İlaç içtikten sonra yorgun gözlerimi ovuşturarak salona geçtim ve yeniden koltuğa kurularak televizyonu açtım. Televizyonu açar açmaz karşıma haber programı çıktı ve gündem belliydi.

Cinayet.

Kırmızı bülten haberi ekrandaydı konu cinayetti. Altyazıyı okuyarak yutkundum.

Sabaha karşı 5 civarlarında Ankara'nın ünlü meyhanelerin arka tarafında üç ölü bulunduğu söyleniyordu ve dava yine aynı kişiye ait, oklar hâlâ bulunamayan o seri katile hedefti. Haber muhabiri kurbanların birbiri ile bağlantılı olduğunu söylüyordu.

İçimi sıkıntı bastı. Birilerinin canice katledildiği haberleri görmek beni çok etkiliyordu.

Kanalı bu haberleri daha fazla izlememek adına değiştirdim ve çizgi film kanalına geçtim. Çizgi film kanalını açar açmaz karşıma Gumball çıktı ama ilk defa televizyonda Gumball'a denk gelmenin sevincini yaşayamadım. Çünkü kafam çok karmaşıktı, yorgundum.

Bu sefer yine kanalı değiştirmek yerine televizyonu kapattım. Çünkü Gumball izleyemediğime göre hiçbir şey izleyemeyecek, kafamı dağıtamayacaktım.

Ellerimi yüzüme atarak sertçe sıvazladım ve oturduğum koltukta iki büklüm olarak rahat uyku pozisyonu aldım. Birazcık uyusam belki kafamı toplardım.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ama o an telefonum titreyince irkilip gözlerimi tekrardan açtım ve hızlıca dikleşip telefonumu elime alıp açtım.

O'ndan mesaj gelmişti.

Kalbim kuru bir dalda ki yaprak gibi titredi. Gizemli kalbimi feci halde titretiyordu.

Bu iyi bir şey değildi.
Bu hiç iyi değildi.

Kendimi toparlamak ve attığı mesajlara bakmak için birkaç dakika bekledim. Çünkü onunla ciddi bir şekilde konuşacaktım, içimde hiçbir şeyi tutmayacaktım. Bu yüzden kendimi tamamen toparlamam gerekiyordu.

Kendimi onunla konuşmaya hazır hissettiğimde mesajlar kısmına tıkladım ve attığı mesajları okumaya başladım.

Ömrümün Hay Aksisi:
"Nalan."

Ömrümün Hay Aksisi:
"Üzgünüm."

Ömrümün Hay Aksisi:
"Gitmek zorundaydım."

Gözlerimin dolduğunu hissettim. Bana ne olmuştu bilmiyorum ama dağılmış hissediyordum. Eskiden duygusuz olan ben şimdi küçük bir kız çocuğu gibiydim.

Gizemli, içimde ki kız çocuğunu ortaya çıkarmıştı.

Dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirerek dizlerimi kendime doğru çektim ve parmaklarımı klavyenin üzerinde gezdirdim.

Serina:
"Gizemli."

Serina:
"Gitmek zorunda değildin."

Zorunda değildi, zorunda olması gereken bir şey yoktu. Biliyorum o herkes için gizliydi ama beni arkasına bir kere bile dönmeden bırakıp gidecek kadar olamazdı.

Telefonum titredi, her zaman ki gibi bana hızlıca cevap verdi.

Ömrümün Hay Aksisi:
"Küçük bebeğim."

Ömrümün Hay Aksisi:
"Gitmek zorundaydım. Eğer ki gitmek zorunda olmasam arkamı dönüp güzel gözlerine son kez bakacak vaktim olurdu."

Sirena| TextingWhere stories live. Discover now