"Naber?"

"Vedalaşamadınız."

Kıkırdadı arkadaşı "Evet."

Kendine hakim olamadan gözlerini devirdi.

"Ne var?" dedi Akaashi "Sen de aşık olduğunda anlayacaksın."

"Sağ ol eğer böyle olacaksa ben almayım."

"Huysuzluk yapma." Güldü sonra "Ne yapıyor seninki?"

"Kim?"

"Offf bilmiyor gibi yapınca çok tatlı oluyorsun. O gün de seninle takılmaya çalışıp durdu."

İki hafta önce bir grup halinde gittikleri yemekten bahsediyordu. "Of boş ver. Bazen ondan Bokuto vibe'ı alıyorum. Gerçekten nasıl katlanıyorsun?"

Arkadaşı güldü "Az önce bana sevgilime nasıl katlandığımı mı sordun?"

"Yani evet."

"Bu kadar hmm nasıl desem" burnunu kırıştırdı. "Açık sözlü olmamayı düşündün mü hiç? Benim için sorun olduğundan değil. Ama insanlar alınabilir." Kıkırdadı tekrar "Hem ona katlanmıyorum ki, seviyorum böyle olmasını."

"Seni aklı başında biri sanıyordum."

Arkadaşı bir kahkaha attı "Tabii ki değilim."

Kiyoomi burnundan gülmeye benzer bir ses çıkardı. Belki de arkadaşlıklarımı gözden geçirmeliyim diye geçirdi aklından.


Yorucu bir antrenman olmuştu. Havlusunu koyduğu ayrı yerden dikkatle alıp yüzünü ve boynunu sildi Kiyoomi.

"Omii." Atsumu yanına geldi.

"Ne oldu?"

"Biraz smaç çalışabilir miyiz? Denemek istediğim bir şeyler var."

Hala hevesle koşturan Hinata'yı gösterdi Kiyoomi "Ona sorsana."

"Seninle yapabileceğimiz bir şey ama bu."

"Tamam."

"Ooo sonunda çıkma teklifi etmeyi başardın mı? Aferin sana Atsumu." Inunaki bir kahkaha atıp Atsumu'nun sırtına kuvvetlice vurdu.

"Inu-san!" Atsumu kıkırdadı "Saçmalama." Yüzündeki sırıtmadan hiç hoşlanmamıştı Kiyoomi. Boş zamanlarında bizim hakkımızda mı konuşuyor bunlar diye geçirdi aklından. Sonra kendine kızdı, biz diye bir şey yok ki.

Çıkıp gitmeyi düşündü ama insanlara rahatsız olduğu imajını vermek istemiyordu. Atsumu'nun saçmalıklarını umursuyor gibi görünmek istemiyordu.

"Hadi." diye mırıldandı. "Fazla vaktim yok."


Bir saat sonra antrenmanı bitirdiler. Atsumu tam performansını sergileyebildiğini düşünmüyordu. Birisi ona bunu söylerse sonuna kadar inkar edeceği bir gerçekti ama kendine dahi yalan söylemenin hiçbir faydası olmadığını öğreneli çok olmuştu.

Dikkatini dağıtan bir şey vardı. Biri, kendini düzeltti. Kiyoomi'nin yanında olmak onu heyecanlandırıyordu. Garip bir hırsa kapılıyordu ondan övgü dolu bir söz duymak için. Çok iyi bir pasör olduğunu pek çok kişiden duyuyordu. Ama Kiyoomi'nin onun en iyisi olduğunu söylemesini istiyordu, kendini en rahat hissedeceği şekilde smaç vurabilmesini, onun becerilerini takdir etmesini istiyordu. Onu elde etmek için çabalıyordu. Bir anda aklına gelen bu düşünce onu korkuttu.

"Teşekkür ederim antrenman için." dedi arkadaşının peşinden soyunma odalarına yürürken.

"İyi bir antrenman oldu." Kiyoomi mırıldandı. "Güzel çalıştık."

Kalbinin ritmi değişti bir an, istediği olmuştu. "Evet kesinlikle." Sırıtarak havlusunu ve şampuanını aldı dolaptan. Kiyoomi'nin yanındaki duş kabinine girdi. Kapısını açık bırakmıştı.

