𝚖𝚎𝚜𝚖𝚎𝚛𝚒𝚣𝚎𝚍

376 55 29
                                    

26 Aralık 2020

Tsukki'nin yanına gitmek için adımlarımı hızlandırırken onu görmemle duraksadım ve yüzümdeki gülümseme silindi.

Yanında, biri vardı... Bir kız.

Onlar, gülüşüyorlardı. Tsukki... Benden başka birine gülüyordu. Ona olan bakışları ve diğerlerine olan bakışları arasındaki farkı herkes görebilirdi.

Kalbim sıkışıyordu, görüşüm bulanıklaşınca tuvalete doğru koştum. Bir kabine girip kapıyı kilitledim.

Bu his neydi? Kıskançlık mıydı? Kırgınlık ya da belki de kızgınlık? Bilmiyordum, tek bildiğim iyi olmadığımdı. Kabinden çıktım ve yüzümü yıkayıp yüzüme o sahte gülümsemelerimden birini yerleştirdim.

Tsukki'nin yanına gidip selam verdim. Yanlarına gittiğimde, yüz ifadesinin değişmiş olması daha çok canımı acıtsa da belli etmemeye çalıştım.

Yanındaki kızın yanımızdan ayrılması gerekince gitti, Tsukki'nin yüzündeki gülümseme de solmuştu. Yine her zamanki gibi somurtuyordu.

"Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?" dedim gülerek. Sanki hiç canım acımıyormuş gibi...

"Sanırım..." diye mırıldandı. "Ona aşık oldum."

"Çok yakışıyorsunuz," deyip kıkırdadım, sanki onların birleşmesi beni mutlu edecekmiş gibi.

Her mutlu olanın gülmediğini, her gülenin de mutlu olmadığını öğrendiğinizde büyüyordunuz aslında.

Acı çekmenizin ve çektiğiniz acıyı başkasının fark etmemesi için rol yapmak zorunda kalmanızın arasındaki farkı anladığınızda büyüyordunuz.

Sahte gülümsemelerinizin arasında kaybolduğunuzda anlıyordunuz gerçekleri.

Tüm gün rol yaptıktan sonra eve geldiğinizdeki yorgunluğu hissettiğinizde hayatın gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kalıyordunuz.

İşte tüm bunları anladığınız gün, yaşamak zor geliyordu.

wish i were heather - tsukkiyamaWhere stories live. Discover now