Asmera 4. Bölüm

En başından başla
                                    

Hızlı adımlarla yanımıza gelip dudaklarını yavaşça ıslattı.
"Asmera kızım, gerisini bana bırakıp gidebilirsin." Babamın bu isteği üzerine hiçbir şey söylemeyip ayağa kalktım. Babam, annemi tamamen suyun içine düşmesin diye tutarken son defa onlara bakıp dışarıya çıktım. Tamamen ıslanan elbiseme bakıp hızla odama yürümeye başladım.

Attığım her adımda evdeki derin sessizlik yüzüme bir tokat gibi çarpıyordu. Bizim kahkahalarımıza, ağlayışlarımıza, bağırmalarımıza ev sahipliği yapmış duvarlar suskundu. Sanki bu suskunluk fırtına öncesi sessizlik gibiydi.

Bir an olsun durmayan gözyaşlarım yeniden akmaya başladı. Sağ elimi ağrıyan kalbimin üstüne koyup odama girdim. Canım çok acıyordu. Biz ne zaman böyle mutsuz bir aile haline geldik? Annem yaşadığı acıyı dışa yansıtmaya başladığı zaman mı? Kendinden geçmeye başladığı zaman mı? Beni unutmaya başladığı zaman mı? Ne zaman? Annem kendisini içine sürükleyip bize armağan ettiği acı öncesini ve sonrasını unutturmuştu. Geriye sadece kalbimizde ki acılar kalmıştı.

Daha fazla düşünüp ağlamak istemediğim için ıslak kıyafetlerimi çıkarıp kuru kıyafetler giydim. Giydiklerimin ne rengi ne de nasıl durduğu benim için önemliydi. Sadece anneme ve babama sarılıp kısa süreli de olsa huzurlu olmak istiyordum.

Salona geçip küçük hasır bir tabureye oturdum. Hemen önümdeki masaya kolumu dayayıp yüzümü avuçlarıma yasladım. Biraz düşüncelerden uzak durup sakinleşmek istiyordum. Kaç dakika böyle kaldım bilmiyorum ama banyo tarafından gelen sesler ile elimi yüzümden çekip kapı tarafına döndüm.

Karanlıkta kaldığım için babam beni görmemiş olsa bile ben onların tepesinde onları takip eden ışık hüzmesi sayesinde net olarak görüyordum. Babam annemi havluya sarmış kucakladığı gibi odalarına doğru gidiyordu. Hiçbir şey yapmadım sadece onları izlemek ile yetindim. Bu manzaranın neresinden tutarsam tutayım canım yanıyordu. Benim canım artık öyle çok yanıyordu ki yeni bir acı daha çok fazla yakamıyordu.

Bu sefer tamamen masaya yaslanıp yüzümü koluma gömdüm. Bugün ne olursa olsun uyuyamayacağımı çok iyi biliyordum. Buna ne içimdeki korku izin verecekti ne de bir an olsun susmayan düşüncelerim.

🦅🦅

Hayatım ince bir ip ile birbirine bağlanmıştı. Ne kadar yavaş yürürsem yürüyeyim bir gün kopup beni yere düşüreceğini çok iyi biliyordum. Düşerken hayatta kalabilir miydim emin değilim ama canımın acısına da artık katlanabilicek miydim? Kalbimin üstüne oturan ağırlık yerini hala koruyordu.

Tahmin ettiğim gibi akşam ne uyuyabilmiştim ne de düşünmeyi bırakabilmiştim. Annemle babam daha uyanmamışlardı.

Yavaş adımlarla evden çıktım. Daha güneş yeni çıkıyordu. Sabahın erken saatleri olmasını umursamadan John Dede'nin evine doğru yürümeye başladım. Benim bulamadığım çözümü bulmuş olmasına rağmen susuyorsa sonu iyi değildi. Her şeye rağmen yine de öğrenip annemi kurtarmak istiyordum. Artık annemin canı yansın istemiyordum.

Önüne geldiğim kapıya yumruk yaptığım elimi vurmaya başladım. Çıkan tok ses zihnimde yankı yapıp başımın çatlayacak derecede ağrımasına sebep oluyordu. Uyumaya ihtiyacım vardı ama uyuyamıyordum. Bu yüzden baş ağrısına alışmam gerekiyordu.

Beş dakika aralıksız çaldığım kapı sonunda açıldığı zaman benim gibi hiç uyumadığı belli olan John Dede'yi gördüm. Öyle bir yorgun görünüyordu ki kalbim sızladı. Küçükken etrafında dolandığım, durmadan soru sorduğum ve sonucunda sopayla kovalandığım anılar gözlerimin önünden çok geçmişte kalmış gibi geçerken bu anıları kaldıramayan yüreğim sızladı. John Dede ile o kadar çok anım vardı ki hepsinin geçmişte kalmış olması acıtıyordu. Ne ben bir daha çocuk olabilirim ne de John Dede o kadar sağlıklı.

SİRİNA (Final Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin