Başını sallayıp yataktan kalktı. Ondan sonra da ben kalktım. Onun elinden tutup odadan çıktım. Aşağıya indikçe Miray elimi daha çok sıkıyordu. Güven vermek için parmaklarını okşamaya başladım. Sabah kapıda bizi karşılayan tonton teyze bizi merdivende görünce yemek odasına götürdü.

Herkes oturmuş bizi bekliyordu. Boş sandalyelerden birine oturduğumda Miray'da yanıma oturdu. Elimi hala bırakmamıştı en çok yemek yerken gerilirdi. Çünkü o adam sırf bizi döverken elinde bir bahane olması için yemek masasına götürür yemek yemeye başlayınca da sabaha kadar döverdi.

Miray'da o yüzden hep gerilirdi. Bana o kadar dokunmazdı sadece Miray'ı korumak istediğimde döverdi. Ya da sarhoşken

Miray'ı ise bulduğu her fırsata döverdi

Herkes yemeğine başlamıştı biz ise sadece bakıyorduk. Miray korkuyla masada duran köfte patates tabağına baktı. Hayatında sadece birkaç kere yiyebilmisti

Birden mirayin tabağı bir el tarafından alındığında ikimizde irkildik. Tabağı saniyeler içinde ağzına kadar köfte patates ile dolduğunda tabağı bırakana baktım. Tunaydi

İşte buna şaşırmıştım. Tuna'nın da bizi istemediğini düşünmüştüm. Tamam, bize bağırıp, bizi istemediğini söylememişti ama ne bileyim öyle hissetmiştim.

"hadi herkese afiyet olsun"

Miray hala elimi tuttuğu için sol elim ile yemek yiyecektim. Catali elime alip tuna'nın benim icinde doldurdugu tabağımdan birkaç parça yemek aldım. Çok güzel yapmışlardı.

Miray'a söylemeyecektim ama onun yemeklerinden daha güzel olmuştu

Başımı Miray'a çevirdiğimde başını yere eğmiş ellerine bakıyordu. Sıkıntılı bir şekilde nefes aldıktan sonra çatala biraz yemek aldıktan sonra Miray'ı hafif dürtüp bana bakmasını sağladım.

O bana baktığında çatalı ağzına soktum. Teklif etsem kabul etmeyecekti. Ayrıca bu onun için bir nevi izindi. Ağzında ki lokmayı  yuttuktan sonra bana çattık kaşları ile baktı. Böyle yapınca çok tatlı oluyordu ama o sinirli olduğunu sanıyordu

Gülümseyip ona yaklaştım ve fısıldayarak

"yemek yemezsen bende yemem ve bütün yemeğimi sana yediririm"

Dediğimde hemen kaşığı eline aldı. Bu haline gülümsemiştim. O benim küçük çocuğumdu. Yemek yemeye başlasa da elimi bırakmamıştı. Bırakmasını istemiyordum. Onu hissetmek bana güç veriyordu

Yemeğimi yerken bir yandan da Miray'a bakıyordum ama o yemeğiyle oynuyordu. Bu durum canımı sıskada ona dokunmadım.

Zaten çok fazla yemek yiyebilen bir insan değildi.

Ben evin konuşulan birazda önemsenen oğlu olsam da Miray'ın bir hiçmiş gibi davranılması canımı sıkıyordu

Oguz'un konuşması ile ona döndük. Miray onlar her konuştuğunda nefesleri hızlanıyordu

"Annemin kusuruna bakmayın, o da bu yemekte olmak isterdi ama rahatsizlandi"

Oguzun yaptığı açıklamaya biz bir tepki vermemişti ama denizin ağzından çıkan 'hah' sesi herkesin ona dönmesine neden oldu.

"Ne zaman bizimle yedi ki" denizin öfkeli çıkan sesi ile miray yerinden sıçradı. Öfke onun en büyük korkusuydu

"Deniz annemiz hasta" ortam geriliyordu ve Miray titriyordu. "Annem hasta değil, bizi sevmiyor"

Kalbim korkuyla çarptı. Ne yani burada da mı sevilmeyecektik. Gözlerim dolmuştu sadece mirayı sevseler olmaz mıydı?

O çok yalnızdı, sevgiye ihtiyacı vardi

"Kapatın konuyu, ikizler korkuyor" tunanin konuşması ile hepsi bize baktı. Miray artık kesinlikle kriz geçiriyordu

"Afedersiniz" hızla kalktığımda mirayı odaya sürükledim. Konu bizimle ilgili olmasa da çok korkmuştu

Yatağa oturdugumuzda ellerini avucumun içine aldım.

Miray bir türlü sakinleşmiyor aksine daha çok geriliyordu. Koridorda adım sesleri duydum. Ama şuan onlar umurumda değildi

"Miray korkma kimse sana zarar veremez"

Başını hayır anlamında salladı. İnanmıyordu... Son çare onu sıkıca kendime çekip sarıldım.

"ben yanındayım. Kimsenin sana zarar vermesine izin vermem. Duydun mu? Kimse sana dokunamaz. Ben varken olmaz... Lütfen sakinleş Miray lütfen korkutma beni... Yakma canımı lütfen"

Sesim yalvarır gibi çıkmıştı. Miray'ın başını kaldırıp bana baktığını gördüm. Gözlerimden ne zaman aktığını bilmediğim yaşlarla birlikte gülümsedim

"aferin benim kızıma aferin"

SON

Yaralı İkizler [Tamamlandı]Where stories live. Discover now