Bölüm:2

11.5K 1.3K 414
                                    

Her sabah olduğu gibi Zehra teyzenin bir şeye ihtiyacı var mı diye evine gitmek için dışarı çıktığım da oğlu Kenan bey ile karşılaştım. Onunla uzun zamandan beri görüşmediğimiz için tanımakta güçlük geçtim.

"Deniz hanım, merhaba nasılsınız?" Kenan bey elini uzatınca kısa bir süre öylece baktım. Sanki böyle bir şey beklemiyor gibi bir halim vardı. Neden bu şekilde davrandığımı ise bilmiyorum. Belki bir anda boş bulunmuş olabilirim.

"Merhaba Kenan bey, bende Zehra teyzenin bir ihtiyacı var mı diye bakmaya gidiyordum. Zehra teyze, geleceğini söylemişti yani bu kadar erken geleceğinizi tahmin etmemiştim."

Kenan beyin daha geç saatlerde geleceğini düşündüğüm için Zehra teyzenin bir ihtiyacı var mı diye sormaya gidiyordum. Onun için Kenan beyi birden karşımda görünce çok şaşırdım.

"Ben yokken annemi yanlız bırakmadığınız için size çok teşekkür ederim. Size de zahmet verdik. Kusura bakmayın."

Kenan beyin bu sözlerinden sonra olumsuz anlamda başımı salladım. Zehra teyze bizim için çok önemli ve değerli birisidir. Onun her zaman yanında olacağız. Bu bizim hiç zahmet olmaz ve kusur olarak düşünmek bana göre yanlış bir tabir.

"Ne kusuru? Olur mu böyle şey. Lütfen böyle şeyler söylemeyin olur mu? Biz Zehra teyzeyi çok seviyoruz. Biz onu anne olarak görüyoruz o da bizi kızı gibi görünüyor."

Benim bu sözlerimden sonra yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oldu. Sözlerimin onu bu kadar etkileyeceğini hiç düşünmemiştim. Bir yanda yüzüne hüzün çöktü. Neden böyle olduğunu düşünürken hemen söze girdi.

"Kendi öz kızının yapmadığı şeyleri yapıyorsunuz. Buna mecbur olmadığınız halde yapıyoruz. Sizin yaptığınız bu şeyleri ablamın yapması gerekiyor ama o bir kere bile annemin nasıl olduğunu merak etmedi."

Ablasının yaptıklarını unutamadığı her halinden belli oluyor ama neden bunları yaşdıklarını da merak ediyorum. Onların özelleri olduğunu düşündüğüm için hiçbir şey sormuyorum.

İnsanların özel hayatına karışmasından hiç hoşlanmadığım için kimsenin hayatı hakkında bir şey sormuyorum. Bu konunun onları ne kadar üzdüğü çok belli iken, bu can sıkıcı konuyu konuşmak istemiyorum.

"Hande ablanın neden öyle yaptığını biliyorum. Bu zamana kadar annesini merak etmedi mi diye düşünüp duruyorum. Aynı durumda ben olsaydım annemi merak eder, nasıl olduğunu öğrenmek isterdim."

Kenan bey, uzun süre yüzüme öylece baktı. Sanki ne söyleyeceğini düşünüyor gibi bir hali vardı. Onun için bu konuyu konuşmanın ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyorum. Ablasının özledi mi, yoksa özlemedi mi diye düşünürken Kenan beyin konuşması ile düşüncelerimi yarım bıraktım.

"Ablam kendinden başkasını düşünmeyen bir insandır. O eskiden de böyleydi. Neyse boşverin bu can sıkıcı konuyu. İsterseniz annemin yanına gidelim."

Bu konuyu daha fazla konuşmak istemediğini fark ettim ama o konuyu kapatmayınca ben de bir şey denedim. Daha sonra birlikte Zehra teyzenin evine girerken derin bir nefes aldım.

İçeri girdiğimiz de Zehra teyze karşımızdaki salonda oturuyordu. Bizi görünce yüzünde büyük bir gülümseme oldu. Oğlunu gördüğüne çok sevinmiş gibi bir hali vardı.

