nonetheless.

2.3K 95 132
                                    

Kısa bir aradan sonra tekrar karşınızdayım. 😝
Dizideki bazı sahneleri kendi hayal dünyama göre uyarladığımı baştan belirteyim, şaşırmayın bu yüzden.

Ayrıca satır arası yorumlarınız beni çok mutlu ve motive ediyor, lütfen eksik etmeyin. İyi okumalar!

t.A.t.u - All the Things She Said
Tom Odell - Another Love

Her şeye rağmen.

Eğer Aybike, Berk ile ilişkilerini bir cümleye sığdıracak olsa bu her şeye rağmen olurdu şüphesiz. Eğlenmek ve sevgilisiyle vakit geçirmek için gittiği evde Ayla Özkaya'nın kırıcı laflarını kendi kulaklarıyla duymuştu. Kimse bilmiyordu, söyleyememişti. Nasıl anlatabilirdi ki? Büyük umutlarla o kadınla tanışmıştı fakat Berk'in annesi hiç acımamış, önyargısıyla birlikte hepsini yıkmıştı birer birer. Çok klişeydi ama gerçekti, parası olmadığı için sevgilisinin yanına yakıştırılmamıştı.

Aynadan kendine bakarken gözünden düşen yaşları sildi ve omuzlarını dikleştirdi. Hayır, bu o değildi. Kendine gelmesi gerekiyordu. Birkaç saçma laf yüzünden Berk'ten ayrılmayacaktı, hem onun bir suçu yoktu ki. Düşüncelerinin değiştiğini biliyordu, bakışlarından bile belliydi. Bu konuyu onunla konuşup aralarını bozmaya gerek yoktu, en azından şimdilik susacaktı.

Annesinin seslendiğini duyunca derin bir nefes alıp yerinden kalktı, ardından kapıyı açıp salona, Şengül'ün yanına geçti ve kaşlarını kaldırdı. "Efendim, anne? Bir şey mi oldu?" Hissettiği yorgunluk sesine de yansımıştı fakat Şengül izlediği diziden dolayı bunu fark etmemişti. Bu içten içe Aybike'yi sevindirirken annesi, "Asiye ve Ömer bahçedeki masada oturuyor. Oğulcan çay götürdü, seni de çağırdılar." Şengül gözlerini televizyondan çekmeden konuşurken Aybike "Tamam," diye mırıldandı ve giymekten bıkmış olduğu sarı montu üstüne geçirip kapıdan çıktı. Birileriyle konuşmanın kafasını dağıtacağını düşünmüştü.

Kuzenlerinin ve abisinin yanında geldiğinde Asiye, "Kaçak gelmiş sonunda." demiş ve sırıtmıştı. Aybike küçük bir gülümseme ile ona baktıktan sonra Ömer'in kaşları çatılmıştı. Böyle şeyleri genelde o anlardı. "Neden yüzün asık senin? Bir şey mi oldu, kuzen?" Aybike cevap vereceği sırada Oğulcan atılmıştı olaya. "Valla kuzi, anlamadım ben de. Berk ile takıldığından beri bir sıkıntısı var ama anlatmıyor, sabah mutluydu gayet." Abisinin ortaya attığı teoriden sonra Ömer'in kaşları daha fazla çatılmış, dikkatini tamamen Aybike'ye vermişti.

"Berk ile kavga mı ettiniz? Anlatabilirsin bize," dedi yumuşak bir sesle. Aybike buna şaşırmıştı, Ömer'in sevgilisinden haz etmediğini biliyordu. Derin bir nefes aldı, ardından başını iki yana salladı.

"Berk ile alakalı değil. Yani, kısmen onunla alakalı ama suç onda değil." Herkesin kaşları çatılırken dilini dudaklarında gezdirdi. Anlatmak bile kalbini kırıyordu, gerçekten üzülmüştü. "Annesiyle alakalı, hakkımda kötü konuştuğunu duydum."

Oğulcan anlık yükselecekken Asiye ona kaş göz yapmış, susmasını sağlamıştı. Ardından sakince, "Nasıl şeyler söyledi?" diye sordu.

"Fakir olduğum için beni beğenmedi işte, özetle. Dünyanın en klişe şeyi ama başına gelince can yakıyor," dedi sesi titrerken. Berk onun hayatının her döneminde olsun istiyordu ama biraz uğraşacaklardı anlaşılan.

Ömer sesli bir nefes vererek alayla güldü, başını iki yana sallayıp yerinde yayıldı. "IQ'su üç buçuk demiştim, şaşırtmadı bu tavırlar. Annesi neymiş ki, oğlu ne olsun?" Söylediği şey ortamdaki havayı gererken Aybike sinirle yerinde dikleşti. Ömer sevgilisine bulaşamazdı, en azından elinden geldiğince engellemesi gerekiyordu bunu.

sour times // ayberWhere stories live. Discover now