Sirius kolundaki sepeti sallayarak uçurumun kenarına doğru yürüdü.
"Neden eski eşinin ölümüne bir gül takdim etmiyorsun Mionelki Raziel?"
Mionelki sert adımlarla Sirius'un arkasına yaklaştı ve onun kolundaki sepeti asılarak kendi eline aldı. Sepeti...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Merhaba! Yine ben ve bir grup gerçek olmayan karakterler hayatınızı alt üst etmeye geldik! En azından bu bölümde değil ama...
Her neyse! Keyifli okumalar diliyorum, eğer okurken eğleniyorsanız oylamayı unutmayın! Teşekkürler, görüşmek üzere!!!
Bölüm 14: Bu arada...
Günün akşam saatlerine kadar yatıp dinlendikten sonra toparlanıp tekrar geri dönüş yoluna koyuldular. Sirius ve Mionelki bacaklarının et kırdığını düşünüyorlardı.
Belli bir nedenden ötürü...
Mionelki bunu tolera edebilse de Sirius tabiiki mızmızlanmadan durmadı. "Bence atlı çağırmalıyız."
"Kimden ya da nereden? Ormanın göbeğindeyiz Siri!"
"Ama dün konuştuğun çocuk-!"
"Çoktan kendi evine gitmiştir."
"..."
Mionelki kendi patenlerini giydikten sonra Sirius'a seslendi.
"Oradaki çömleği taşıyabilir misin?"
Sirius çömleği taşıyabilecek kadar güçlüydü ama bunu neden yapıyordu ki?
Çömleği getirip Mionelki'nin önüne koydu. "Ne yapacaksın bununla?"
"Üzerine çık." Mionelki, Sirius'u belinden kaldırıp çömleğin üzerine koydu ve sırtını dönüp önünde eğildi. Omuzlarını pat patlarken: "Atla bakalım."
Sirius tiz bir kahkaha attı. "Haha... Mümkün değil!"
"Mızmızlanan sendin. İstersen şimdi kalkabilirim."
Sirius doğrulmak üzere olan adamı omuzlarından bastırarak geri oturttu. "Tamam tamam. Senin için buna izin veriyorum."
"Benim için demek?"
"Yalnızca senin için. Yoksa kimse beni böyle omuzlarında taşıyamaz."
Sirius kendini beğenmiş bir tavırla Mionelki'nin kafasını bacakları arasına aldı. Genç adam derin bir nefesle doğrulurken yalandan bir inleme saldı.
"Ço-çok ağırsam indirebilirsin!"
"Çok ağırsın ancak eğilmeye kalkarsam muhtemelen sadece yere yapışırız."
Sirius bu tatlı yalana kandı. Yukarıya yükselmenin heyecan verici hissi karnını kelebeklendiriyordu.
Mionelki denge kurmakta oldukça başarılıydı. Saçları ara sıra Sirius'un elleri tarafından okşanıyor ve sevgilisinin uzun siyah tutamları yüzüne geliyordu.
"Orada havalar nasıl?"
"Her zamanki gibi soooğuuuk!" Özellikle son kelimeyi sesini titreterek söylemişti.
