"Bu kedi bir tek seni seviyor."

Martin kaçıncı olduğunu bilmediğim söylemime gülmüştü. Martin koltuğa kurulup gözlerini kapadığında hemen yanına ilerleyip bacaklarına yatmıştım.
Bir eli saçlarımı bulduğunda gözlerim kapanmıştı.

"Benim güzelliğim çok mu yoruldu?"

"Evet yoruldum."

"Karnın aç mı?"

Başımı iki yana sallayarak cevabımı verdiğimde yerinden kalkar gibi olduğunda durdurdum.

"Nereye?"

"Yatağa gidelim daha rahat uyursun?"

"Hayır böyle kalalım." sesim artık mırıl mırıl çıkarken onun gülümsediğini hissettim.

Saçlarımla uğraşı devam ederken yerimde oldukça mayışmıştım. Bir süre sonra ise bilincim uykuya yenik düştü.

.....

Martin sevgilisine bir kez daha hayranlıkla bakarken derin bir nefes alıp başını geriye itmişti. Artık otuzuna bir iki basamak kalmıştı ve o bu yaşına kadar mutluluğun tarifini bilmiyordu. En büyük şansı Gökkuşağı idi.
Ondandır ki ona kıyamayışı, çok sevmesi...

Neredeyse bacaklarına sarılmış sevgilisine gülümseyip onun bu anını ölümsüzleştirmek istedi. Zor bela cebindeki telefonunu çıkarıp uzun kolları ile havaya kaldırdı. Bir kaç fotoğraf çektikten sonra hepsine baktı. Çok güzeldi!

"Yorgunluktan bayılan bir sevgili

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


"Yorgunluktan bayılan bir sevgili... 🌈'M"

Sosyal medyadan yaptığı paylaşımla gülümsedi. Sosyal medya kullanmayı severdi bu huyuda işinden kaynaklı olduğunu düşünüyordu.

Daha fazla sevgilisini rahatsız konumda bırakmamak için yavaşça kalktı ve sakince sevgilisini kucağına aldı. Gökkuşağı bir kaç mırıltı çıkarsada Martin'in tek yaptığı bu hareketlerine gülmekti. Yatağa yatırdığı sevgilisinin saçından öperek doğruldu ve duşa ilerledi.

.....

Başımı Martin'in omuzuna yaslayıp daha rahat bir pozisyon aldığımda gözlerim kapanmak üzereydi. Artık kendi yuvamıza dönme vakti gelmişti. İtalya'dan özellikle Roma'da ki evden ayrılmak oldukça zor olmuştu. Ama artık biliyordumki buraya son defa gelişimiz değildi.

"Az kaldı güzelim."

Martin'e başımı sallayıp yanımızdan geçen hostesten bir kahve istedim. Ailemizin  bizi havaalanında beklediğine emindim ve belkide sabaha kadar uyutmayacakları kesindi, kahve uykuyu açardı!

Sonunda uçaktan indiğimizde derin bir nefes çekmiştim içime, çok kısa bir sürede memleketime özlem duymam benim suçum değildi.

Havalimanında son işlemleri gerçekleştirip çıkışa doğru yürürken bizimkileri gördüm. Arkadaşlarımızın hepsi simsiyah takımlar giymişti. Bu hallerine gülüp duraksadım ve sevgilime döndüm.

GÖKKUŞAĞIWhere stories live. Discover now