"Oğlum hoşgeldin";dediği zaman Kenan bey hızlıca annesinin yanına gitti. O da annesini çok özlemiş, bu her halinden belli oluyordu. Önümüzdeki tabloyu gördüğümde yüzümde büyük bir gülümseme oldu. Ben bile onları izlerken çok duygulandım.

"Hoş bulduk anneciğim." Hemen annesinin yanına oturduğu anda Zehra hanım oğluna sarıldı. Bu izlediğim tablo karşısında nasıl bir tepki vereceğimi bilemedim. Onu ilk defa bu kadar mutlu gördüğüm için bende çok mutlu oldum.

"Oğlum, bundan sonra yanımda olacağın için ne kadar mutluyum biliyor musun? Sonunda burada çalışacaksın. Bunun için ne kadar dua ettim bilmiyor musun?"

Karşılarına oturup izlemeye başladığımı bile fark etmedim. Birbirleri ile ne kadar güzel konuşuyorlar, Hande ablanın bu güzel tablonun içinde neden yer almak istemiyorum anlamıyorum. Bunun altından bir şey çıkacak gibi görünüyor.

"Biliyorum annem, bende buraya gelmek için çok uğraştım. Bende senin gibi dualar ettim. İkimizinde duaları kabul oldu. Bak şimdi buradayım. Bundan sonra birlikte mutlu bir hayatımız olacak."

Zehra teyze, oğlunun bu sözlerinden sonra dizlerinin üzerine duran ellerini tuttu. Daha sonra Kenan bey, annesinin elini tutup dudaklarına doğru götürüp öptü ardından alnına koydu. Onun annesine ne kadar düşkün olduğunu şimdi daha iyi anladım.

"Oğlum inşallah. Senin dediğin gibi oldun. "dedi. Ne zamandır bu şekilde oturduğumu bilmiyorum. Artık gitmem gerektiğini aklıma gelince hızlıca ayağa kalktım.

Ben ayağa kalkınca Zehra teyze ile Kenan bey bana baktı. Onların baktığını görünce başımı sallayıp gülümsedim. Neden birden ayağa kalktığımı merak ettikleri her hallerinden belli oluyordu.

"Şey ben artık gitsem iyi olacak. Zehra teyzenin eskisi gibi bana ihtiyacı olmayacak. Yine ben onu her zaman ziyaret edeceğim."

Zehra teyze oturduğu yerden kalkıp yanıma doğru gelmeye başlayınca derin bir nefes aldım. Merak ile ne söyleyeceğini dinlemeye başladım. Bana bir şey söylemek istediği her halinden belli oluyordu.

"Kızım neden böyle söylüyorsun. Sen benim kızım gibisin ve her zaman sana ihtiyacım olacak. Kendi kızım yanımda yok ama sen benim yanımdasın. Bunun için sana çok teşekkür ederim. İyi benim yanımdasın. "

Onun bu sözlerin sonra çok duygulandım. Benim hakkımda ne güzel düşünceleri varmış. Onun gibi tatlı bir teyze ile tanıştığım için kendimi çok mutlu hissettim. Bu kadar duygulanacağımı ise hiç bilmiyorum.

"Zehra teyze çok teşekkür ederim. Sen iyi ki varsın. Beni ne kadar duygulandırdın biliyor musun? Beni öz kızın gibi görünüyorsun ya, bunun için de sana çok teşekkür ederim."

Kendimi daha fazla tutamayıp Zehra teyzeye sımsıkı sarıldım. Kısa bir süre ne olduğunu anlamaya çalıştı ardından o da bana sımsıkı sarıldı. Kenan bey ise oturduğu yerden bize hayran hayran bakıyordu. Neden böyle baktığını kısa bir süre düşündüm. Daha sonra ablasının uzun zamandır annesine böyle sarılmadığı için olabilir diye düşünüp durdum.

Doktor Where stories live. Discover now