"üzerime geliyorlar, deliyim ben, biliyorlar"

49 2 20
                                    

2 ay geçmişti.

chan, han jisung adında, sincaba benzeyen çok tatlı bir arkadaş edinmişti.
birlikte şarkı yapıp, söylüyorlardı.

chan, changbin'i unutamamıştı hala.
o günden beri her uyuduğunda changbin'i gördü rüyalarında.

jisung'un önerisiyle, changbin'i unutmak için, başka insanlarla ilişkiye girmişti.

işe yaramamıştı.

chan yatağında yatıyordu, saat oglen 2 idi, ama yatağından kalkmamıştı bile bugün. gece de uyumamıştı, sadece tavanı izliyordu, saatlerdir.

bir anda aklına, 2 ay önce başladığı ancak devam ettirmediği şarkısı geldi. yatağından kalktı, ve masasının başına oturdu. biraz etrafı karıştırdıktan sonra, sözleri yazdığı kağıdı buldu. bilgisayarından önceden hazırladığı ritmi birkaç kere dinledi, kalemini aldı ve yazmaya başladı.

"üzerime geliyorlar,
deliyim ben, biliyorlar.
"unutacaksın" diyorlar,
hep yalan, hep yalan."

"sorun değil, gelir geçer.
ölüm değil, gelir geçer. hep yalan dolan.
sorun değil, gelir geçer.
ölüm değil, gelir geçer. hep yalan dolan."

bu sözler felix'indi. ne zaman kötü birşey olsa, böyle derdi felix. chan özlemişti felix'i de. bir erkek kardeş gibiydi onun için.

"sıcak bir ten, evet, ama o sen değilsen,
yarım kalırım seni hissedemezsem.
sen yokken yanlızım hep ben,
olsa da birileri dolamıyor senin yerin."

çalan telefonu ile kalemini masaya bıraktı chan. telefonunu eline aldı ve ekrana baktı. jisung arıyordu. açıp kulağına götürdü.

"hyung, günaydıınn naberr?"

"iyi sayılırım sincap senden naber?"

"ben de aynısındann. hyung şey diyeceğim ben. evde çok sıkıldım da sana gelebilir miyim LÜÜÜTFENN"

"tamam gel hadi. dikkatli ol."

"YAŞASINN! 5 DAKİKAYA ORADAYIM HYUNG GÖRÜŞÜRÜZZZ"

"görüşürüzz"

chan telefonu kapattı. jisung'la komşu gibilerdi, aralarında 2-3 bina vardı.

chan ayağa kalktı ve banyoya gidip yüzünü yıkadı. aynadan kendine baktı ve saçının kıvırcık olmasından rahatsız oldu. odasına gidip siyah bir bere geçirdi kafasına, ve geri oturdu masasının başına.

tam elini kalemine uzatmıştı ki, kapının zil sesi duyuldu. gitti ve kapıyı açtı. açmasıyla kendini kendinden sadece birkaç santimetre kısa olan  küçüğünün kolları arasında bulması bir oldu.

bir süre sarıldılar. daha sonra jisung, chan'ın elinden tuttu ve jisung önde chan arkada odaya doğru yürümeye başladılar. geldiklerinde, chan yatağına uzanıp gözlerini kapattı ve jisung da masanın üstüne bakmaya başladı. masanın üstünde duran söz kağıdını gördü ve okudu.

"hyung?

"hm?"

"bunu ona mı yazdın?"

"neyi kime yazdım jisu-"

chan gözlerini açtı ve jisung'un neye baktığını anladı. bu şarkıdan kimseye bahsetmemişti.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 21, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

yalan - dolu kadehi ters tut (chanchang?)Where stories live. Discover now