"Pişt Gwensie." diye fısıldadı Sirius.

       "Ne var Paddy?" Kız iç çekti.

       "Animagus olmak istemediğine emin misin?" Animagustan bahsetmek kıza çikolatayı seven en yakın arkadaşı Remus Lupin'in sınıfta olmadığını hatırlattı.

       "Eminim. Gece bittikten sonra bekçi olacağım. Bu benim için yeterli."

       "Bir gün şifacı olmalısın."

       "Planlıyorum," diye itiraf etti Gwen, "Yine de Patronus büyüsünde ustalaşmadım. İşe yaramaz."

       "Tılsım konusunda yardıma ihtiyacın var mı?" diye sordu Sirius.

       "Pek sayılmaz. Sadece hepiniz kadar pratik yapmadım. Kayıtlara geçsin, oldukça ileri derecede pratik gerekli, bu yüzden hepinizle gurur duyuyorum." diye itiraf etti Gwen, "Bir sonraki dolunay birkaç gün sonra. Remus şu anda hastane kanadında olmalı. Onun için bir şeyim var."

       "Ne-"

       "Bay Black ve Bayan Selwyn, bize söylemek istediğiniz bir şey mi var?" Profesör McGonagall araya girdi.

       "Hayır Profesör." Sirius gülmesini tutmaya çalışırken Gwen utangaç bir şekilde cevap verdi. Ayaklarını yere vurdu.

       "O halde lütfen büyüyü yapar mısınız Bayan Selwyn."

       "Tabii ki, Profesör." Biçim Değiştirme öğretmeni cevabını takdir etti. Gwen asasını salladı ve "Evanesco!" dedi. Önündeki tüy kalem kayboldu. Bunu önceden öğrendiği için sessizce şansına teşekkür etti.

       "İyi işti Bayan Selwyn. Bir dahaki sefere Bay Black ile burada sohbet etmeyin." Öğretmen gitti.

       "Seni öldüreceğim Sirius Black." Gwen sertçe fısıldadı.

       "Beni öldürürsen nedimen kim olacak?"

       Gwen alay etti. "Nedimelerimin güzel olmasını isterim."

       Sirius dramatik bir şekilde nefesini tuttu. "Bana senin için yeterince güzel olmadığımı mı söylüyorsun?"

       "Belki. Şimdi Minnie'yi dinle yoksa bir dahaki sefere kafanı parçalayacak." bu dediğiyle Sirius tam bir drama queen gibi gözlerini devirdi.

       James Potter'ın tuhaf bir kıskançlık sancısına kapılması dışında ders iyi geçti. Gwen'in başını Sirius'un omzuna koyduğu andı.

       "Hadi akşam yemeğine gidelim!" dedi Gwen heyecanla.

       Çantasını kaptı ve kollarını az önce Marlene McKinnon'ın yanında oturan Pandora'ya attı.

       "Akşam yemeği için heyecanlı mısın?" diye sordu sarışın kız usulca, "Ah, kimi kandırıyorum ki? Gwen her zaman yemek konusunda heyecanlıdır!"

       "Doğru, hanımefendi! Ama geri dönmem gerekiyor..." Aniden birinin çantasını alması kızın paniğe kapılmasına neden oldu. "James! Beni korkutmayı bırak!"

       "Güzel kız arkadaşımın bu kadar ağır şeyler taşımasına izin verirsem nasıl bir erkek arkadaş olurdum?"

       Gwen gözlerini devirdi, "Gerçek kız arkadaşınmışım gibi davranmana gerek yok, James. Andy biliyor."

       "Ah." Çocuğun gülümsemesi soldu.

       "Andy. Lütfen bana da bir yer tutar mısın? Bavulumdan bir şey almam gerekiyor."

BELOVED || James Potter [Türkçe Çeviri] // TAMAMLANDI Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora