecektim bu durumu nasıl açıklayacaktım bilmiyordum. Zorlukla yutkunurken bakışlarına dayanamayıp sonunda gözlerimi kaçırdım.

"Ne bebeği Sevda?" Buz gibi ses tonunu duyduğumda kalbim sıkıştı.

Gözlerine bakamazken bir adım daha yaklaştı bana ve kokusu ciğerlerime doldu. Canım yanıyordu, canım çok yanıyordu. Şu durumda olmak ona hamile olduğumun haberini böyle vermek... Bu benim için dayanılmaz bir histi. Dokunuşunu hissettiğimde içim titredi. Çenemi tutup kaldırdığında tekrar göz göze geldik.

"Cevap ver" dedi baskın bir tonda.

"Hamileyim, iki aylık." Fısıltı gibi çıkan sesim istediği cevabı verdi ona.

Gözleri dalgalandı, nefesinin kesildiğini hissettim. Biliyordu ama benden duyması daha farklıydı. Yutkunduğunda eli yavaşça aşağıya düştü ve aramıza tekrar bir adımlık o mesafeyi koydu. Neler geçiyordu aklından bilmiyorum ama gözleri yavaşça karnıma doğru kaydı.

"Bizim bebeğimiz olacak ve sen bana söylemeyecek miydin?" Sesine yansıyan soğukluk, gözlerindeki kırgınlık öylece baktı bana.

Üstüme yıkılan ağırlık gittikçe artarken içimdeki çaresizlik büyüdü. Benden tek istediği bir bebeğimiz olmasaydı ve bunu dile getirmekten hiçbir zaman çekinmemişti. Şimdiye ona böyle bir haberi söylemek bir yana öğrenmesi bile canımı yakıyordu. İçimde öyle bir yangın vardı ki harlandıkça harlanıyor beni dibe çektikçe çekiyordu. Sevdiğim adamın gözlerine bakarken ilk defa yabancı hissettim kendimi. Sanki aynı yatağı, ruhu, kalbi paylaşmamış gibi uzaktı bana. Bakma demek istedim, bana öyle bakma. Sustum, konuşacak anlatacak binlerce kelimem varken sadece sustum. Nasıl diyebilirdim ki içimde bir bebek var ama babası sen olmayabilirsin. Nasıl söylenirdi ki bu?

Sevda Karası (1 Mayıs'ta kalkacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin