3🔥

25.5K 1.9K 800
                                    

Bölüm Şarkısı: Pera / Biri Vardı

🔥

Cennetten sürgün yemiş bir adam
Cehennemi tatmış bir kadın
Arafta kalmış bir ruh
Biz buyduk.

🔥

Bölüm ithafı : AsiyeDudiolu

Sınır: 2000 yorum 1300 oy

Keyifli okumalar!

&

Timur/Deva

Sevda'nın evinden çıktıktan sonra merdiven basamaklarını ağır adımlarla indim. Arkamdan kapanan kapının sesini duyduğumda derin bir nefes aldım. Binanın demir kapısını açtığımda cebimden çıkarttığım sigara paketinden bir dal alıp dudaklarımın arasına sıkıştırdım. Çakmağımla yakıp derin bir nefes çektiğimde başımı kaldırıp ışığı yanan pencereye baktım. Arabanın kaputuna yaslandığımda parmaklarımın arasındaki sigara eksildi, dumanı ciğerlerime doldu ben bir perdenin arkasındaki kadını görmesemde sol yanımda hissettim.

Biten sigarayı söndürüp konteynerın içine attım. Arabamın kapısını açtığımda sokağı aydınlatan ışıklar kısa bir sürede kapanıp sokağın başında durdu. Sokak lambasının aydınlattığı ışıkta tanıdık olan arabayı gördüğümde duraksadım. Arabadan inip kapısını kapattı ve biraz önce benim yaptığım gibi yanan ışığı kontrol etti.

O, sevdanın cennetinde sürgün yemiş bir adamdı, ben o cennetin kapısında kalmış bir adamdım. Hangimizin durumu daha içler acısıydı bilmiyordum.

Başı bana doğru dönerken daha fazla beklemeden arabama bindim. Karşı karşıya geldiğimizde bir kavga olmaması mümkün değildi ve ben Sevda'nın daha fazla gerilmesine izin vermeyecektim. Arabayı çalıştırıp sokaktan çıktığımda ayağımı gazdan çekmeyip yanından hızla geçip caddeye çıktım. İş çıkış saati çoktan sona erdiği için yollar boştu. Kırmızı ışıklara geldiğimde yavaşlamak için dokunduğum fren beni yavaşlatmanın aksine hızımı hiç kesmedi. Sertçe sonuna kadar bastığım fren etki etmediğinde hızla karşı şeride kaydım. Çalan kornalar ve bana çarpmamak için sıyrılarak kaçan araçlarla derin bir nefes aldım. Arabanın frenleri tutmuyordu.

Gözümü yoldan ayırmadan yan koltukta duran telefonuma uzandım. Karşı şeritte olduğum için ters yöne gidiyordum elim kornaya basarken uzun ışıklarımı yaktım gelen arabaları uyarmak için. Rehbere girdiğimde telefon elimden kayarken daha sıkı tuttum. Arama tuşuna bastığımda telefonun sesini dışarıya verdim.

"Hangi yüzle arıyorsun lan beni?" Demir'in sert bir ses tonuyla bağırması şu an umurumda değildi.

"Arabanın frenleri tutmuyor, karşı şeride girdim. Şu an bana en yakın sensin, üçüncü caddeye çıkmak üzereyim ve oraya çıkarsam bu bir katliam olur." Cadde şu an çok kalabalik olmalıydı, kafeler ve restoranlar cadde boyu uzanıyordu.

"Siktir!" Ağzının içinde küfürler ederken tekefon kapandı.

Yolu araç trafiğine kapattırması gerekiyordu ama bu en az bir saatini alırdı. Acil durum dahi olsa o kadar kişiyi caddeden çıkartmak mümkün değildi. Ayağımı tamamen gazdan çeksem bile hızım düşmedi. İlk defa ölümü düşündüm, böyle mi ölecektim? Sevdiğim kadının gözlerinin içine bakıp bir kez bile seni seviyorum diyemeden mi son nefesimi verecektim? Elim telefonu sımsıkı tutarken bunu ona yaşatamayacağımı biliyordum. Ben ölüme bir nefes kadar yakınken bile o üzülmesin istedim. Bu düşünce öyle ani ve sarsıcı bir darbe vurdu ki kalbime, frenleri tutmayan bir arabada olmam bile böyle bir etki yapmadı.

Sevda Karası (1 Mayıs'ta kalkacak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin