Ona bir cevap vermeden sinirle dairesinden çıktım. Onun dairesinden de, sarayından da bir an önce çıkıp kurtulmak istiyordum.

"Şehzadem!" Kapının önünde bekleyen lalam beni gördüğüne şaşırmış gibiydi.

"Gidiyoruz lala," dedim onun yüzüne bile bakmadan.

"Neler oldu içeride?" diye sordu merakla.

"Soru sorma lala, sonra izah ederim."

Şu an tek istediğim bu saraydan olabildiğinde çabuk kurtulmaktı. Ne yapacağımı Kütahya'ya dönünce düşünecektim.

-Mahnisa Sultan

Hürrem Sultan, Fatma Sultan'ın boşadığı kocasıyla tekrar evlenmesi için hünkarımızla konuşup paşayı saraya getirmişti. Bunun üzerine Fatma Sultan bir şey söyleyememiş ve düğün hazırlıkları başlamıştı. Eh, hünkarımızın isteğine nasıl karşı çıkabilirdi ki?

Hürrem Sultan'ın ise bu aralar keyfine diyecek yoktu. Fatma Sultan'dan kurtulacağı için oldukça mutluydu. Bunun için dairesinde yemekli bir eğlence tertip etmişti. Birkaç raks eden hatun ve çalgıcı hatun da getirmişti. Fatma Sultan'ı da çağırmayı ihmal etmemişti. Mihrimah Sultan ile ben zaten davetli değildik, gelmemiz zorunlu gibi bir şeydi. Sonuçta eğlenceyi tertip eden Hürrem Sultan'dı.

Mihrimah Sultan, Hürrem Sultan, ben ve Gülfem Hatun sıralanmış Fatma Sultan'ın gelmesini bekliyorduk. Afife Hatun da sürekli raks edecekleri ve çalgıcı kızları kontrol ediyordu.

"Rüstem Paşa'mız da gitti, Allah kavuştursun sultanım." Gülfem Hatun'un dönüp Mihrimah Sultan'a söylediklerine gözlerimi devirdim. Gören de gerçekten üzülüyoruz sanacaktı.

"Amin."

"Sahi sultanım, paşamız dönene kadar burada bizimle kalsanız ne iyi olur," diye bir teklif sundum.

"İcap ederse gelirim." Başımı salladım.

Bu sırada kapı çaldı ve açıldığında içeri tüm ihtişamıyla Fatma Sultan girdi. Hepimiz eğilip ona selam verdik. 

"Sultanım beni kırmayıp geldiniz, şeref duydum," dedi Hürrem Sultan.

"Bensiz eğlence olur mu hiç, gelirim elbet." Yüzünde hala aynı sinsi gülümsemesi vardı. Bu kadın, böylesine istemediği bir durumda bile nasıl böyle gülümseyebiliyordu?

"Düğün hazırlıkları bitti sayılır. Hünkarımızla da konuştum, Allah'ın izniyle gelecek hafta nikahınız kıyılacak."

"Haberin yok mu senin? Hünkarımız nikahı erteledi. Seneler sonra gelince hemen gitmek istemedim. Önümüz kış, kısmetse bahara Hasbahçe'de olacak düğün." Oldukça şaşırmıştım. Yenilgiyi kabullendiğini sanıyordum. Ben şaşkınca Hürrem Sultan'a bakarken yan tarafımdaki Mihrimah Sultan'ın da gerildiğini hissediyordum. "Hadi, ne bakıyorsunuz öyle? Müzik çalsın!" Fatma Sultan arkasını dönüp çalgıcı kızlara emir verdi.

Çalgı başladı ve kızlar da raks etmek için dairenin ortasına geldiler. Fatma Sultan tekrar bize döndüğünde Hürrem Sultan hemen konuştu." Buyurun, yemeğe geçelim."

Bizim için hazırlanmış iki sofra vardı. Birinde Hürrem, Fatma ve Mihrimah Sultan oturacaktı. Diğerinde ise Gülfem Hatun ile ben oturacaktık. Gülfem Hatun'u normalde sevmezdim ama bu gece burada olması benim açımdan iyiydi. Tek başıma kocaman sofrada oturmak istemezdim.

Yemekten sonra sofrayı hatunlar kaldırmıştı. Hürrem ile Fatma Sultan, Hürrem Sultan'ın koltuğunda yan yana otururken biz de yan tarafta Mihrimah Sultan ile oturuyorduk. Bizim karşımızda da Gülfem Hatun oturuyordu. Afife Hatun ile birkaç hatun daha tepemizde ayaktalardı.

İktidar Oyunları | ognis.Where stories live. Discover now