3*

443 60 104
                                    

Bu bölümü sevdim, yazarken de eğlendim ve umarım siz de seversiniz! Kuzgun laneti hakkında bir şeyler öğreniyoruz bir sahnede ve sonunu güzel yerde kestim :'D

Düzenleme: 1 Haziran 2024

Bölüm 3: İkisini de istiyorum. Tahtı da kuzgunu da.

O gece sarayı bir yığın insan basmış gibiydi. Sirius odasından çıkmaya bile korkuyordu ve Mionelki ise hazırlıklarla ilgilenmek için aşırı hevessizdi. Alexa kendi kafasına göre bir düğün hazırladığında ikisi de pişman olacaklarını biliyorlardı ancak müdahele etmediler. Koşuşturan insanlar sarayın balkonundaki sütunlara tüller dolayıp gül buketleri takışıtırıyorlardı. Bahçıvanlar kuru yaprakları süpürüyor, ağaçların hastalıklı dallarını buduyorlardı. Ellerinde gaz lambaları ve mumlarla gezinen insanlar o gece sabahlamışlardı. Saray mutfağı müthiş lezzetlerle dolup taşmış; şehrin fırınlarından kurabiyeler, poğaçalar tepsi tepsi saraya taşınmıştı.

Nişan günü sabahı, sarayın kapıları erkenden doğu halkına açıldı. Nişan haberi batıya gönderilse bile ulaşması en az üç gün sürerdi. Bu yüzden kutlama batının adetleri olmadan gerçekleşecekti. En azından bu sadece nişandı.

Çocuklarının ellerinden tutan hanımlar gösterişli elbiseleri içinde saray bahçesine giriş yapıyorlardı. Beyefendiler yakalarına leylak renginde eşarplar dolamışlardı. Yanlarında memnuniyetlerini ve iyi dileklerini simgeleyen hediyeler getirmişler, hizmetçilere teslim ediyorlardı. Saçları doğudaki diğer herkes gibi yüksek ve dolgun topuzlar halinde şekillendirilmişti.

Sirius için ise bu saç şekillendirme işi gerçekten çok sıkıcıydı. Yüzünün yarısı maskeyle kaplı adam elinde makas ile saçlarını sürekli kırpıp duruyordu.

Bulanık aynadan kafasında hareket eden becerikli elleri izliyor ve makasın iki bıçağı birbirine çarptığında kırpılan tutamların yere düşüşünü seyrediyordu.

Sirius buna daha fazla katlanmak istemiyordu. Saçının kısaltılmasından, ensesininin görülmesinden asla hoşlanmazdı.

Kapı açıldığında içeri Mionelki girdi. Görünüre göre Sirius'un özel odasına öylece dalmaktan çekinmiyordu.

Aynada bakışları buluştuğunda Mionelki bir gülümseme verdi. Bu hareketi kuzgunun elini ensesine atmasına neden oldu. Çıplak tenini keskin bakışlardan korumak istiyormuş gibi bir hali vardı.

Kuaför birden kaşlarını çatarak cırtlak sesiyle azarladı.

"Aiy... Eger ellini böyleisine saçina atip durmaya divam eder isen gerçekten makasla parmacıklarınızı kesecekim!"

Sanatçının aksanı gerçekten kötüydü.

Sirius azar yemiş bir çocuk edasıyla ellerini iki bacağı arasına sıkıştırdı. Üzerinde hala siyah satenden pijaması vardı. Nişan sabahı bile uyanması çok zor olmuştu değil mi?

Mionelki'nin arkasından yaklaştığını hissetti. Üstelik aynadan attığı kısa süreli bakışlardan onun çoktan hazırlanmış olduğunu anlamıştı. Mionelki'nin bir doğulu gibi giyinişini gördüğünde Sirius neredeyse onun tanrı olduğunu düşünecekti. Bir Raziel olarak zaten güzel bir yüzle doğmuştu. Açık sarı saçları ve keskin gözleri en belirgin özellikleriydi. Genelde alnına düşen tutamlar bu sefer tamamen geriye yatırılmış ve geniş alnını ortaya çıkarmıştı. Buraya geldiğinde deri pantalon ve yıpranmış bir tunik içindeyken şimdi gerçek bir doğu lordu gibi görünüyordu. Bembeyaz bir takım elbise içindeydi. Takım elbisesi aslında oldukça süslüydü ama Sirius onun takıları eksik taktığına emindi.

Kuzgun ve Ejderha - BxB Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