Eline biraz şampuan döktükten sonra şişeyi arkadaşına vermek üzere çıktı duştan "Omi ister misin?" uzattı kapının aralığından.

Birkaç saniye sonra konuştu arkadaşı "Ben bu çöple köpeğimi bile yıkamam. Marketten mi aldın?"

"Tam bir elit." gözlerini devirdi "Tabii ki marketten aldım. Hem senin köpeğin yok ki."

"Olsa bile yıkamazdım."

Atsumu kabinine geri döndü. Kibirli elit diye geçirdi içinden ama sonra Kiyoomi'nin saçları geldi aklına, her zaman öyle parlak ve yumuşak görünürdü ki. Hiç dokunmamıştı ama parmaklarının arasından ipek gibi akacağına emindi. Alnına dökülen sevimli bukleleri bembeyaz teniyle müthiş bir kontrast yaratıyordu. Yüz hatları bir ressam tarafından özenli çizilmiş gibiydi. Sadece yüzü değil tüm bedeni bir sanat eserini andırıyordu. Sırtı, omuzları, göğsü ve karın kasları, Kiyoomi Sakusa bir şaheserdi ve Atsumu bunun farkındaydı.

Kendi düşüncelerini yarıda kesti. Bir anda ne olduğunu fark etmişti. Başını bacaklarının arasına çevirdi ve hemen arkasını döndü. Şimdi asla olmaz. Suyu hemen soğuğa çevirdi. Duş başlığını eline alıp utanma duygusunu bambaşka bir boyuta taşıyan ereksiyonunu geçirmeye çalıştı.

Atsumu çok acıkmıştı antrenmandan sonra. Kiyoomi tekliflerini çoğu zaman reddederdi ama yine de sormak istedi. "'samu'nun yanına gideceğim yemeğe, gelmek ister misin?"

Bir an durdu, ne kadar aç olduğunu tartar gibiydi "Tamam."

Atsumu bir kahkaha attı "Süper, hadi gidelim." Beklemiyordu kabul etmesini ama yorum yapmadı. Kendini ayarlayamayıp onu sinir edecek bir şey söyleyebilirdi ve onun vazgeçmesine neden olabilirdi.

"Seninle orada buluşurum." dedi Kiyoomi arabasına yürürken.

"Beraber gidelim, seni bırakırım geri."

"Gerek yok orada görüşürüz."

Atsumu arabasına yürüdü, yüzünde durduramadığı bir sırıtma vardı.


Kardeşi onlara yemek hazırlarken bakışlarının üzerinde olduğunun farkındaydı. Arada gülüp ona imalı gözlerle bakıyordu. Kiyoomi ellerini yıkamaya gittiğinde tısladı "'samu geri zekalı kes şunu."

"Neyi?" dedi masumca.

"Kes dedim biliyorsun."

"'tsumu aşık olmuş, 'tsumu aşık olmuş." Minik bir şarkı söylemeye başladı.

"Gideceğim şimdi."

"Aa sevgilini bırakıp mı?"

"Sen gerçek bir zorbasın."

"Sevgilime bütün utanç verici anılarımı anlatırken sen zorba değil miydin?" gözlerini devirdi "Neyse ki ben iyi ikizim, senin gibi değilim."

Kiyoomi tekrar masaya döndüğünde sustular. Osamu yemeklerini servis edince yediler fazla konuşmadan. İkisi için de yorucu bir gün olmuştu.

"Teşekkür ederim tekrar." dedi Atsumu "Antrenman için ve beraber yemek yediğimiz için."

"Benim için de iyi oldu, sağ ol."

"Her zaman Omi."

"Görüşürüz öyleyse."

"Görüşürüz."

Arkadaşı arabasına binip uzaklaşana kadar arkasından baktı. Az önceki o sırıtış yüzüne geri gelmişti. Kardeşinin alaycı bakışlarını fark edince somurttu, hızlı adımlarla arabasına yürüyüp gitti.





Kochi Ga Yoi_SakuAtsuWhere stories live. Discover now